Din Afyon Mudur?

Hüseyin BAŞARAN

Komünizmin kurucu teorisyeni Karl Marx, “Din afyondur.” diyerek her türlü dini reddetmiştir. Komünizmin uygulayıcısı olan Lenin ise bu meseleyi şu şekilde izah eder: “Din, bütün yaşamı boyunca çalışan ve yokluk çekenlere, bu dünyada azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umudunu sürdürmeyi öğütler.” Aynı şeklide Sosyalizm ve Din isimli kitabında “Din, halkı uyutmak için kullanılan bir afyondur. Bizim programımız ateizmin dünya görüşü üzerinedir.” demektedir.

Herkesin yaşamı, mücadelesi, amacı kendi dinidir. Ezileni koruyan, sömürüye karşı çıkan, kimsesize destek olan, adalet emreden, mazluma yoldaş olan bir din afyon olamaz. Ama, bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışı güden, insanları haklarını aramaya değil, boyun eğmeye ve şükretmeye iten bir din ise afyondur. Tüm dünyada sömürgecilik hakimken sizin dininiz sizi, gözünüzü ve kulağınızı kapatıp tapınmaya davet ediyorsa bu da afyondur.

Hz. Muhammed’e peygamberlik geldikten tam 11 yıl sonra namaz farz kılındı. 11 yıl boyuncu peygamber sadece faizle, sömürüyle, zulümle ve şirkle savaştı. Burada açıkça İslam dininin namazdan başka önceliklerin olduğu sonucu çıkıyor. İslam tamamlanmadan önce  öncekileri vardı, fakat tamamlandıktan  sonra  bu öncelik  kalkmıştır. Örneğin ; bir yerde yangın var ve bu namaz saatine denk geldi. Sizin dininiz sizi, bu insanları kurtarmaya davet ediyorsa (ki bu İslam’dır) afyon değildir. Ama sizi ibadete gitmeye davet ediyorsa bu sadece yangını çıkaranların işine yarar ve bu din afyondur.

Ali Şeraiti, afyon dinini şöyle açıklar: “Bir din yetimi korumuyor, kimsesize sahip çıkmıyor ve ezilenin sesi olmuyorsa yalandır, afyondur. Sizin dininiz dünyada işe yaramıyorsa, ahirette de işe yaramaz.” Halbuki İslam, insanlığa hem dünyada hem ahirette kurtuluş vaat ediyor ve bu kurtuluş için savaş emrediyor. Bu savaşı Necmettin Erbakan şöyle izah eder: “Bu bir meydan muharebesidir ve kimsenin tribünden izlemeye hakkı yoktur.”

Sömürgecilerin bizde sorduğu iki soru var; sömürülmeye razı mısın? Bu uğurda sessiz kalacak kadar aptal mısın? Avrupa Hıristiyanlığı yıllarca bu soruya “evet” cevabı verdirdi. Bu yüzden “Din afyondur” demek mantıklı kılındı. Ama İslam bu soruya her zaman “hayır, artık bizi sömüremeyeceksizin!” dedi. İslam’ın temel meselesi adalettir. Adalet emreden bir din afyon olamaz. İslam; kimsenin hakkını yeme, kimseye hakkını yedirme ve kimsenin hakkının yenmesine müsaade etme, diyor. Bugün hangi dinden olursanız olun çevrenizde olan haksızlıklara, adam kayırmalara, rüşvete, adaletsizliğe ne kadar kör, ne kadar sağır iseniz o kadar afyon içindesiniz demektir. Ben bu dünyaya sadece tapınmak için değil de tüm insanlığı kurtaracak daha önemli meseleler için gönderilmiş olabileceğimizi düşünüyorum.

İslam’da, ibadetler bir zincirin halkaları gibidir. Şimdiki İslam’da ise bazı halkalar unutturulmuştur. Yani İslam dininde her ibadet önemlidir ve hepsi bir bütünün halkalarıdır. Namaz; salât anlamına uygun sömürüye karşı dik duruş eylemidir. Oruç, dik duruş esnasında karşılaşacağımız zorluklara karşı sabrı simgeler. Zekat, faizci sömürü sistemine karşı alternatif bir ekonomik düzendir. Aslında namaz, oruç ve zekat afyon dinine karşı bir tevhit eylemidir.

Afyon dininden olan kimseler, masalımsı bir inancın peşinden tefekkürden yoksun olarak zifiri karanlıklar içinde adım atmayı bir mücadele olarak görenlerdir. Bilmedikleri yolun peşinden giderek hep indirilmiş dine hizmetkar olduklarını düşünürler. Üretilmiş ve bunun gereği olarak bir kodlama içinde olduklarını anlamaktan uzak yaşarlar ve klonlanmış olduklarını da hiç fark etmezler. Üretici bir varlık olmayı ise seçtikleri yola göre aldatıcı bulurlar.Kendilerine öğretilen dogmatik tabu ve atalar kültürünün dışında hiçbir bilgi onlar için kıymetli değildir. Nihayet algıya yenik düşerler ve kolay olanı seçerler. 

Peygamber’in öğrettiği ideoloji toplumun maddi ve sosyal ihtiyaçlarını göz önünde bulunduruyordu. Temel sorun ise sömürüydü. Sömürü sistemini yok etmenin birinci şartı sınıfsal yapıyı yok etmektir. İslam, herkesi eşit  kabul ederek bu yapıyı reddeder. Cemaat ile namaz kılmak da bunu ispatlar niteliktedir. Bir cemaatin içinde iş vereninden işçisine, kaymakamından valisine kadar her rütbe ve zenginlikte insanlar bulunur. Bu kişiler içinde en alt tabaka olarak görülen işçinin hepsinin önüne geçerek onlara önderlik edip namaz kıldırması bu sömürü sistemine verilmiş büyük bir mesajdır.

‎İslam, insanları zengin-fakir, kadın-erkek, işçi-işveren olarak ayırmaz. İman edenler, iman eder gibi görünenler ve iman etmeyenler olarak ayırır. Afyon dini, sadece emir verir ve tapınmayı gerektirir. İslam ise, emirleri iman edenlere, mesajları tüm insanlığa verir ve yaşamayı gerektirir.

Yazar
Hüseyin BAŞARAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen