Diplomasi ve Akademi

Türkiye’de Antalya dahil, diplomasi ve dış politika konularını tartışan forum ve platformların akademiyi yeterince içine dahil edip etmediği önemli bir soru. O platformlara da çok değerli isimler ve akademisyenler çağrılıyor ve katılıyor olsa da az önce Türkiye’de uluslararası ilişkiler eğitimi veren bölümlerin bölüm başkanları arasından 30 hocamızın yer aldığı bir grupta sorulan, Antalya Forumu’na davet aldınız mı, sorusuna verilen cevaplar benim bir önceki satırdaki sorumu da, dolaylı ve maalesef olumsuz olarak, cevaplamış oldu.

Yıllardır Dışişleri Bakanlığı da akademiye mesafeli, akademi ile ilişkilerinde seçici ve seçkinci oldu. Bugün de aynı; bakanlık da, ciddi bir kamu kaynağı harcanarak yapılan forumlar da güya bağımsız bazı akademik platformlar da aynı ölçüde ekipçi, seçici ve dar bir alanda oluşuyor.

Bu durum, akademiden ve herşeyden önce bu platformlar için hiç iyi bir şey değil.

Akademiye gelince; diplomasi ve dış politika alanında eğitim veren, araştırma yapan fakülte, enstitü ve bölümlerin o forumlarda tartışılan konuları tartışma, daha iyilerini herkesten önce ve en iyi şekilde yapma hakkı ve yükümlülükleri var. Çoğumuz bunu derslerimizde veya bilimsel toplantı ve yayınlar yoluyla yapmaya çalışıyoruz. Ancak, yeterli mi bunlar? Bu soruya da herkes durumu nasıl görüyorsa ona göre bir cevap verebilir.

Ben konuya akademinin kamuoyu ile ilişkisi açısından bakılması taraftarıyım ve bu alanda akademinin daha fazlasını yapabilmesi veya yapması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle üniversite ve akademik birimlerin toplam çıktı ve etki değerlendirmesi bağlamı ve içinde, toplum ve topluluk yararına yapılacaklar arasında bu türden kamuoyuna açık ve kamuoyunu aydınlatıcı etkinliklerin mesleğe de kamuoyuna da önemli katkılarının olabileceğini düşünüyorum.

Bağımsız, tarafsız ve akademik olarak dış politika analizi ve mutlaka eleştirisi de içeren akademik bir diplomasi forumu yapma imkânımız olabilir mi, merak ediyorum. Bu, mevcut ekonomik ve siyasal şartlarda kolay da değil. Ancak, bizler akademi olarak kendi imkanlarımız ve potansiyelimiz içinde dünyanın, bölgemizin ve ülkemizin içinde bulunduğu sorunları, yüzleşmekte olduğu krizleri akademik olarak tartışabilmeli ve diplomasi kamuoyunun dikkatini daha akademik bir bakış açısına çekebilmeliyiz, düşüncesindeyim. Hatta, akademinin kendi imkân ve kaynaklarıyla tarafsız, bağımsız ve bilimsel kriterlerle bir araya gelerek, diplomatik gelişmeleri ve dış politikayı tartışmasının, değerlendirmesinin ve bunları kamuoyu ile paylaşmasının bugün her zamankinden daha elzem ve acil olduğu düşüncesindeyim.

Ankara SBF’ye öğrenci olarak 1987’de girdiğimde Soğuk Savaş’ın bitmesine henüz bir kac yıl vardı. Yani, diplomasiyi, dış politikayı, küresel siyaseti akademik olarak izlemeye başlayalı neredeyse 40 yıl olmuş oluyor. Bu son 40-45 yılı dış politika alanında dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmeleri, sorunları hem yaşayarak hem de akademik olarak izleyerek, çalışarak geçirdik.

Türkiye’nin bugün birçok cepheden kaynaklı olarak yaşadığı güvenlik krizleri ve dış politikadaki sorunlarının, ülke ve millet olarak 1940’ların başlarında yaşadığımız diplomatik şartlar ve sorunlardan, 1945-1952 arası döneminin şartlarından bu yana yüzleştiğimiz en ciddi, en riskli ve en belirsiz bir gündemi önümüze koyduğu kanaatini taşıyorum. Bu nedenle bugün akademinin ve kamuoyunun, diplomasi ve dış politika konusunda siyasetten uzak, bağımsız, akademik ve bilimsel değerlendirmelere daha önce hiç olmadığı kadar ihtiyacı var.

Böyle bir forumu yapmak, küresel ve bölgesel gelişmeleri, dış politika sorunlarımızı tartışmak da televizyon programlarından çok bizlerin, bölümlerimizin ve akademik platformların misyonudur.

Resmi forumlara bakış açım da yukarıdaki gibidir…

Bakalım!…

Yazar
Ahmet ÖZTÜRK

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen