Diyarbakır Ulu Camii, Diyarbakır Kalesi‘nin surları üzerinde Harput Kapısı ile Mardin Kapısı’nı birleştiren eksenin batısında yer alan cami.
Diyarbakır Ulu Camii’nin duvarlarında ise Cami ile şöyle bilgiler verilmektedir:
“Amid’in 639 yılında İslam dünyasının eline geçmesiyle şehrin en büyük kilisesi olan Mar Toma Kilisesi (Katedral) Ulu Camiye dönüştürülmüştür. Eserin kilise olarak kullanılmasından önce Pagan Dönemine ait putperest mekânı da olduğu bilinmektedir. Anadolu’nun en eski camilerinden biri olarak kabul edilen Ulu Cami, İslam dünyasının 5.Harem-i Şerifi (Mukaddes Mabet) olarak kabul edilmektedir. Caminin dört ayrı cephesi müslümanlığın dört ana mezhebine ayrılmıştır. Günümüzde de Hanefi Şafiiler iki ayrı mekânda ibadetlerini sürdürmektedir. Tarihinde deprem ve yangına da maruz kalan Ulu Cami, değişik dönemlerde onarılmış ve her onarımında da yeni yapılar eklenerek bugünkü şeklini almıştır. Cami avlusunda Romalılardan kalma bir güneş saati bulunmaktadır.” Aslında her ne kadar son cümleye kadar farklı yorumlar olmasa da son cümlede bahsi geçen Güneş Saati’nin sahibi ve mucidi, Şırnak doğumlu Ebû’l İz İbni İsmail İbni Rezzaz El Cezerî olarak da bilinmektedir.
Tarihçe
Anadolu‘nun en eski camisidir. 639 yılında Diyarbakır’a egemen olan müslüman Araplar tarafından şehrin merkezindeki en büyük mabedin (Martoma Kilisesi) camiye çevrilmesiyle oluşturulmuştur. Daha sonra 1091 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah‘ın buyruğu ile büyük bir onarım gördüğünü, değişik dönemlerde birçok kez onarım ve eklentilerle bugünkü şeklini aldığını kitabelerinden öğrenmekteyiz. 1115 yılında ğeçirdigi yangın ve deprem sonucu içerisindeki kemerler sutunlar bezemeli taşlar hepsi yıkılmıştır.dışarıda bulunan mermer taşları bu tarihten sonra yayılmıştır. Erken islam döneminin ünlü Şam Emeviye Cami’nin (benzerliklerden dolayı) Anadolu’ya yansıması olarak yorumlanan Diyarbakır Ulu Camii, İslam aleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Camide sibernetiğin babası olarak kabul edilen ünlü bilgin El Cezeri‘nin yaptığı güneş saati bulunmaktadır.
Mimari
Ortadaki büyük avlunun doğu ve batısında yer alan maksureleri, güneyinde Hanifiler Cami’i, kuzeyindeki Şafiiler Camii ve Mesudiye Medresesi ve Caminin batı girişinin hemen yakınındaki Zinciriye Medresesi ile dinsel ve kültürel yapıları bir araya getiren bir yapılar grubu niteliğindedir. Zinciriye medresesinde El cezeri (imam cezeri) ilk olarak ders vermiştir. Medresenin kapılarının küçük olma nedeninin içerisinde büyük alimler olduğundan odaya girerken eğilerek girilsin. Ulu Cami’nin avlu cephelerinde farklı dönemlere ait Mimari bezekler, kabartma ve yazıtlar büyük bir uyum içerisinde yerleştirilmişlerdir.