Ziya Gökalp Müzesi
Diyarbakır’ın yetiştirdiği fikir adamı Ziya GÖKALP’ın doğduğu bu ev de 1953 yılında Kültür Bakanlığı tarafından alınarak 1956 yılında Müze olarak teşhire açılmıştır. Burada da Ziya GÖKALP’e ait özel eşyaların yanı sıra etnografik malzemeler de sergilenmektedir.
Ünlü sosyolog, şair ve yazar Ziya Gökalp’ın doğduğu ve çocukluk yıllarını geçirdiği Ev, Melik Ahmet Caddesi, Gökalp Sokak’ta yer alır. 19. Yüzyılda inşa edilmiş Diyarbakır sivil mimari örneklerinin en güzel eserlerdendir. Diyarbakır yapılarına göre farklı özellikler arz eden bu ev iki katlı olup, merkezi avlu etrafında sıralanmış 3 kanattan oluşmaktadır. Bu kanatlar zemin+tek katlı olarak inşa edilmiştir. Diyarbakır evlerinde bulunan havuz bu evde, avlunun ortasına konulmayıp, eyvan içine yerleştirilerek farklı bir mimari düzen benimsenmiştir. Ev, iç avlunun etrafında birleşen harem ve selamlık dairelerinden oluşur. Ev, 19. yüzyıl başında siyah bazalt taşı kullanılarak inşa edilmiştir. Süs oğesi olarak; mahalli tabirle ’ciz’ veya ’kehal’ adı verilen beyaz renkli bezemeler dikkati çekmektedir.
1824 yılında Ziya Gökalp’in ailesine intikal eden evde 1876 yılında Ziya GÖKALP doğmuştur. 23 Mart 1956 tarihinde evin harem bölümü İl Özel İdaresince, selamlık bölümü ise Belediye tarafından kamulaştırılmış, harem bölümü, Kültür ve Turizm Bakanlığınca Ziya Gökalp Müzesi olarak düzenlenerek ziyarete açılmıştır.
Müzede Ziya Gökalp’in özel eşyaları, fotoğrafları, kütüphanesindeki kitapları ile yöresel etnografik eserler sergilenmektedir.
Müze, Melik Ahmet Caddesi, Gökalp Sokak’ta yer alıyor. Ev, Ekim 2014’te Kobani eylemlerinde yakılmış, arşiv ve kütüphane bölümü yok olmuştur. Müze Binası takiben TÜRSAB – Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nce restore edilmiştir.
DİYARBAKIR EVLERİNİN MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Diyarbakır’da köklü bir mimari gelişimin varlığını ortaya koyan eski yapıların başında evler gelmektedir. En az 7000 yıllık kesintisiz bir kültürel geçmişe sahip olan Diyarbakır’ın evleri de binlerce yılın verdiği deneyim sonucu gelişerek kentin tarihi kimliğine ve iklim koşullarına en uygun forma kavuşmuş ve böylece kendine özgü karakteristik özellikler taşıyan bir mimari biçim ortaya çıkmıştır. İklim, topografya, sosyal, ekonomik ve kültürel değerler Diyarbakır evlerinin fizikî biçimlenmesini etkileyen en önemli etkenlerdir.
Karasal iklim özelliği gösteren Diyarbakır’da kışlar soğuk ve az yağışlı, yazlar uzun ve kurak geçmektedir. Yazların çok sıcak geçmesi ve uzun olması kentteki yapıların biçimlenişinde önemli rol oynar. Merkezi avlu etrafında sıralanmış yaşam odaları mevsimlere göre dizayn edilmiştir.
Diyarbakır evleri yapılırken gelenek ve göreneklerin de yapılara yansıdığı görülmektedir. Bu durum evlerin yüksek duvarlar ardında ve dışa kapalı ve içe dönük mahremiyetin gözetildiği bir karakterde yapılmasına neden olmuştur.
Evler çoğunlukla, zemin+ bir katlı olarak inşa edilmektedir. İki veya üç katlı yapılar azdır. Yaz ve kış odaları ayrı tutulmuştur. Yaz odaları serin olması sebebiyle genellikle kuzeye doğru yönlendirilmiştir. Bu mekanlar genellikle güneş görmeyen yaz aylarında evin en serin olan mekanlarıdırlar. Kış odaları sürekli güneş gören kısma konumlandırılmıştır.
Diyarbakır geleneksel evlerinin önemli bir kısmı düz damlıdır. Bu durum günlük hayatın bir sonucudur. Çünkü sıcak yaz gecelerinde avlu ve damlarda yazın taht denilen yüksek ve genellikle ahşap karyolalarda yatıldığından düz damlar tercih edilmiştir. Ancak buna rağmen yine de çatılı evler de Diyarbakır mimarisinde azda olsa görülmektedir.
Büyük ve zengin ailelerin evleri harem ve selamlık olarak iki ana binadan meydana gelmektedir. Bu bölümler iki ayrı ev gibi düşünülmüştür. Her iki bölümün de sokakla olan bağlantıları ayrı kapılarla sağlanmaktadır. Bu evlerin kendi aralarında da birbirleriyle bağlantıları bulunmaktadır.
Evler kendi içinde kare, dikdörtgen ve yamuk planlı bağımsız bir avlu ile onu saran bir, iki, üç veya dört kanattan oluşan yaşam mekanları ile çevrilidirler. Yapı kanatları bir veya iki katlı düzenlenmiştir. Zemin katta mutfak, tuvalet, ahır ve varsa banyo gibi servis mekânları yanında havuzlu eyvanlar ve odalar gibi yaşama mekânları bulunur. İki katlılarda üst katta ise oda ve eyvanlar bulunur. Her evde depo ve kiler amaçlı kullanılan serzemin olarak adlandırılan bodrum bulunmaktadır. Zeminden üst kata avlu, eyvan ve sofada yer alan merdivenlerle ulaşılmakta, bodruma ulaşım ise avludaki basamaklarla sağlanmaktadır.
http://www.diyarbakirmuzesi.gov.tr/birimler.aspx?kid=1004#prettyPhoto’ dan yararlanılmıştır.