“Bu Zelenski’nin Güney Osetya’daki savaş sırasında ne kadar çabuk Saakaşvili’ye dönüşeceğine bağlıdır. Yüzbinlerce (!) Rus vatandaşı zaten Donbas’ta yaşıyor ve Rus pasaportu taşıyor. Anayasamıza göre devlet, nerede olursa olsun vatandaşlarını korumakla yükümlüdür. Eğer Kiev Donbas’a silahlı müdahalede bulunursa, Rus vatandaşları Ukrayna tankları, Amerikan mermileri ve Türk insansız hava araçlarının altında toplu şekilde ölürse, Moskova bu duruma kayıtsız kalmayacaktır. Bu çerçevede uluslararası arena, Donbas’ta Rus barış güçlerinin Karabağ’daki savaş ekseninde ortaya çıkan barışçıl yüzünü değil; 2008 yılının Ağustos ayında Gürcistan’da yaşanan olayların benzeriyle karşı karşıya kalacaktır.”
*****
Nazrin ALIZADA[i]
Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilim her geçen gün artmaktadır. Nitekim 26 Mart 2021 tarihinde Ukrayna’nın doğusundaki Rus ayrılıkçı güçler tarafından yapılan saldırı sonucunda dört Ukraynalı asker hayatını kaybetmiştir. Ayrıca Rus silahlı birlikleri de Ukrayna sınırı yakınlarına konuşlandırılmıştır. Bu gelişmenin ardından Ukrayna Başkomutanı Ruslan Khomchack, yaşananları Ukrayna Parlamentosu’na bildirmiştir.[1]
Her ne kadar Rusya tarafından bu birliklerin bölgeye yönlendirmelerinin eğitim tatbikatları çerçevesinde gerçekleştiği belirtilse de Amerikalı yetkililer, askerlerin yerleştirildikleri mevkilerle eğitim tatbikatlarının yapılması için belirlenen çizgilerin aynı olmadığını söylemiştir.
Bunun üzerine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Fransa ve Almanya liderleriyle yaptığı telefon görüşmesinde, Ukrayna’yla olan gerilimin tırmandığını kabul etmesi ve temas hattında yaşananlardan dolayı endişe duyduğunu dile getirmesi,[2] taraflar arasında sıcak çatışma ve hatta savaş riskinin bulunduğunu göstermektedir.
Bilindiği üzere Rusya, 2014 yılında Kırım’ı ilhak etmiştir. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ndeki (NATO) müttefikleri Rusya’nın Kırım’ı ilhakını tanımıyorken; ABD, her yıl Ukrayna’ya hem askeri hem de diğer alanlarda milyonlarca dolar tutarında yardım etmektedir.
Pazarlarını Avrupa Birliği’ne (AB) açmak isteyen ve Amerikan şirketleriyle doğalgaz rezervlerini geliştirmek için işbirliği yapma arzusunda olan Ukrayna da bu yardımlara sıcak bakmakta ve bu devletlerle ilişkilerini genişletmek istemektedir. Ancak bu durum, Rusya tarafından ülke ekonomisine yönelik büyük tehdit olarak algılanmaktadır. Bu çerçevede iki devlet arasında sınır sorunlardan ziyade; Batı yanlısı bir aktör olarak Ukrayna’nın konumlanmasından dolayı gerilim yaşanmaktadır. Bununla birlikte 2021 yılında ortaya çıkan gerginlik, Doğu Ukrayna’nın Donbas bölgesindeki kontrol hattında yaşanan ateşkes ihlallerinden dolayı meydana gelmiştir.
Aslında 2020 yılının Temmuz ayında hem Ukrayna Ordusu hem de Moskova destekli ayrılıkçılar, ateşkese varılmasıyla düşmanlıkların askıya alınması meselesini gündeme getirmiş ve her iki taraf da 27 Temmuz 2020 tarihinden itibaren ağır silahlarını cepheden çekmeye başlamıştır. Buna müteakip taraflar arasındaki silahlı çatıma oranı azalmıştır. Ancak Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözlemcileri tarafından kaydedilen ateşkes ihlallerinin 2021 yılının Şubat ayından itibaren arttığı bilinmektedir.
Söz konusu ihlallerin artması üzerine, taraflar ağır silahlı birlikleri yeniden temas hattında konuşlandırmaya başlamıştır. Bununla da hem Ukrayna hem de Rusya birbirlerini provokatör olarak adlandırmış ve karşılıklı suçlamalarda bulunmuşlardır. Donbas’taki silahlı çatışmalar ve karşılıklı suçlamalar, yeni bir şey olmasa da bu kez hem Kiev hem de Moskova’daki askeri yetkililer, bölgede yükselen tansiyonun savaşa neden olabileceğini düşünmektedir.
Savaş seçeneğinin güçlü bir olasılık olarak yorumlanmasında ise Ukrayna tarafından seferberlik ilan edilmesi, daha önce Donbas’taki silahlı çatışmalara katılan ve engin tecrübeye sahip olan yedekteki askerlerin yeniden göreve çağrılması, Ukraynalı keşif gruplarının savunma hattında araştırmalar yapması ve Ukraynalı üst düzey askerlerin bölgedeki birlikleri teftiş etmesi etkili olmaktadır. Ukrayna ve AGİT temsilcilerinin 1 Nisan 2021 tarihinde saat 00:00’dan itibaren ateşkese tam anlamıyla uyulması yönündeki çağrısına Rusya’nın herhangi bir yanıt vermemesi de bölgede yükselen gerilimin sıcak savaşa dönüşme riskine işaret etmektedir.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken 31 Mart 2021 tarihinde Üçlü Temas Gurubu’nun genel toplantısı yapılmıştır. Toplantı, Ukrayna Heyeti Başkanı Leonid Kravçuk’un 1 Nisan 2021 tarihinde saat 00:00’dan itibaren ateşkese tam ve kapsamlı bir şekilde uyulmasını sağlamak için yaptığı öneriyle başlatılmıştır. Öneri, AGİT Ukrayna Özel Gözlem Misyonu Başkanı Halit Çevik tarafından da desteklenmiştir. Çevik, tarafların ateşkesi güçlendirme ve sivillerin ve askeri personelin hayatını kurtarma isteğini teyit eden bir bildirinin açıklamasını da onaylamayı önermiştir. Böylece üç temas grubu temsilcisinden ikisi, tam ve kapsamlı bir ateşkese dönüş noktasında somut önerilerde bulunmuştur. Fakat bu öneriler Rus heyeti tarafından desteklenmemiştir.[3]
Bu noktada Rusya’nın niçin Donbas’a yönelik böyle bir strateji izlediği merak edilmektedir. Aslında Moskova’nın tutumu Kiev’in ekonomik sorunları aşmak amacıyla Batı’ya yönelmesinden kaynaklanmaktadır. Rusya, Ukrayna’nın dış politika tercihlerini kendi güvenliği açısından tehdit olarak görmektedir. Zira artan kamu borcu ve gümrük vergilerinin yükselmesi Ukrayna halkını yoksullaştırmakta ve bu da büyük bir ekonomik krize neden olmaktadır. Nitekim halktaki hoşnutsuzluğun giderilmesi için Zelenski’nin hem ülke içinde bazı önlemler alınmasını hem de Batı’ya ve özellikle de ABD’ye daha fazla yaklaşma stratejisini devreye sokmasını beraberinde getirmiştir. Fakat bu politika, Moskova’yı rahatsız etmektedir. Bu yüzden de Rusya, Donbas’taki ayrılıkçı güçleri vekil unsur olarak kullanmaktadır. Bu bağlamda Moskova’nın bahsi geçen politikayı niçin benimsediği şu şekilde sıralanabilir:
Ukrayna’daki Rus yanlısı televizyon kanallarının kapatılması
Ukrayna Başbakanı Zelenski tarafından Rusya yanlısı muhalefet lideri ve Putin’in yakın arkadaşı olarak bilinen Viktor Medvedchuk’a yaptırımlar uygulanması
Ukrayna Ordusu’nun güçlendirilmesi noktasında Batı ve ABD’den destek alınması
ABD ve Ukrayna birliklerinin ortak tatbikatlar yapmayı planlaması
Ukrayna’nın Batı’nın yardımıyla Rus işgalci güçlerini sınırlarının ötesine çıkarmak istemesi
Moskova’nın Ukrayna’yı NATO ve AB ile ittifaktan uzaklaştırmaya çalışması
Navalni protestoları sonrasında hem içerden hem de yakın çevresinden saldırıya uğradığını düşünen Rusya’nın Ukrayna üzerinden Batı’ya yanıt vermek istemesi
Bu kapsamda Rus medyası, Ukrayna Ordusu’nu dışarıdan destek almakla suçlamakta ve Donbas’ta Ukrayna’nın büyük bir saldırı hazırlığında olduğunu iddia etmektedir. Dolayısıyla Moskova, Kiev’i çatışmayı kışkırtmakla suçlamaktadır. Ancak unutulmaması gereken bir husus vardır ki; tıpkı Kırım Sorunu’nda olduğu gibi, Rusya’nın olası Dombas müdahalesinin de yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. Her ne kadar Rusya, Kırım’da olduğu gibi Rus pasaportuna sahip vatandaşlarını koruma iddiasıyla Ukrayna’ya müdahale edebileceğini belirterek meseleye meşruiyet kazandırmaya çalışabilirse de her iki durumun da uluslararası hukuka aykırı olduğu ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün ihlali anlamına geldiği belirtilmelidir.
Aslında bahse konu olan meselenin arka planında Rusya’nın yakın çevresinde mutlak üstünlük elde etmek istemesi vardır. Bu noktada Komsomolskaya Pravda’da açıklamalara yer verilmelidir. Örneğin, “Rusya, Ukrayna’ya müdahale edecek mi?” sorusu şu şekilde tartışmaya açılmıştır: [4]
“Bu Zelenski’nin Güney Osetya’daki savaş sırasında ne kadar çabuk Saakaşvili’ye dönüşeceğine bağlıdır. Yüzbinlerce (!) Rus vatandaşı zaten Donbas’ta yaşıyor ve Rus pasaportu taşıyor. Anayasamıza göre devlet, nerede olursa olsun vatandaşlarını korumakla yükümlüdür. Eğer Kiev Donbas’a silahlı müdahalede bulunursa, Rus vatandaşları Ukrayna tankları, Amerikan mermileri ve Türk insansız hava araçlarının altında toplu şekilde ölürse, Moskova bu duruma kayıtsız kalmayacaktır. Bu çerçevede uluslararası arena, Donbas’ta Rus barış güçlerinin Karabağ’daki savaş ekseninde ortaya çıkan barışçıl yüzünü değil; 2008 yılının Ağustos ayında Gürcistan’da yaşanan olayların benzeriyle karşı karşıya kalacaktır.”
Yukarıdaki açıklamadan aslında Rusya’nın bölgeye kendi vatandaşlarını koruma bahanesiyle müdahalede bulunabileceği anlaşılmaktadır. Bu durumda ise “Rusya, Donbas’a müdahale ederse ve olası savaşta üstünlük sağlarsa sonuçları nasıl olur?” sorusu değerlendirilmelidir.
Savaş durumunda Rusya’nın üstünlük sağlaması halinde, Ukrayna birlikleri Mariupol, Slavyansk ve Severodonetsk dâhil olmak üzere Donbas’taki idari sınırların dışına çıkmaya zorlanabilir. Bu da otomatik olarak Donetsk ve Luhansk’ın Ukrayna’dan ayrılması ve bölgede Rus askeri üslerinin resmen tesis edilmesi anlamına gelebilir. Lakin bu gelişmeler Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne aykırı olacaktır. Bu sebeple de bölgede Rusya’nın ABD ve NATO’yla karşı karşıya gelmesi ve Rusya’ya yönelik yeni yaptırımların uygulanması mümkündür. Ancak çeşitli yaptırımların Kırım’ın ilhakında da uygulandığı ve somut bir netice alınamadığı bilinmektedir.
Sonuç olarak Rusya’nın “yakın kardeşi” olarak gördüğü Ukrayna’ya müdahalede bulunma ihtimalinin bölgedeki tansiyonu yükselttiği aşikârdır. Yaşanan gelişmeler, yalnızca Ukrayna ile Rusya arasındaki bir kriz değil; aynı zamanda Doğu ile Batı arasındaki jeopolitik rekabeti ortaya koymaktadır. Kuşkusuz mevcut gelişmeler, Donbas’ın bir sıcak çatışma bölgesi haline gelebileceğine işaret etmektedir.
Dipnotlar
[1] “U.S. Watching Escalation of Armed Confrontation near Ukraine’s Border with Russia”, CBS News, https://www.cbsnews.com/news/russia-troops-ukraine-border-concerning-united-states/, (Erişim Tarihi: 01.04.2021).
[2] “Путин Провел Переговоры c Меркель и Макроном (Putin Provel Peregovory s Merkel i Makronom)”, Gazete.ru, https://www.gazeta.ru/politics/news/2021/03/30/n_15803006.shtml, (Erişim Tarihi: 01.04.2021).
[3] “Київ: Росія на ТКГ Відмовилася Підтримати Перемиря з 1 Квітня (Kyyiv: Rosiya na TKH Vidmovylasya Pidtrymaty Peremyrya z 1 Kvitnya)”, DW, https://www.dw.com/uk/kyiv-rosiia-na-tkh-vidmovylasia-pidtrymaty-peremyria-z-1-kvitnia/a-57068147, (Erişim Tarihi: 01.04.2021).
[4] “Когда Начнется Война в Донбассе и чем Она Закончится (Kogda Nachnetsya Voyna v Donbasse i chem Ona Zakonchitsya)”, Komsomolskaya Pravda, https://www.kp.ru/daily/27248/4377008/, (Erişim Tarihi: 01.04.2021).
———————————————–
Kaynak:
https://www.ankasam.org/donbasta-tirmanan-gerginlik-rusya-ukrayna-anlasmazligi/
—————
[i] 1992 AZERBAYCAN doğumlu Nazrin ALİZADA, 2013 yılında Bakü Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden iyi bir derece ile mezun olmuştur. Aynı yıl Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesi Türk Dünyası İşletme Fakültesi Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi bölümünde yüksek lisans eğitimi almaya başlamış ve 2015 yılında yüksek lisans derecesi almıştır. 2016 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora eğitimi almaya başlamış ve halen eğitimi devam etmektedir. Daha önce farklı uluslararası kongrelere katılarak sunumlar yapıp, yazıları yayımlanan Nazrin ALİZADA, iyi derecede İngilizce ve orta derecede Rusça bilmektedir.