Yeni yüzyılın başında meydana gelen iki önemli gelişme birçok şeyin değişmesini körüklüyor. Bunlardan birincisi dijital devrim ve internetin hayatımıza hızla girmesi. Diğeri ise, var olan endüstri modeli yerine yenisinin her boyutuyla yerleşmeyDördüncü sektör umut olabilir mi?e çalışmasının da doğurduğu yeni sorunlar. Bir tarafta 4. endüstri devrimi ile yaşam hızlı biçimde değişirken dünyamız işsizlik, eşitsizlik, istikrarsızlık ve ekolojik sorunlarla boğuşuyor.
*****
Prof.Dr. Yavuz ODABAŞI
Toplumların gittikçe dinamik, etkili, şeffaf ve karmaşık hale gelen ihtiyaçlarının tatmininin zorluğu kendini şiddetli biçimde hissettiriyor. Öte yandan bu sorunlara yanıt olarak yaratıcı ve yeni yaklaşımlarla sayısız girişim ve müdahale gerçekleşmekte. Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Sürdürülebilirlik, Hayırseverlik, Bilinçli ya da Vicdanlı Kapitalizm, Döngüsel Ekonomi gibi niceleri gündeme oturmuş durumda. Yine de sorunlarda azalma değil bir artış gözlenmektedir. Bunun temel nedenlerinden biri var olan sistemin -ne olursa olsun- ekonomik büyümeye odaklı biçimde çalışmasıdır. Bu anlayışın sonucu, bugün başta ekonomi olmak üzere, hemen hemen her konuda kıtalar, ülkeler, bölgeler ve kişiler arasında oluşan büyük uçurumdur.
Küçük ve marjinal gelişmeler yeterli değil sosyal ve çevresel sorunları çözmeye. Günümüzün iş modelleri ve ekonomik sistemleri; doğal kaynakların bol ve ucuz olduğu, insan ve işçi haklarının dar biçimde tanımlandığı, küreselleşmenin henüz emekleme aşamasında olduğu endüstri çağında doğmuş. Şimdi ise ticaretin küreselleşmesi, dijital devrim, 4. endüstri devriminin sıcaklığı gibi büyük değişimler içinde çalkalanıyoruz ve her şey gibi geleneksel olarak bildiğimiz örgütlenme biçimleri de değişiyor.
Değişim-dönüşüm yönü
Dünya üç sektörlü bir ekonomiyi yaşıyor. Kamu, özel sektör ve kâr amacı gütmeyen kuruluşların içinde olduğu 3. sektör. Son 20 sene içinde bu durum değişmeye başladı. Kâr amaçlı özel girişimler, amaçları arasına çevre ve sosyal konuları koymaya başladılar. Tam zıttı olarak da kâr amacı olmayan kuruluşlar da kar getiren girişimlerde bulunarak amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar. Günümüzde bu üç sektörün iç içe geçtiği, etkilendiği, birlikte olduğu 4. Sektör bileşimi gelişiyor. Üç tür sektör amaçları ve bunların yöntemleri gün geçtikçe birbirine benzeşiyor ve yeni bir eksende yakınsama yaşıyor. Yeni bir melezleşme yaşıyor ve melez kuruluşlar haline dönüşüyor hepsi. Kooperatifler, İndirim Mağazaları, 3. sektör, sivil girişimler, sürdürebilirlik atılımları, Vakıf Girişimleri, Yerel Yönetim Girişimleri ve Kuluçka Merkezleri bunlardan sadece birkaçı. Bunların çoğu gelir modelleri ile finansal başarısızlıklarının olumsuz dışsallıklarını en aza indirirken, tıpkı kâr amacı gütmeyenler gibi güçlü sosyal ve çevresel yararlar sundular. Özellikleri ise; sosyal amaçlar, iş yöntemleri, kapsayıcı sahiplik, paydaşlar yönetişimi, adil ödemeler, daha üst düzeyde sorumlu sosyal ve çevresel amaçlar için makul bir karlılık, şeffaflık, varlıkların korunması.
Engeller-sıkıntılar
Dünya Bankasına göre, 2030 yılına kadar “Sürdürülebilirlik Gelişme Amaç ”larına erişmek için trilyonlarca dolar yatırım gerekiyor. Geleneksel kâr maksimizasyonu düşünen şirketler yerine sosyal ve çevresel etkiler yaratacak iş modellerine ihtiyaç oldukça fazla. Tüm iyi niyetli girişimlere rağmen, arzulanan özgün özellikleri kaybetmeden ve değerlerinden ödün vermeden daha kapsayıcı ve yeni yaklaşımlara henüz ulaşılamamıştır. Bu anlayışı destekleyecek, 4. Sektörü kapsayacak bir eko sisteme ihtiyaç var.
Sözünü ettiğimiz üç sektörün kendi özgün destek sistemleri var. Finansal ve politika çevreleri özgün biçimde her birinde farklı. Halbuki, 4. Sektör oldukça parçalı ve yeni gelişmeye başlayan bir sektör, ancak birçok ülke yasal düzenlemeler ile bu tür girişimleri özendirmeye çalışıyor. Buna rağmen, geleneksel üç sektörün sınırları içinde ve etkisinde kalacak biçimde dar bir açıdan tanımlanıyor 4. Sektör. Diğer üç sektörü kökten değiştirmek yerine, 4. Sektöre ağırlık yapmak gerekiyor. Bu sistemi geliştirmek diğer sektörlerin de olumlu değişimlere yönelmesinde yardımcı olabilecektir. İş dünyası için, yeni müşteriler ve gelişme gösterecek piyasalara erişimi sağlayabilecektir. Paydaşların adanmışlığı, artan verimlilik, tedarik zincirinin güçlenmesini sağlayabilecektir. Kâr amaçlı olmayanlar için, yeni ortaklıklar kurma fırsatı yaratabilecek, artan hayırseverlik kaynakları, kendi sürdürebilirliğini oluşturma gibi çözümler sunacaktır. Son olarak, kamu için bu tür girişim kaynakların artışını, özel yatırımın artmasını ve yeni istihdam ve iş yaratımını sağlarken, çevre ve toplum sorunlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmesini sağlayacaktır.
Ve sonuç
Günümüz yönlendirici, baskıcı kendi çıkarını önceleyen iş modelleri artık yeterli ve etkili olamıyor. Herkesin rol alabileceği, katkıda bulunabileceği ve yaratıcılığı ortaya koyabileceği bir fırsat yaratıyor 4. Sektör. Bu yaklaşım için, yeni nesil örgütleri gerçekleştirebilecek güce sahip sosyal girişimci, tüketici ve iç-dış paydaşlar tarafından büyük ve önemli değişim talepler i var ve bu talebe bağlı olarak da kuruluşlar değişime uğruyor. 4.sektör, yepyeni bir sektör olarak iş modelleri ile sosyal amaçları harmanlamaktadır. Kısaca, dünyayı daha iyi ve yaşanır bir yer haline getirmeyi amaçlamaktadır.
—————————
Kaynak:
http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/dusunenlerin-dusuncesi/dorduncu-sektor-umut-olabilir-mi–2690136/