Varlık Sebebimiz, İki Cihan Serverimiz, Sevgili Peygamberimiz Aleyhisselâtü Vesselâm Efendimiz; bundan 1392 yıl önce,
8 Haziran 632 Pazartesi Günü “Allâhümme fi’r-refîkı’l-Â’lâ” (Beni Refîk-ı Â’lâ’ya ulaştır) duâsıyla Âlem-i Cemâl’e vuslât için Hakk’a yürümüştü…
GÜL MUSHAFLI SEVDÂMIZIN SEMBOLÜ, “ÂLEMLERE RAHMET” OLAN RESULLER RESÛLÜ KÂİNÂTIN SOLMAYAN GÜLÜ’ne yeryüzüne düşen yağmur damlaları adedince salât ü selâm olsun…
“Benim iki cihan içre murâdım Ol Hüdâ’dandır,
“Ümîdim rûz-i Mahşerde Muhammed Mustafâ’dandır.”
Lâ-Edrî
Bu vesîleyle âcîzâne olarak kaleme aldığım “Efendim” isimli bir Nâ’t-ı Şerifi bâkî selamlarımla birlikte arz ediyorum.
Rasûl-i Ekrem ve Nebiyy-i Muhterem Sallellâhu Aleyhi ve Sellem Efendimiz Hazretleri’nin; azîz, pâk, mübârek, münevver, muallâ, müberrâ ve mutahhar Rûhu Şerifleri için;
El-Fâtiha, meas salâvât…
EFENDİM
“Gül” sevdâsı özge candır, candan öte cân Efendim.
Cânım cânâna kurbandır, cânıma cânân Efendim.
“Ol” hükmüne “Gül”dür fermân, “Gül”dür cümle derde dermân,
Zâtı nurdur, hâli nûrân; “Ahlâkı Kur’ân” Efendim.
“Gül”den gelir bize himmet; şâd ü handân olur ümmet,
Şânı “Âlemlere rahmet”; beyânı Furkân Efendim.
Emrolundu “Gül”e biât, “Gül”e bestedir kâinât,
“Gül” nefesli âb-ı hayât, rahmet-i Rahmân Efendim.
“Gül”dür gönüllerin âhı, “Gül”dür Peygamberler Şâhı,
İki Cihan Pâdişâhı, Mi’râc’a mihmân Efendim.
“Gül” sürgünü mü’min garip, “Gül”süz gönüller muzdarip,
Süveydâ-yı kalbe tabip, bâis-i gufrân Efendim.
“Gül”dür bizim imdâdımız, “Gül”dendir istimdâdımız,
“Gül”den medet murâdımız; afv için fermân Efendim.
“Gül” cemresi bekler akıl, nur yağsın kalbe muttasıl,
Kerem eyle, şefaât kıl, Habîb-i Zîşân Efendim.
Hak yoluna destur almak, “Gül” dalında gonca olmak,
“Gül”ün gölgesinde kalmak, kutlu bir destân Efendim.
Rabbim lûtfetsin hidâyet, îmandır en büyük nîmet,
“Gül”e duyulan muhabbet, kalplere dermân Efendim.
“Gül” hasreti yakar bizi, pür-nûr eyler içimizi,
Hicrânı hüzün denizi, aşkı gülistan Efendim.
Tâ ezelden zaman âşık, “Gül”e kevn ü mekân âşık,
“Aman” diyen bu cân âşık, aşkın bize şân Efendim.
Güneş, nûr-ı cemâlinden; ışık alır her hâlinden,
“Gül”ü sevmek kemâlinden, aşk ile îmân Efendim.
“Gül”de umut, “Gül”de safâ, hudutsuzdur “Gül”de vefâ,
“Gül”dür Muhammed Mustafa , Güllere Sultân Efendim.
Dr. Mehmet GÜNEŞ