Ruhbilimci Thomas Henri Huxley (1815-1895), bilgide, bilimde sınır vardır. Bilinmeyende sınır yoktur. İnsan aklı anlaşılmazlığın, bilinmeyenin engin okyanusunda barınacak bir ada sağlar (der). Her kuşağa düşen iş, bu okyanustaki adayı biraz daha toprak katarak büyütmektir. Bilimsel ve toplumsal olarak belirsizliğin, bilinmeyenin çözümü eğitim-öğretim sistemiyle gerçekleşir.
*****
Prof. Dr. Özcan KÖKNEL[i]
5 Kasım 2017 günü Milli Eğitim Bakanı eğitim-öğretim sistemini açıkladı. Uzmanlar, başta nitelikli, niteliksiz, sınavlı, sınavsız okul ayrımı olmak üzere sistemi değişik açılardan eleştiriyorlar, tartışıyorlar. Belirsizlik, çözümsüzlük sürüyor.
Kamu Denetçiliği Kurumu, 2017 yılı ocak-ekim ayları arasında yaklaşık 25 değişik sorunlarla ilgili başvuruların başında yüzde 26.07 oranında eğitim-öğretim sorunları olduğunu belirtmiştir. “World Economic Forum” (WEF) raporuna göre Türkiye 2008 yılında eğitim-öğretim alanında 91. sırada yer alırken, 2017-2017 yıllarında 105. sıraya düşmüştür. Bu düşüşü vurgulayan yerli, yabancı birçok araştırma, çalışma vardır. Bu düşüşün nedeni araştırılmamış, tartışılmamış, çözüm bulunmamıştır.
Jean Werner Muller, “Popülizm Nedir?” adlı kitabında popülizmin bütün sorunların çözümünü engellediğini, önlediğini vurgulamıştır.
Her devirde görülen popüler kültür demokrasiyi benimsemiş görüntüsü altında, kendini halkın tek temsilcisi olarak gösterir. Destek bulmak için “çoğulculuk” yollarını kullanır.
Muasır medeniyet
Politikada, siyasette popüler yaklaşım inanç sistemini, etnik kimliği, yaşam biçimini boyar. Gücünü sürdürmek için değerleri sömürür. Gerçek dışı sanal iletiler kullanır; girişimler yapar. Eğitim-öğretim sistemi bilimsel içerikli uygulamadır. Bireyin toplumun gelişmesini sağlar.
29 Ekim 2017 Cumhuriyet Bayramı’nda Cumhurbaşkanı parti ayrımı yapmadan Atatürk’ün “Muasır Medeniyetler seviyesine çıkmak” hedefini vurgulamış; 2023 yılında Türkiye’yi bu hedefin üzerine çıkarmak için gereken çabayı göstereceklerini açıklamıştır.
Atatürk, sorunların çözümünde bilimsel yaklaşımın gereğini ilk kez 22 Eylül 1922’de önermiştir. “Dünyada her şey için, hayat için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında mürşit aramak gaflettir, cehalettir, doğru yoldan çıkmaktır.”
Eğitim: Algılama, anlama, bilgi, toplumsal, kültürel güdü; bireysel toplumsal gelişme, ilerleme, gruba, topluma uyum; yaratıcılık, üreticilik, girişimcilik, başkalarını etkileme, başarı anahtar sözcüklerinin açılımıdır.
‘Durum, rol, yer’
Öğretim: Belirli alanlarda, çalışmada, işte, meslekte, edebiyatta, sanatta, politikada, belli bir amaca yönelik, alışkanlığı, bilgiyi, beceriyi kazandıran kapsamı çok geniş olan, yaşam boyu süren davranış kalıplarını, şemaları içerir.
Okul öncesi, ilk, orta, lise sınıflarında aktarılacak, eğitim-öğretim sisteminin içeriği eğitim uzmanlarının ilgi alanıdır. Eğitim-öğretimin tanımında görüldüğü gibi, bu içeriğin oluşmasında, ruhbilim ve toplumsal ruhbilimden kaynaklanan öğeler vardır. Birey yaşadığı toplumsal ortamda ilişkisini, iletişimini, etkileşimini, toplumsal durumu, rolü, yeri aracılığı ile sağlar. Durum, rol, yer üçgeni aynı zamanda kişiliğin benlikten sonra gelen benliğin gelişmesini olgunlaşmasını sağlayan kimlik katmanıdır.
Durum: Bireyin içinde bulunduğu grupta, toplumda belirli zaman dilimi içinde konumunu işlevini gösterir. Cinsiyet, yaş, zekâ, çoğulcu zekâ, duygusal zekâ gibi bireysel özellikler dışında, ekonomik düzey, inanç, politik, siyasal görüş durumu etkiler.
Rol: İnsanın içinde bulunduğu duruma göre yapması gereken bütün davranışları, eylemleri içerir. Her rol ve rolle ilgili davranışlar, eylemler, bireysel ve toplumsal iletişimin, etkileşim sonucu oluşur.
Eğitim-öğretimin amacı durum, rol, yer üçgeninde bireyin toplumsal yerini çalışma, iş, meslek seçimini, bilimsel ilkeler, kurallar, veriler, uygulamalar ışığı altında saptamaktır. Meslek seçimi çözümü gereken önemli bir sorundur.
Çocukluk çağında benliğin gelişme sürecinde, çocuğun ilgisi, ilişkisi, oyunu, oyuncağı; gençlik çağında, bilgisi becerisi, zekâ düzeyi, çoğulcu zekâ alanı bu seçime ışık tutar, yol gösterir. İş, meslek alanında liyakatli, yetenekli bireyler, bireysel ve toplumsal huzuru, mutluluğu, gelişmeyi sağlar. Latince kökenli meslek anlamına gelen kariyer sözcüğü (carrieer) at arabası (carrus) ve yol (carrera) sözcüklerinden türetilmiştir. Kariyer, mesleğin doğru, güzel, iyi başarılı, liyakatli sürdürülmesidir.
Eğitim-öğretim sistemi, çeşitli bilimsel sistemleri içeren çalışmaya, işe, mesleğe odaklanmış, gelişimini sağlayan bilimsel öğretidir. Bu sistem içinde ruhbilim ve toplumsal ruhbilim temeli oluşturur. Bu temel, beceri, yeti, yetenek kazandırır.
Beceri ve yeti öğesi
Beceri: Bireyin bedensel, ruhsal gücünü amaca, duruma, ortama uygun kullanmasıdır.
Yeti: Bireyin dikkat, algı, bellek, düşünce, imgeleme, usa vurma gibi bilişsel işlevlerini doğru gerçekçi, hızlı kullanmasıdır.
Yetenek: Bireyin beceri ve yeti öğelerini kullanarak doğru, gerekli davranması, eylem yapması, tepki vermesidir.
Ruhbilimci Thomas Henri Huxley (1815-1895), bilgide, bilimde sınır vardır. Bilinmeyende sınır yoktur. İnsan aklı anlaşılmazlığın, bilinmeyenin engin okyanusunda barınacak bir ada sağlar (der).
Her kuşağa düşen iş, bu okyanustaki adayı biraz daha toprak katarak büyütmektir. Bilimsel ve toplumsal olarak belirsizliğin, bilinmeyenin çözümü eğitim-öğretim sistemiyle gerçekleşir.
———————————————————-
[i] Prof. Dr. Özcan Köknel, 1954 yılında İ.Ü. Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği’ne asistan olarak girmiş, 1995 yılına kadar uzman, doçent, profesör, yönetici olarak çalışmıştır. 1995 yılında emekli olmuş, 2002-2008 yılları arasında Ticaret Üniversitesi’nde ders vermiştir. Bilimsel çalışma, araştırma ve yayınları gençlik sorunları, ruh sağlığı, ilaç tedavisi, alkol ve madde bağımlılığı alanlarında yoğunlaşmıştır. Yabancı dergilerde 50, yerli dergilerde 200’den fazla yayını vardır. Yirmi beş kitabı yayımlanmış, yirmi kitabın bir ya da birkaç bölümünde yazıları yer almıştır. İki uluslararası, beş ulusal bilimsel derneğin üyesidir.