Ekonomide rasyonaliteye dönüşün rotası nasıl olmalı?

Merkezi yönetim bütçesi ve ödemeler dengesinin yüksek açık vermesi, buna ilaveten TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verisinin yüzde 40’lar seviyesinde olmasına rağmen hayat pahalılığının hane halkları üzerindeki baskısının çok güçlü olması, gelir dağılımının bozulması, döviz ve faiz piyasasında fiyatlama mekanizmalarının etkinliğini kaybetmiş olması güven ve öngörülebilirliğin esas alındığı bir ekonomik programın ivedilikle hayata geçirilmesini zorunlu kılmaktadır.

*****

Dr. M. Coşkun CANGÖZ

Seçim sonrasında uygulanacak ekonomik modelin ne olacağı ve ekonomi yönetiminde görev alacak kadroların nasıl oluşacağı seçim döneminde en çok tartışılan konular arasındaydı. Bu konudaki belirsizlik Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanması ve devir teslim töreninde yaptığı “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı bir Türkiye ekonomisi özlenen refaha ulaşmamızda önemli olacaktır. “Makro finansal istikrarı önceliklendireceğiz” açıklamasıyla bir ölçüde ortadan kalkmış oldu. Bu aşamada Bakan Şimşek’in ifade ettiği “önceliklendirme” kapsamında çözüm bekleyen sorunlu alanlara yönelik hızlı ve etkili adımlar atılması gerekiyor. Peki, bu kapsamda ekonomi yönetimi hangi alana odaklanmalı ve neler yapılmalı?

İkiz Açık Problemi

Orta Vadeli Program’da (OVP) 2023 yılında merkezi yönetim bütçe açığı tahmini 660 milyar TL olup GSYH’nin %3,5’i olarak öngörülmüştü. EYT kapsamındaki ödemeler, en düşük memur maaşının 22bin TL’ye yükseltilmesi, Temmuz ayında asgari ücret ve kamu çalışanlarının maaşlarına yapılacak zamlar, döviz kurundaki artışlara bağlı olarak kur korumalı mevduat sahiplerine bütçeden yapılacak ödemeler, deprem nedeniyle ortaya çıkan mali yükün bütçeye yansımaları, BOTAŞ ve diğer KİT’lere transferler gibi harcama artırıcı faktörler nedeniyle 2023 yılı merkezi yönetim bütçesinin GSYH’ye oranla yüzde 10 ve hatta daha fazla açık vermesi beklenmektedir. 2002 yılında bütçe açığı / GSYH oranının yüzde 11,1 olarak gerçekleştiği dikkate alındığında bu durum bütçe disiplinin bozulduğuna ve son 20 yıldaki en yüksek açık seviyesine ulaşıldığına işaret etmektedir.

Öte yandan reel efektif döviz kurunun tarihsel düşük seviyelerde olmasına ve iş gücü maliyetlerinin önemli ölçüde gerilemesine rağmen ihracatta öngörülen artış sağlanmadığı gibi yurtiçi talebin desteklenmesine bağlı olarak ithalat da güçlü seyretmektedir. Nitekim cari işlemler dengesi son 10 yıldaki ortalamasının oldukça üzerinde açık vermektedir.

Merkezi yönetim bütçesi ve ödemeler dengesinin yüksek açık vermesi, buna ilaveten TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verisinin yüzde 40’lar seviyesinde olmasına rağmen hayat pahalılığının hane halkları üzerindeki baskısının çok güçlü olması, gelir dağılımının bozulması, döviz ve faiz piyasasında fiyatlama mekanizmalarının etkinliğini kaybetmiş olması güven ve öngörülebilirliğin esas alındığı bir ekonomik programın ivedilikle hayata geçirilmesini zorunlu kılmaktadır.

Reform İhtiyacı

Bu bağlamda öncelikle ekonomi alanında atılacak reform adımları bir eylem planına bağlı olarak açıklanmalıdır. Bu kapsamda:

  • KKM konusunun nasıl ve hangi takvime bağlı olarak çözümleneceği
  • Negatife dönen net uluslararası rezervlerin hangi strateji ve zaman planlaması içinde güçlendirileceği ve TCMB dış borçlarının vade ve koşul yapısının kamuoyuna ayrıntılı olarak raporlanması
  • Hazine ve diğer kamu kuruluşlarının yurtiçinde döviz ve altın cinsinden yaratmış olduğu yükümlüklerin ve taahhüt altına girmiş olduğu (KÖİ dahil) anlaşmalar konusunda şeffaf bir şekilde kamu oyununun bilgilendirilmesi ve bu konuda alınacak tedbirler
  • Döviz ve faiz (kredi) piyasasına yapılan piyasayı bozucu mahiyetteki müdahalelerin hangi takvim içinde sonlandırılacağı
  • Enflasyon verileri konusunda kamuoyunda oluşan güvensizliğin giderilmesini teminen bağımsız bir uzmanlar heyetinin verilerle ilgili analiz ve değerlendirme yapması ve buna ilişkin raporun kamuoyu ile paylaşılması
  • Benzeri bir çalışmanın ödemeler dengesi net hata ve noksan verileri ile ilgili olarak yapılması ve kamuoyu ile paylaşılması
  • Enflasyon hedeflemesine geri dönülmesi ve işlevsizleştirilen TCMB politika faizinin piyasalar için yön verici mahiyette kullanılması
  • Mali Kural ve Mali Konseyin ivedilikle (en geç 3 ay içinde) hayata geçirilmesi ve bu konudaki düzenlemelerin geniş kapsamlı bir istişare ile yapılması
  • Ekonomik ve Sosyal Konseyin ve Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulunun etkin bir şekilde çalıştırılması
  • KÖİ projelerinden kaynaklanan mali risklerin rakamsal olarak kamuoyuna raporlanması
  • Kamu yatırım ve harcamalarında paranın değeri (money for value) yaklaşımının getirilmesi
  • Türkiye Varlık Fonu kapsamındaki şirketlerin ve fonun mali varlık ve yükümlülüklerine, operasyon ve risklerine ilişkin aylık ya da üç aylık bazda detaylı raporlama yapılması
  • KGF başta olmak üzere mali riskleri içeren bir raporun (mali risk matriksi ile birlikte) hazırlanarak kamuoyuna duyurulması
  • Türkiye’nin OECD Mali Eylem Görev Gücü kapsamında Gri Liste’den çıkartılması

Kadrolar

Bahse konu bu adımların planlanması ve hayata geçirilmesi teknik kapasitesi yüksek, yıpranmamış (önceki dönemlerde deneysel politikaların tasarlama ve uygulanmasında rol almamış) ve uyumlu bir ekibinin güçlü bir liderlik altında faaliyet göstermesi ile mümkün olabilir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı 3 sayılı kararı ile görevi sonlanan ekonomi yönetimde görev almış personelin yenilenmesi ve temiz bir sayfa açılması zaruri görülmektedir.

——————————————

Kaynak:

https://www.tepav.org.tr/tr/blog/s/7190/Ekonomide+rasyonaliteye+donusun+rotasi+nasil+olmali_

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen