Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!
(Hûd Suresi 112. Ayet )
Çocuklarıma hep uyarı ve ikazımdır. Kızacağım, belki üzüleceğim bir şey yaparsanız bile, bana dürüstçe “ben bu hatayı yaptım” deyin ki bende kızacaksam kızmayıp, üzüleceksem üzülmeyeyim. Yaptıysa da hatasını anlamaya fırsat buldu, itiraf etti, yalan söyleyip inkar etmedi diyebileyim. Doğruluğunuz ile gurur duyayım. Hep doğruları söyleyin, ama her doğruyu her yerde söylemeyin.
Çok güzel bir öğrenci, başarılı birer insan olmanız benim için önemli değil. Ahlakınız yoksa hiçsiniz. İnsanlığınız, vicdanınız, Milli Manevi duygularınız yoksa ruhsuz, ahlaksız birer makam mevki sahibisiniz ama benim nazarımda yine hiçsiniz. İnsan önce kalbinin ekmeğini yer. Kalbin, ahlakın güzelse korkma, rızka Allah kefildir.
Beşer şaşar. Yani yanılmak, hata yapmak insana özgüdür. Yanılacak, hata yapacak, hayattan dersler alacaksınız. Mühim olan bile-isteye “yanlış” yapmamaktır.
Kimseye durduk yere sataşma, rahatsız etme, insanın kusurları ile dalga geçme, kendinden güçsüzü koru kolla, düşene bir tekme de sen sakın vurma.
Haa bu arada “uysal koyun” ol, anlamına gelmesin söylediklerim. Yanlış yapanın da cevabını anlayacağı üslupta ver. Durduk yere birisi gelip bir tokat mı attı sana, sen de ona tokadına mukabil cevap ver, kusurunu iade et ki, bu kısas ruhuna iyi gelsin, adalet anlayışını beslesin.
Hakkına sahip çıkmamak, hakkını aramamakta, kendi hakkına girmektir. Nefsinin hakkını bildiğin gibi, haksızlığa uğrayanın da yanında ol, hak gördüğünü düştüğü yerden tut kaldır, “yalnız mı kalırım, insanlar ne der”, diye düşünme. Okulda, toplumda, yaradan nasip ederse iş yerinde, sıkıntı yaşarım diye korkma. Haklı olduğun her alanda fikrini savun. Haklı davanın sahibi yüce yaradandır, nihai hedefin onu memnun etmek olsun O, seni hiç yalnız bırakır mı?
Varsa, var diye güvenme, çalış kazan “hazıra dağ dayanmaz” der atalar. Çalışmaktan, alın terinden gocunma. Sevdiğin işi yap ama ne olursan ol, en iyisi olmaya çabala. Olanı paylaş, paylaştığını unut. Olmayanı Allah’tan iste “verirse nimettir, vermezse hikmettir”, O’na hiçbir şey ağır ve zor değildir. Yaratılmışa boyun eğip, sakın isteme “verirse minnettir, vermezse zillettir”. “Kula minnet eyleme…”
Hayat denilen şu misafirhanede doğruların olsun, doğruların olsun ki her halükarda bu benden daha iyisini bilir diyerek yanlışın ardına takılıp, sürüklenme. Doğrularının yanında dağlar, taşlar gibi sıkı dur, rüzgâr senin yalnızca tozunu savursun. Şeksiz şüphesiz iman ettiğimiz doğrular, tartışılamayacak konular var, onlar dışında ne varsa ara, sor, tartış, bul ve öğren “İlim Müslüman’ın yitik malıdır” buyurmuş Allah Resulü (S.A.V.)
Oku, okuduğunu anla, anladığını hayatına tatbik et. Susma; hak bildiğini, doğruları her yerde haykır. Bedel ödemekten korkma. Korkarsan, bedel ödetmekle korkutanın çok olur, onlara bu mutluluğu yaşatma. Sinme, susma, Allah’tan gayrisinden korkma, haykır…
Sözü önce nefsime söyledim çünkü en iyi nasihat örnek olmaktır. Sonra bilcümle evlatlarımıza… Onlar bizim geleceğimiz yani umudumuz.
Benim evlatlarıma bırakabileceğim miras; birer Kuran’ı Kerim, zengin bir kütüphane (nasip olursa), Milli Manevi duygularla dolup taşan imanlı birer yürek, hal hareket ve davranışlarımla beraber söylediklerim, yazdıklarım, babalarıyla beraber helal yaşanmış bir hayat (nasip etsin inşallah Yüce Yaradan) ve tüm bunların neticesinde ruhlarına nakşedilmiş güzel ahlaktır. Gerisi Allah Kerim… Sırtları yere gelmez Evvel Allah’ın izniyle.
Cennet Vatanımızı emanet edeceğimiz, cennete layık ve cennetimize vesile nesiller yetiştirebilmek duası ile… Esen kalın efendim….
Tuba Yalçın ÇELİK