Babası Tümgeneral Aziz Vecihi Zorlutuna, Kars’ta Tümen Komutanı olarak görev yapıyormuş, o zaman doğmuş. Doğum tarihi 17 Mayıs 1938. Annesi de Halide Nusret Zorlutuna.
Nusret Çam Ağabey’in babası da Vecihi Bey’in yanında askerlik yapmış.
Terhis olduktan sonra 27 sene geçmiş, oğlu Ankara’da üniversiteyi kazanmış, babası tembih etmiş; “Ankara’ya gidince Aziz Paşa’mı bul.”
Nasıl bulsun koca Ankara’da? Telefon etmek aklına gelmiş ama nasıl edileceğini bilmiyor. Sıradakiler öğretmiş ve aramış;
Karşısında bir hanım sesi.
-Alo?
-Halide Nusret Zorlutuna ile görüşmek istiyorum.
-Benim.
-Ben Antep’ten Hamit Çam’ın oğlu Nusret Çam?
-Bizim Hamit miii?
-Evet.
-Neredesin?
-Ankara’ya geldim.
-Evladım hemen eve gel, Reşit Galip Sokak, No: 90
Babası oraya göndermeden önce epey nasihat etmiş. Giderken de askerlik yaptığı yıllarda çekilmiş bir fotoğraf vermiş eline, ispat için.
Halide Nusret Zorlutuna, Aziz Paşa ( O yıllarda albaymış), Emine Işınsu, Ergün Abi nineleri ve asker Hamit Çam var.
Küçük Dünya
Azap Toprakları
Ak Topraklar
Tutsak
Sancı
Çiçekler Büyür
Canbaz
Kaf Dağı’nın Ardında
Alpaslan
Atlı Karınca
Cumhuriyet Türküsü
Nisan Yağmuru
Havva
Bir Ben Vardır Benden İçeri
Bukağı
Hacı Bayram
Hacı Bektaş Veli
Bir Aile
Tutsak
Bunlar Emine Işınsu’nun romanları.
Bir Yürek Satıldı
Bir Milyon İğne
Ne Mutlu Türküm Diyene
Adsız Kahramanlar… Tiyatro eserleri.
Ayrıca Dost Diye Diye denemeler, Bir Gece Yıldızlarla hikâye kitabı var Emine Abla’nın.
İlk kitabı şiir, İki Nokta adında.
Esas adı Işınsu. Annesinden dolayı “torpil” yapmasınlar diye Zorlutuna yı kullanmamış, Emine Işınsu demiş.
Töre Dergisi’nin de anası Emine Işınsu.
Annemin evine gittiğimde beş adet Töre Dergisi aldım geldim. Yazarlarının bir kısmı şunlar;
Reha Oğuz Türkkan, Ahmet Ali Arslan, Yavuz Akpınar, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Necmettin Hacıeminoğlu, Sevinç Çokum, Ayhan Tuğcugil ( İskender Öksüz), Halide Nusret Zorlutuna, Dilaver Cebeci, Sadık Kemal Tural, Hasan Kayıhan, Ali Yürük, İlhan Geçer…
Yetik Ozan’dan da bir şiir gördüm dergilerin birinde.
Can Pazarı
Çağıl çağıl akıyordu;
Dün düşüme girdi Tuna,
Uzaklara bakıyordu
İki Ardahanlı suna…
Onlar azat, ben tutsağım.
Sonra birdenbire atan
Kızılelma gibi bir tan
Arındı kara yokluktan
Gözlerimde yuna yuna…
Bulanığım, bulanığım.
Gözlerim ki iki pınar
Geçmişe bereket sunar…
Sararsa da koca çınar
Kokar durur kına kına
Yoz toprağım, cüce dağım.
Kendi pençesiyle kazar
Kurt kabrini azar azar.
“Yürek” dediğimiz pazar
Kurulmuş öç doruğuna;
Can verip şan alacağım.
Yetik Ozan
Töre Dergisi’nin ressamlarından birisi de Mazlum Ümit Ağabey idi, Bursa’da yaşıyordu. Baş sağlığı dilemek için Eskişehir’den yola çıktım. İnegöl’de mola verdik. Bakım karşıdan gelenler var. “Yanlış mı görüyorum acaba?” diye düşünsem de değil. Emine Abla ile eşi İskender Ağabey ak sakalıyla geliyor. Gerçi Dilaver Cebeci , Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi zamanında şöyle yazmıştı;
“Amine Hatun’un zevci Öksüz İskender namındaki âdem gündüzleri siyâm, kiceleri kıyâm üzere, dahi elinden kalem, gözünden gözlük düşmediğinden, tıraş olmaya vakit bulamayub, üzüm gibi siyah sakalları göbeğine değeyazmıştır.”
Siyah sakallı zamanlarında yazmış bu yazıyı Dilaver Ağabey.
Bir güzel sohbet olmuştu.
Büroda otururken telefon çaldı arayan Emine Işınsu Abla idi. “Benim şu kitaplarım sizde var mı?” diye sordu. Tek tek sayıyor ben de “var” veya “yok” diye cevap veriyordum. Bir kaç gün sonra “yok” dediklerim imzalı olarak gelmişti. Hepsini yok deseydim diye de düşünmedim değil.
5 Mayıs Emine Işınsu Abla’nın vefat yıl dönümü efendim. 5 Mayıs 2021 den bu yana üç yıl geçmiş.
Emine Işınsu Öksüz Abla’ya kitaplarının ismi geçen bir şiir yazmaya çalışmıştım, onu koyayım.
Bir neslin üzerinde hakkı olan Emine Işınsu Abla’ya.
“Gök asık suratlı, buz grisiydi”
Nisan Yağmuru’na Tutsak’tı zaman.
Mavice ümitler can irisiydi.
Bir Milyon İğne’ye üç- beş çöp saman.
Bir Yürek Satıldı Çin Sarayı’na,
Kuzguni bakışlı, sarı benizli.
Akbaba niyetler uçar yarına,
Şeytan’dan mayalı, gölgeden izli.
Ne bilsin gerçeğin durduğu yeri,
Atlı Karınca’yla Cambaz taşıyan.
“Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri”,
Görünen Bir olur, gönül aşiyan.
Azap Toprakları Sancı’lı şaşkın,
Bahar doğum bekler gök yapraklarda.
Şahdamar sevdası tutuşur aşkın.
Hak Dost Diye Diye Ak Topraklar’da.
Sanma suyu Öksüz, Zorlu Tuna’nın,
Gazi çınar çınar rüyaya uyur.
Horasan nakışlı aşkla yananın
Kalemi içinden Çiçekler Büyür.
…
Şehitlerimize, bu toprakları vatan yapanlara, atalarımıza, Halide Nusret Zorlutuna’ya, Vecihi Zorlutuna’ya, asker Hamit’e, Emine Işınsu’ya, Yetik Ozan’a, Dilaver Cebeci’ye, Mazlum Ümit’e, Reha Oğuz Türkkan’a, Niyazi Yıldırım Gençosmaoğlu’na, Necmettin Hacıeminoğlu’na, İlhan Geçer’e, aklımızda kim varsa onlara, Töre’lilere, geçmişlerimize Allah rahmet eylesin.
Mekânları cennet olsun.
Fatihalarla…
Mehmet Ali KALKAN