Karşıdan karşıya geçiyorum (yaya ışığı olmayan bölge, ara sokak), adam 60 km. hızla araç kullanıyor ve üstüme sürüyor. (Az sonra kırmızı ışıkta duruyor).
Kendisine “yola bastığım an bana yol vermek zorundasın” diyorum.
“Burası Avrupa değil, dayı” diyor.
Halkımızda “sosyal töre”, “erdemli toplum” bilincinin tamamen yitirildiğini düşünüyorum.
Çocukken durum böyle değildi (yaşadığım semtlerde “komşunu incitme” bilinci yüksekti).
Mal değerliydi, israf haramdı, komşu komşuya hürmetkârdı.
Modernleştikçe kabile kültürü yükseldi.
Komşusunun çiçeğine su veren kadın, o çiçeğin yaşamasından kendini mesul hissediyordu.
(Küçükçekmece-1970).
Bu kültür yitirildi, “kabile kültürü” geldi.
Bu anomi’den nasıl kurtulacağız sorusuna bir cevabım maalesef yok.
İslâmcılık değerlerini yitiren topluma “ibadete sarılmak” ile çözüm öneriyor.
Bu durumda Batı toplumlarının dindar olmayan ahlâkî çözümleri nasıl izah edilecek?
…..
mini sözlük:
anomi: normsuzluk, kuralsızlık
…………………..
Kitaplarımda Türkiye’nin geri kalmasını teknolojik gerilikle değil, “erdemli toplum” bilincinin yitirilmesiyle açıkladım.
İnsanlığa bir söz söylemek istiyorsanız, herkesin uymakla vicdanını teskin ettiği bir norm koymalısınız.
Bizim sosyal normlarımız kalmadı.
İnsana saygı yok.
150 yıl,
sanayileşerek mi kalkınacağız,
İslâmlaşarak mı kalkınacağız,
Batılılaşarak mı kalkınacağız,
tartışmasıyla gelip geçti.
Binalar yükseldi, kentlerin nüfusu arttı.