Hükümet kesret âlemidir. Farklılaştırma planıdır. Devlet ise vahdet âlemidir. Birleştirir. Bu yüzden her görüş, her kimlik bu yapının gölgesi altında hayat hakkı bulur. Bulmalıdır da. Devlet-i Ebed Müddet bu sayede ayakta durur. Devlet en yaramaz, en haylaz çocuğunu bile bağrına basar. Onu başkasına yem etmez. Devlet olmazsa hiçbir ideoloji yaşayacak yer bulamaz.
*****
Prof.Dr. Mahmud Erol KILIÇ
Dostlar, bugün ülkemizde seçimler var. Uzun bir kampanya süreçlerinden sonra nihayet bugün herkes sandık başına gitti ve gidiyor. Sizi bilmem ama benim için en güzel şey yüksek sesli hoparlörle sokaklarda dolaşan parti propaganda otobüslerinin gürültüsünden kurtuluyor olmamız. Sessizliğin sesini özledik. Bir arkadaşım bu şekilde bağıran hoparlörlü otobüslerle seçmenin tercihini değiştirmeyi ummayı altındaki Murat 124 ile şehir kızlarını tavlamaya çalışan delikanlıya benzetmişti. Çocuk belki de tavladığını zannediyordur, ne dersiniz?
Mizah bir tarafa, sonuç ne olursa olsun hatırdan çıkarmamamız gereken bazı esaslar var, onlara vurgu yapmak istiyorum. Şunu insanımız iyi bilsin ki seçimler hükümet ve parti programları üzerinde halkın tercihlerinin yansıması imkânıdır. Bu açıdan seçme ve seçilme hakkı büyük bir nimettir. Bu yapılırken taraflar bazen birbirlerini acımasızca eleştirebilirler. Hatta çizgiyi aşan ifadeler olabilir. Olsun demiyorum, zaten toplumların olgunluk seviyesine göre bu eleştiri şekli belirlenir. Rakibi tekfir etmek, vatan haini ilan etmek daha çok gelişmemiş kültürlerde olur. Tatlı bir rekabet iyidir. Ticaret diliyle söyleyecek olursak vatandaşa iyi ve kaliteli ürün olarak geri döner. Eskiler, “Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar” demişler. Bazı ortak doğrulara tatlı münazaralar sonucunda varılabilir. Sol jargonda buna tez-antitez-sentez aşamaları denir. Bir fikir ileri sürülür, sonra birisi buna karşı bir fikir ileri sürer. En sonunda her iki fikrin doğrularının bir araya gelmesinden bir karışım, bir sentez meydana gelir ki her taraf için kabul edilebilir en makul sonuçtur.
Lakin dostlar, her şeyin fevkinde esas olan Devlet’in bekasıdır. Bunu unutmamak lazım. Hükümetler, partiler, programlar değişebilir fakat Devlet muhkem durmak zorundadır. Hangi ideolojiye mensup olursa olsun her parti Devlet’in bekasını öne almak durumundadır. Devlet manevi bir üst kimliktir. Hükümetler ise maddi ve cismani yapıyı oluşturur. İster sağcı olun ister solcu, ister dindar olun ister laik, ister sosyalist olun ister liberal bunlar sizin yönetim tercihlerinizdir. Halk sandıkta bu tercihlerini açığa vurur. Hatta ister Cumhuriyet dersiniz ister İmparatorluk. Devlet ise, sizin bu tercihlerinizin üzerinde bir üst kimliktir. Devlet-i Aliyye denir buna. Yüce Devlet..
Hükümet kesret âlemidir. Farklılaştırma planıdır. Devlet ise vahdet âlemidir. Birleştirir. Bu yüzden her görüş, her kimlik bu yapının gölgesi altında hayat hakkı bulur. Bulmalıdır da. Devlet-i Ebed Müddet bu sayede ayakta durur. Devlet en yaramaz, en haylaz çocuğunu bile bağrına basar. Onu başkasına yem etmez. Devlet olmazsa hiçbir ideoloji yaşayacak yer bulamaz.
Belki bazı dostlar için çok devletçi, bazı dostlar için de çok faşist bir yazı oldu bugünkü yazımız ama, ne yapalım öyle olsun. Tanıyan bilir bizim bakış açımız metafizik ve ezoterik bakış açısıdır. Ulu erenlerin Devlet anlayışıdır bu. Bağımsız duruşumuz var. Yoksa yağ yakmak gibi basit işlerle uğraşanların karşılarındaki bürokratik yapı değildir bu. Son kampanyalarda herkesin hükümet işlerini çok abarttığını ama buna mukabil Devlet’in silikleştiğini müşahede etmem bana bunları yazdırdı. Ne bileyim içimden öyle geldi.
Halkımızın seçim tercihleri kendisine mutluluk ve huzur getirsin, hayırlar ve barış getirsin. Devletimiz payidar olsun.
Kim ne derse desin Allah Devlet’e zeval vermesin…
—————————–
Kaynak:
https://www.yenisafak.com/yazarlar/mahmuderolkilic/esas-olan-devletin-beksidir-2046201
