Esasın Esası

Zamanın penceresinden baktım gökkuşağı ile o iğne deliğine,

Günah yüklü asi kervanlar gururla geçiyordu.

Arsız zılgıtlar çekiyordu aç çan sesleri…

İştah kırmızısı dudaklarıyla kahkahalardaydı bezirgân…

Şu sefilin kirli yatağında ölüyordu sıcacık kan,

Durmadan dönüyordu isyan tülünde çıplak rakkase…

Ve…

Bahara veda ediyordu Leyla’nın gece karası gözlerindeki yaşlar,

Şeyda bülbül deriyordu sessiz ağıtları Mecnun’un gönlünde…

 

Kapısını aralayıp zamanın, baktım bakır rengiyle yanan göklere,

Evren başağı düşerken,

Mizanda ağıt dolu sesler yalvarıyordu mahzun yüreklere,

Sevap kefesi selam veriyordu feryat eden yoklara,

Kara elbisesiyle yorgun karmaşa can çekişiyordu…

 

Geçtim zamanın kapısından, veda ettim zorlu serüvene,

Sinsi korkular yoldaşken hep o kısacık, mahcup rüyaya,

Hiçlik merhaba diyordu dipsiz ateş diliyle yalancı dünyaya,

Ve….

Evrenler dürülüyordu…

Sonsuzluk hüzünlü masumlara gülümserken,

Tek sevgiliden kutlu selamlar söylüyordu…

Suzan ÇATALOLUK

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen