Esentepe Düşünceleri

Esentepe’de Bir Gün

Esentepe’de Bir Gün… Çocuklarla Esentepe’ye geldik. Yavrular doğada her türden var oluşun tadını doyasıya çıkarırken ben de keyifle onları seyrediyorum.

Taze bir çiçek, asırlık çam ağaçları gibi bu güzel tabiata anlam katıyor yavrular. O güzelim duygularını doğanın taze enerjisi ile besliyorlar. Ait oldukları zamanın derinliğini yaşıyorlar. Esentepe de onlara bu imkânı doyasıya veriyor.

Çocuk ve tabiat anda buluşuyorlar. Ne geçmişin kederi ne de geleceğin endişesi… Çocuklarda ve Esentepe’de onlardan eser bile yok. Doğa, var olmanın, çocuklar da eğlencenin tadını çıkarıyor. Yaşamaktan benim anladığım onların birlikteliğindeki şu güzelim hâllerdir. Biz de yani hayatın sorumluğunu dâimâ üzerinde ve kalbinde hissedenler büyük büyük hedeflerin ve sözlerin altında ezilmeyi bir maharet zannediyoruz. Hâlbuki yaşamı kaçıran bizleriz, tadını çıkaran doğadaki çocuklar…

İşte Esentepe şu harikulade güzelliği ile bize biraz sakin kalabilmenin, dinginliğin ve hayata çocuğun dünyasından bakabilmenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu söylüyor. Bu yüzden Esentepe’de geçirdiğim şu vakitler bana doğanın gerçek yorumunun çocuğun hayatında olduğunu fısıldıyor.

Esentepe’ye fırsat buldukça geliyorum. Buraya çocuklarımı da getiriyorum. Çünkü bu muhteşem tabiatı onların sade bakışıyla izliyorum biraz. Onlar hangi ağacın ve çiçeğin yanında durulacağını, ne zaman koşulacağını iyi biliyor. İnsanın rehberi çocuklar olunca her türden sadelik de bir mutluluk vesilesi oluyor.

*

Esentepe Düşünceleri

Ulu çamların altında yaşanmış zamanlara uzanıyorum burada. Esentepe’de derin bir zamanı duyuyorum giderek. Hemen şu yakınımdaki çam ağacına dokunan biriyle asırlardan beri sohbet ediyor gibiyim.

Ramazan Dede’den yadigâr bir nefes gibi ciğerlerime dolan şu hava çok uzun zamandır yaşayan bir bilge gibi geliyor bana. O mübarek zâtın varlığını duyuyorum her şeyde. Bir hürmet ve mahabbet hâli seziliyor burada.

Esentepe’de birikmiş zamanlar var. Hem de çok derin bir huzur hâli… Kuşlar, çiçekler, bu kadim ağaçlar kadim zamanlardan bu ana uzanan yolcular gibi… Bir ulu çam ağacının altında dinliyorum kendimi, doğayı ve her türden anlamlı şu sesleri… Bir derin ilhamı süzüyorum gökten.

Gönlüm Esentepe’de bilgiye, huzura ve dinginliğe doğuyor. Kendimi buraya ait hissediyorum. Burada doluyorum. Yahut zaten öyleyim de bunu Esentepe’ye geldiğimde anlıyorum. Hangi ağaç olmasın da altında bir dolu ilhamı gönlümde hissetmeyeyim! Ramazan Dede’nin ve başka erenlerin bu güzelim yere maneviyatı sinmiş. Nasıl sinmesin ki! Esentepe demek Ramazan Dede demek… Zaten bu güzelim yer, yakın zamana kadar Ramazan Dede’nin adıyla anılmıyor muydu? İşte yüzlerce yıl önce bedeni burada toprağa sırlanan bu Yesevi dervişi alperen zat, bugün burada manasıyla duyuluyor. Bunu en çok da onun hakkında anlatılan bunca menkıbeden, rivayetten anlıyoruz. Onun burada sadece geçmiş zamanlara ait bir hatıradan ibaret olmadığını, öze sinmiş sözlerin gökkubbede yankılanan hoş sedasından ve Ramazan Dede’nin gönüllere bıraktığı derin muhabbetten anlamak mümkün.

*

Esentepe’de Karlı Bir Gün

Şu yağan kar Esentepe’ye çok yakışıyor. Karla kaplı çam ağaçları buraya asil ve derin bir güzellik bahşediyor.

Esentepe’de yürürken beyaza bürünmüş ağaçların manzarasıyla duruyorum birden. Ortamın sahip olduğu güzelliği seyrediyorum bir müddet. Elbette Ramazan Dede’nin mezarını ziyaret ediyorum hemen. Henüz onun mezarına gelmeden önce bir güzellik hissiyle doluyorum. Gördüğüm her türden güzelliği nefes nefes içime çekiyorum.

Çam ağaçlarından dökülen karların altında kalıyorum bazen. Kar mı yağıyor yoksa bir toz bulutu gibi üzerime ağaçlardan karlar mı hücum ediyor, bilemiyorum.

Esentepe bu sessiz, sakin ve huzurlu günde bir rüya gibi geliyor bana. Kış ve kar buraya çok yakışıyor. Severek, gönülden gelerek burada derin bir zamanı yaşıyorum. Mekânı ve ânı duyabiliyorum. Bembeyaz ve nefis bir manzaranın içinden geçiyorum yürüyerek. Biraz üşüyorum ama derin bir huzuru da gönlümde hissediyorum.

Bu nefis güzelliği duymak ve yaşamak için kaç asır, kaç bin yıl geçmesi gerekmiş bunu düşünüyorum. Hayatın dağdasından, derinliği kalmayan insan ilişkilerinden yorulan gönlüm Esentepe’nin güzelliğine bir limana sığınır gibi dâhil oluyor. Burada sadece bir müddet kalmak bile bana uzun zaman yetecek bir huzur iklimi sunuyor.

Esentepe’nin, Ramazan Dede’den ve diğer erenlerden gelen huzurlu maneviyatının tabiatın engin güzelliğiyle bütünlük meydana getirdiğinin farkındayım. Fakat bu havayı teneffüs edince bunun ayrımıyla meşgul olmuyorsunuz. Tabiat, tarih, bir dizi yaşanmışlık sizi sarmalıyor ve gönlünüzü kuşatıyor. Bu derin ve serin ortamın tam da aradığınız yer olduğunu, bu güzelliğin yüzlerce yıldan beri burayı seven insanlar için hazırlandığını düşünüyorsunuz.

Bana, Esentepe’ye çok derin anlamlar yüklüyorsun, hatta abartıyorsun diyebilirsiniz. Ben öyle olduğunu zannetmiyorum. Çünkü derin anlamların kendisi zaten Esentepe’de mevcut. Bizimkisi sadece mevcudu yorumlamaktan ibaret.

Yazar
Yasin ŞEN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen