… Osmân Gâzi Eskişehir’de Ilıca yöresinde bâzâr turgurub (durdurup, ikame edip, kurup) etrâfun (etrâfın, çevrenin) kâfirleri hafta bâzârına gelüb maslahatların (işlerini) görüb giderlerdi… (Mehmed Neşrî, Kitâb-ı Cihân-Nümâ, Neşrî Tarihi, yay. Faik Reşit Unat, Dr. Mehmed A. Köymen, Türk Tarih Kurumu. Ankara 1949, cilt I, sayfa: 88). (Bir sayfada o zaman kullanılan yazımızla asıl şekli, karşı sayfasında da aynı metnin latin harfleriyle yazılmışı yer alan bu kitaba, her aydınımızın zaman zaman göz gezdirmesi, eğlenceli ve faydalı bir meşgale olur.)
Neşrî’nin, pazarın kurulduğu, “ılıca yöresi” dediği yer, Hamam yolu caddesidir. Ilıca, bilindiği gibi, tabiî sıcak suyun bulunduğu hamamdır. Asıl Eskişehir, “yukarı mahalle” denilen bölgedir ve Osman Gazi devrinde, günümüzde yerleşme alanı olan ova kısmı, boş arâzidir. Anlatıldığına göre, (günümüzde ‘Manav’ denilen) Türkmenler, bölgede yerleşirken, 3 yere ciğer asmışlar, en son kokan ciğerin bulunduğu yere, yukarı mahalleye, şehri kurmuşlar.
Osman Gazi, çevrede öyle bir güvenlik sağlamış ki, “Bilecük keferesinün (kâfirlerinin) avretleri (kadınları) dahî (da, bile) bâzâra gelüb bâzârlığın kendüler (kendileri) idüb (pazardaki işlerini kendileri görüp, alış verişini yapıp) giderlerdi.” (gös. yer.)
Eskişehir’in yerli halkı, Türkmenler Yenişehir fethedilince orada yerleşik hayâta geçtiler, sebze, meyve yetiştirdiler, “manav” oldular; (o zaman için ‘manavlık’, yeni bir merhale göstergesi olmalı) manavlar (Türkmenler) arasında Haftanın Günleri şöyledir:
Pazar (Çarşamba: Pazar’ın kurulduğu gün)
Pazar ertesi (Perşembe)
Cumê (Cuma)
Cumê ertesi (Cumartesi)
Girey (Pazar)
Girey ertesi (Pazartesi)
Dernek (Salı)
Kaynak: Eskişehir’in yerli halkından, Türkmen, Saygıdeğer Sâdık HOŞGÖR.
Te’kîd: Rahmetli, Saygıdeğer Mustafa Ağabey’in Hanımı Muazzez Seçkin.
Sultân İkinci Abdülhamîd devrinde, Midhat Paşa ve Meb‘ûsan Meclisi’nin basiretsizce soktuğu (12) 93 Harbi denilen 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sonrası, kaybettiğimiz Romanya’nın Dobruca yöresinden gelen, ‘Tatar’ denilen Kıpçaklar, sonra Tuna boylarından gelen, ‘Muhâcir’ denilen, evlâd-ı Fâtihân torunları, daha sonra, yine, işgale uğrayan Balkan ve Kafkas topraklarından gelenler ve iç göçlerle Eskişehir’in nüfusu çok arttı, günümüzde, Çarşamba gününden başka, Cumartesi, Salı günlerinde (belki başka günlerde de) Pazar kurulmaktadır.
Eskişehir’in asıl, eski Pazar yeri olan Hamam yolu’nda, dere de vardı, bu dereyi, yaşı yetmiş civârında olan Eskişehir’liler hatırlarlar. Derenin üzeri, sonradan kapatılmıştır, şimdi, belki, varlığı bile unutulmuştur.
Ilıca hakkında not: İhtisâsı, uzmanlığı bu konuda (hatırımda kaldığına göre: (hidroklimatoloji) olan Saygıdeğer Kuyaş Yassa Bey’den dinlemiştim (o zaman Dr idi, şimdi her hâlde Profesör ve emekli olmuştur); ılıca suyunun şifâlı olması için, vücut ısısında olan suya girilip ilk gün 5 dakîka durulacak. İkinci gün, 10 dakîka kalınacak, her gün 5 dakîka arttırılarak 6. cı gün 30 dakîka kalınacak. Her gün 30 dakîka, bu, tabiî sıcak su içinde durularak gün sayısı 21 e tamamlanacak. Türkiye’deki bütün kaplıca sularının tahlîlini yaptıklarını, Eskişehir’deki kaplıca suyunun, Türkiye’deki kaplıca suları arasında, etki bakımından ikinci sırada olduğunu, ilk sıradakinin, Sandıklı’daki olduğunu söylemişti.
Tanıtımı iyi yapılırsa, Eskişehir, yukarı mahalledeki tarihî evler, çevre kadar, sağlık turizmi bakımından da çekim merkezi olabilir.
Anadolu’daki Çarşamba, Perşembe Cumalı Kızık gibi isimler taşıyan yerlerde, adı geçen günlerde pazar kurulduğu, çevredeki halkın o, pazarın kurulduğu gün o yerleşim bölgelerinde toplandığı, alışveriş yaptığı, zamanla da o yerlerin, yerleşim yeri hâline gelmiş olabileceği akla geliyor.
*** *** ***
11 Şubat 2025