Turgut GÜLER
Bugün Yunanistan sınırları içinde kalan ve Yunan dilindeki adı “Thessaloniki” olan Selânik şehri, Thermal (Selânik) Körfezi’nin kıyısında, Khalkidiki (Halkidikya) Yarımadası’nın batısında, Gallikos ve Vardar ırmaklarının delta ovasına bakan Khortiatis Dağı (1201 m.)’nın eteklerindedir.
Yunanistan’ın Atina’dan sonra ikinci büyük şehri ve Pire’nin ardından ikinci mühim limanıdır.
Mevcut târîhî kayıtlara göre Selânik, M.Ö. 316’da kuruldu. Adını, Makedonya Kralı Büyük İskender’in kız kardeşi Thessalonike’den aldı.
M.Ö. 146’da Roma hâkimiyetine giren Selânik, uzun müddet Roma’ya bağlı Makedonya Eyâleti’nin merkezi oldu.
Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasından sonra, Doğu Roma (Bizans) bölümünde kalan Selânik’in etrâfı, Birinci Theodosius (379-395) zamânında surlarla çevrildi.
6. ve 7. yüzyıllarda Avarların ve Slavların hücûmlarına hedef olan Selânik’e, daha sonra Bulgarlar, Normanlar da göz diktiler. Kısa aralıklarla, adı geçen bu topluluklara iltihâk edilen şehir, 1246’da yeniden Bizans’a dâhil oldu.
Selânik, ilk def’a 1380’de Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa’nın gayret ve mârifetiyle Osmanlı toprağına katılmış, ancak bu ilk Türk hâkimiyeti uzun ömürlü olmamıştır. 1391 ve 1394’de Gâzi Evrenos Bey, Selânik’i iki def’a istirdâd eylemiş; Süleyman Çelebî, Fetret Dönemi’nin mâlûm şartları sebebiyle burayı Bizans’a iâde etmek mecbûriyetinde kalmıştır.
Osmanlı’ya karşı tuhaf mantıklı dengeler kurarak ayakta kalabilen Bizans, 1423’de Selânik’i Venedik’e satmıştır. Nihâyet, Sultan Murâd Hân-ı Sânî, 29 Mart 1430’da Selânik’i kesin olarak ve tartışmaya mahâl vermeden Osmanlı ülkesine bağlamıştır. Bu kutlu zafer, Akheiropoietos Kilisesi’nin sütûnlarından birine: “Feth-i Sultan Murâd Hân, şehr-i Selânik, 832.” ibâresiyle duvar yazısı olarak işlenmiştir.
15. yüzyılın sonu ile 16. yüzyılın başlarında, İspanya’dan kaçan Yahûdîler, Osmanlı Hükümdârı Sultan İkinci Bâyezid tarafından kabûl edilmiş, bunların mühim bir kısmı Selânik’e yerleşmiştir. Böylece, Selânik’de öteki topluluklara nisbetle çok kalabalık bir Yahûdî nüfûsu ortaya çıkmıştır.
1912’de birincisi biten Balkan Savaşları, çevresindeki pek çok Türk diyârıyla berâber Selânik’i de Türkkiye’den kopardı. Osmanlı müsâmahasının en ziyâde vitrine çıkan beldelerinden biri, bugünlerin Türk’e tahammül edemeyen nefret-engîz şehrine dönüştü. Allâh, bu büyük millete, başka Selânik kırgınlıkları yaşatmasın…