Odgurmuş (1): Biliyorsunuz ülkemizde kendisinde bir takım özellikler gören insanlar, etraflarına insanları toplayıp toplanan insanlarla bir gurup oluşturuyor. Giderek güçleniyor ve yaygınlaşıyor. Bu gibi hareketlerinin asıl gücü neye dayanır. O konu üzerinde durabilir miyiz?
Ögdülmüş (2): Tamam kardeşim bu konu üzerinde duralım. Evet; Ülkemizde çeşitli fikir hareketleri ve çeşitli fikir gurupları var. Bazı insanlar var ki etraflarına toplanan kişilerle halkasını genişleterek kendilerince bir takım idealler peşinde koştuklarını iddia ediyorlar. Bilgi ve görgüsü itibariyle doğal olarak etrafındaki insanlara liderlik yapanlar olduğu gibi, bir takım bilinmeyen kaynaklarca desteklenen hatta teşvik edilen lider ve guruplar olduğu da malumunuz. Biliyorsunuz Türkiye’de gençlik hareketleri ve buna benzer sol ve sağ guruplar, 1960 Askeri darbesinden sonra ortaya çıkmaya başlamıştır. 27 Mayıs 1960 Askeri darbesinin ardından meydana gelen hürriyet ortamından faydalanarak ortaya çıkan bu gurupların bazıları kendiliğinden ortaya çıkmış olmakla beraber. Bazı guruplar da yine bir takım gizli ellerce hem desteklenmiş hem de teşvik edilmişlerdir. Ve hatta bazı yeni gurupların doğması, oluşması için organize işlerin yapıldığı da daha sonra yayınlanan hatıratlardan da anlaşılmaktadır. Herhangi bir fikir hareketine dışarıdan bakıldığında, onun kalabalıklılığına, taraftarlarının bilgisine ve yine bağlılarının disiplinli olmasın bakarak bir kanaat ortaya koyamayız.
Bir fikir hareketinin asıl gücü; Çok sağlam temellere dayanmasından, en milliyetçi, en vatansever, en iyi, en çağdaş, en gelişmiş, en bütüncül, en toparlayıcı ve mutlu edici oluşundan gelmez.
Odgurmuş: Bu güzel meziyetleri taşıyan fikir hareketlerinin gücü bunlardan gelmeyecekse nelerden gelecek.
Ögdülmüş: Odgurmuş kardeşim bak dinle. Kendilerini en milliyetçi, en vatansever, en dürüst, en faziletli farz eden, halkı en iyi kendilerinin tanıdıklarını, milleti için canlarını vermeye hazır olduklarını ifade eden insanlardan meydana gelen. Ve milletin geleceği için mücadele ettiklerini ileri süren hareketlerin geldikleri nokta istenen ve beklenen yer olmadığı gibi, durum kendileri için de iç açıcı değildir. En milliyetçi, en vatansever, en iyi fikirleri taşıyor olmak her zaman gereklidir fakat çoğu kez bu iyilik işe yaramamaktadır. Bunların gerekli olmasına rağmen, o fikir hareketi; “Tutarlı, ısrarlı ve kararlı” olmalı, “geleceğe ümit vermelidir” asıl olan budur ve çok gereklidir.
Bir fikir hareketinin gücü: Bu fikirlerini insanlara aktarırken gelecek hakkında ümit vaat etmesi ve kullandığı inandırıcılık ve taraftarını bağımlı hale getirme yeteneğinden gelmektedir.
Fikir hareketine bağlanan kişiler üzerinde, o hareket gelecek ile ilgili ne kadar parlak bir ümit verirse, geleceğin bu günden daha çok iyi olacağına ne kadar çok inandırırsa o kadar başarılı olur. O fikir hareketi bu yolla, hareketine katılan insanları toplumdan, ailesinden, çevresinden koparabildiği ölçüde başarılı olabiliyor. Bu sayede insanlar hiçbir gelecek kaygısı taşımadan hareketin geleceğine inanır ve ümit bağlarlar, ölesiye çalışır çabalarlar, hatta bu uğurda ölümü dahi göze alırlar. Geride bıraktıkları ailelerini, istikballerini hiç hesaba katmazlar,
Sol fanatikler için durum tam da bu şekildedir. Marksist hareketlerin yöneticileri, harekete katılan insanın eskiye ait ne kadar değerli mefhumları varsa hepsini itibarsızlaştırarak, en iyi, en doğru ve en kurtarıcı düşüncenin kendi fikirleri olduğuna inandırması ile hedefine ulaşır.
Odgurmuş: Peki sağda görünen guruplar için durum nedir.
Ögdülmüş: Kısaca belirtmek gerekirse, Türkiye’de “cemaat” olarak nitelenen gurupta da durum aynıdır. Bu gurupta da insanlar kendi benliklerinden uzaklaşarak gösterilen hedeflere doğru giderler. Nitekim 15 Temmuz cemaat darbe teşebbüsü ile mensuplarının neler yapabilecekleri görülmüş oldu. Dinimiz olan İslamiyet’in temel değerlerinden bile tavizler verildiği, dinin temeli sayılan mefhumları dahi kendi menfaatleri doğrultusunda yorumlama yoluna girdikleri görülmüştür.
Taraftarını ve bağlılarını hareketin geleceğine inandıramayan, geleceği hakkında şüpheler uyandıran hareketler sönükleşir.
İnsanlar her zaman zaaf gösterebilirler bir takım yanlış yollara ve yanlış liderlere bağlanabilirler. Bu yüzden sağlam fikirlere bilinen kaynaklara bağlanılmalıdır. Fikirlerin ebedi olduğu unutulmamalıdır.
Geçmiş ile gelecek arasında köprü olamayan. Geçmişini bilmeyen insanlar nasıl köksüz olurlarsa, geçmişi ile bağ kuramayan toplumlarda köksüz olurlar. Geleceğe ümit vermenin yolu geçmişi iyi bilmekte yatmaktadır. Kaldı ki milletimizin geçmişi ve geçmişte elde ettiğimiz başarılar geleceğimizin de teminatıdır. Geçmişimizi düşünerek geleceğe ümitle bakılmalıdır. Geçmişimizi basamak yaparak ileriye doğru hamleler yapabiliriz. Bedbinlik ve karamsarlık milli ve manevi değerlere önem veren insanlara yakışmaz.
Odgurmuş: Peki; “Akıl”lı Ögdülmüş kardeşim. Fikir hareketleri hedeflerine ulaşmak için ne gibi yollar takip ederler.
Ögdülmüş:“Kanaat” kardeşim. Fikir hareketleri çeşitli yollarla hedeflerine ulaşmak isterler. Her fikir hareketi kendi fikri yapısının yanı sıra hareketin liderinin karakter yapısına göre de bir takım yollar bulur ve kullanırlar.
Odgurmuş: Yani, fikir hareketleri kendi fikri derinliklerinden gelen ve kendilerince en uygun olan yolu seçerek hedefe doğru yürürler.
Ögdülmüş: Tam da öyle. Çünkü fikir hareketinin kurucu lideri veya liderleri ne gibi bir yol izleyeceklerini kendi fikri yapılarından gelen bir sevki tabii ile yaparlar.
O fikir hareketinin temel aldığı değer ile seçtiği yol çoğu kez başka bir fikir hareketinin temel aldığı değere ve seçtiği yola uymayabilir.
Zaman içerisinde fikir hareketleri bazı metotlar bakımından giderek birbirleriyle benzeşirler fakat esasta ve temelde ayrılıklar vardır.
Bir fikir hareketi veya bir düşünce kuruluşu genel olarak şu metotlarla hedefine ulaşmaya çalıştıkları görülür.
…
Karşı tarafın eksik ve hatalarını abartmak.
Bu yolu seçen fikir hareketleri kendi fikirlerinden çok, karşısında olduğu gurupların, devletin, iktidarın, siyasi partilerin, fikir hareketlerinin kısaca kendileri dışında herkesin eksiklerini, yanlışlarını, hatalarını, sürekli ön plana çıkartıp, gündemde tutarak ve onları sürekli eleştirerek hedeflerine ulaşmaya çalışırlar.
Bu gibi fikir hareketleri, olayları kendi fikirleri açısından eleştirerek yorumladıkları gibi kendileri dışındaki dünyayı ise sürekli eleştirerek ön almaya çalışırlar. Hayat onlar için sadece bir eleştiriden ibarettir. Eleştirinin de eleştirisini yaparlar. Eğer eleştirecek bir konu bulamazlarsa bu kez de“özeleştiri” adı altında kendi kendilerini eleştirirler. (Özeleştiri metodu Marksistler tarafından taraftarlarını hizaya getirmek için kullandıkları bir metoddur.) Eleştiri onlarda artık bir hastalık gibidir.
Olaylara iyi yönden bakma eğilimi yoktur. Etraf düşmanlarla çevrilidir.
O’nlar için iyiler ve iyi şeyler yoktur. Sadece kendileri dışındakilerin eksik ve kusurları vardır.
O’nlar bunu bir amaç doğrultusunda yaparlar. Sürekli yanlışlardan, hatalardan söz ederek karşılarında bulunan gurupları, içinde bulundukları sistemi zayıflatmak, çözmek ve çökertmek için bu metodu uygularlar.
İleri sürdükleri eksikler ve hatalar bazen haklı bile olabilir. Ama bunun önemi yoktur, her türlü malzemeyi kullanırlar, her şeye karşıdırlar ve her şeyi eleştirirler.
Marksist kökenli hareketler sürekli bu metodu kullanırlar.
…
Tarihe önem vererek, tarihi kişileri ön plana çıkaran fikir hareketleri…
Bu yolu seçen fikir hareketleri için tarih önemli bir yer tutar.
Tüm örnekler tarihidir.
Tarihin o eski ihtişamlı dönemlerine hep özlem duyulur. Tarihi olaylar anlatıldıkça mutlu olunur.
Her işte, her düşüncede tarihi referans gösterir, tarihi misallerle sosyal hayatı düzenlemeye çalışırlar. Her misal tarihten, her görüş, özdeyiş, atasözü tarihi şahsiyetlerdendir.
Özellikle tarihin başarıları, parlak devirleri iftihar edilecek zamanlardır, başarısızlıklar ve felaketler ise görmezden gelinir.
Bu yol ilmi ve kültürel çalışmalar için iyi bir yol olabilir fakat bir fikir hareketi olarak bu yolu seçenler fazla başarı gösteremezler.
Bu gibi fikir hareketleri, tarihe olduğundan fazla önem verdikleri için giderek hayattan koparlar. Tarihte yaşamaya başlarlar.
…
İyilik ve güzellikleri ön plana çıkaran fikir hareketleri.
Odgurmuş kardeşim; Bazı fikir hareketleri de sadece dini referanslarla iyilik ve güzellikleri ön plana çıkartarak, onları yücelterek hedeflerine varmak isterler.
İnsanlığın geçmişinden itibaren, sadece iyilik ve erdemlilikler üzerinde durmakla, yetişecek insanlarında iyilik ve güzellik üzerine ve erdemli insanlar olmasına çalışırlar.
Uzun vadede iyi insan yetiştirmeyi hedefleyen bu gibi hareketler, belli bir süre dayanabilir ama çok fazla gelişme gösteremezler, siyasi partilerin ve siyasi hareketlerin destekçisi olur, devlet kademelerinde yer işgal ederler. Kendilerinin siyasi hedefleri olmadığı için, çok fazla büyümek gibi bir dertleri de yoktur.
Türkiye’de çeşitli dini guruplar bu şekilde davranırlar.
Odgurmuş: Ögdülmüş kardeşim fakat sizin de gördüğünüz gibi 15 Temmuz da bir darbe ile Türkiye’yi ele geçirmek isteyen “Fetö” hareketini nasıl değerlendireceğiz.
Ögdülmüş: Evet bu konunun açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Anladığımız kadarıyla “Fetö” hareketi dini bir hareket olmaktan çıkmış fakat hedeflerini de mahir bir şekilde gizlemiş ve belki de ABD gizli servislerinin etkisinde kalmış bir hareket olarak görmek lazım.
Odgurmuş:“Akıl timsali” kardeşim, istersen bu konuyu daha ilerde ele almak üzere şimdi biz kendi konumuza dönelim.
Ögdülmüş: Haklısın “kanaat timsali” kardeşim, biz konumuza dönelim.
…
Diğer bir yol da şöyle:
Şiddetten uzak ve sadece kendi doğrularını ön plana çıkaran fikir hareketleri: Bu gibi fikir hareketleri; Kendi iyilikleri, kendi güzellikleri ve erdemlerini çok ön plana çıkarırlar.
Bazı dini guruplar da bu yolu seçerler. Bunların fikirlerinde din önemli bir yer işgal eder.
Genel olarak yer altında çalışan bu gibi hareketler, meşruiyet çizgisinden ayrılır ve giderek toplumla ters düşmeye başlarlar.
Kendilerinden çok bahsetmeleri, kendilerinin haklı olduğu düşüncesi, bir süre sonra taraftarlar arasında gurur ve kibire sebep olur, hayattaki en doğru, en iyi, en erdemlinin kendileri olduğu zehabına kapılırlar.
…
Bir de Milliyetçi hareketler vardır. Bu gibi hareketler de milli ve manevi değerlere çok önem verirler, bazen milli değerler, bazen dini değerler ön plandadır ama içinde bulundukları milletin tüm değerlerini yüceltme konusuna çok önem verirler. Milletin dilini, kültürünü, sanatını, tarihini, edebiyatını, sanat eserlerini her zaman en önde tutarlar. Bu değerleri yüceltme ve yükseltme gayretleri vardır. Milli hareketler, millete dayanmak zorundadırlar, millete dayandıkları için de millete ait her değeri korumak önem vermek ve taraftarlarına da öğretme eğilimindedirler. Milli hareketlerde milli değerler ve onların yüceltilmesi çok önem arz eder.
Milliyetçi hareketler, dini ve milli konularda bazen git gel yaşarlar, bazı taraftarlar milli değerlere çok önem verdikleri halde, bazı taraftarlar da dini değerlere çok önem verirler ki bu bazı zamanlarda çelişki doğurur. Hareketin içinde bundan dolayı iki gurup insan bulunur.
Odgurmuş: Bütün fikir hareketleri yukarıda anlatıldığı gibi kesin hatlarla birbirinden ayrılmış durumda mıdır?
Ögdülmüş: Hayır kardeşim, tüm fikir hareketleri birbirinden kesin hatlarla ayrılmış değiller. Bazı hareketler veya o hareketin mensupları başka fikir hareketinin metodunu benimseyip taklit edebiliyorlar. Bir misal verecek olursak. Kendilerine Milliyetçi olarak ad veren birçok insan sol gurupların “tenkid hastalığına” yakalanmış olarak orta yerde bulunan her konuya eleştiri getirebiliyorlar. Bu durum yanlıştır. Her fikir hareketinin kendine göre gerekçeleri olmalıdır ki bu gerekçeler birbirine benzemeyebilir-benzememelidir.
…..
Odgurmış (1): Kanaat – Akıbet- Afiyet
Ögdülmiş (2): Akıl – Ululuk
Kadim Kitabımız olan “Kutadgu Bilig” de geçen iki şahsiyet: