Samsun – Göğceli – Çivisiz Camii

Civ2

Samsun, Çarşamba, Göğceli Çivisiz Camii

Göğceli Camii ya da Gökçeli Camii, Samsun’un Çarşamba ilçesindeki Göğceli Mezarlığı içerisinde yer alan tarihî cami.
1206 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde inşa edilen yapı tamamen ahşap malzemeden yığma tekniği ile inşa edilmiştir. Kapladığı 392m2’lik alanla Türkiye’deki en büyük yığma ahşap camilerden biri olan yapı aynı zamanda Türkiye’deki en eski ahşap camidir.

Caminin adı konusunda çeşitli varsayımlar bulunmaktadır. Bu görüşlerden birisine göre caminin adı içerisinde bulunduğu mezarlıktan gelmektedir. Mezarlıklara eskiden dünyadan göçenlerin bulunduğu yer anlamında “göç ehli” denmekteydi. Göç ehli zamanla gökçeli şekline dönüşmüş ve bu ad da günümüzde göğceli olmuştur. Bir diğer görüşe göre ise caminin yapımında kullanılan ağaçların uzun ve ağır oluşu nedeniyle camiye göğceli denmektedir.

Denkrokronoloji alanındaki araştırmalarıyla tanınan Amerikalı bilim adamı P. I. Kuniholm, yapıdan aldığı ahşap numuneler üzerindeki testleri sonucunda caminin 1206’da inşa edildiğini, önündeki revakın 1335 yılında eklendiğini veya onarıldığını belirtmektedir. Cami, ahşaptan yığma tekniğinde, köşelerde kurtboğazı geçmelerle, duvar boyunca tek parça olarak uzatılan, ahşap perdelerle inşa edilmiştir.

Civ1

İnşa ya da tamirat kitabesi bulunmayan caminin inşa tarihi hakkında muhtelif bilgiler bulunmaktadır. Caminin 1974 Samsun İl Yıllığı’nda 1191 yılında, İlimiz Samsun’da ise 1195 yılında inşa edildiği belirtilmekle birlikte, Günhan Danışman 15. yüzyıla kadar bölgenin sürekli el değiştirdiğini ve ancak bu yüzyılda kesin olarak Türk hakimiyetine girdiğini, caminin de muhtemelen bu dönemde inşa edildiğini öne sürmüştür. Dendrokronoloji uzmanı Peter Ian Kuniholm’ün analizleri neticesinde 1206 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde inşa edildiği kesin olarak tespit edilen yapı Türkiye’deki en eski ahşap camidir. Ayrıca caminin son cemaat yeri ve revakının 1338 yılında eklendiği ya da tamir edildiği yine aynı analize göre ortaya çıkarılmıştır. Caminin tarihine dair bir rivayete göre Trabzon üzerine sefer hazırlığında olan I. Gıyaseddin Keyhüsrev bölgede gemiler inşa ettirmekte iken camiyi de aynı gemi ustalarına inşa ettirmiştir. Bu rivayetin nedeni ise caminin inşa biçiminin gemi inşa biçimi ile benzerlik göstermesidir.

16 Mayıs 1986 tarihindeki 2289 sayılı kararla taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenen ve halen etkin olarak kullanılan cami son olarak 2007 yılında tamir görmüş, tamirat sırasında caminin taşıyıcılarının birisinin üzerinde Arap rakamlarıyla yazılmış 592 (miladi 1195) yılının yer aldığı tespit edilmiş ancak bu yılın neyi temsil ettiği çözülememiştir.

Civ3

Dikdörtgen olarak temelsiz olarak inşa edilen cami, tabana yerleştirilen büyük taşlar yardımı ile yerden 60-70 santimetre yükseltilmiştir.
17.44×21.55 metre dış boyutlara sahip olan yapı 392m2’lik bir alanı kapsamakta olup Türkiye’deki en büyük yığma ahşap camilerden biridir.

Civ4

Duvarlarında yalnızca kestane ağacı, diğer kısımlarındaysa dişbudak ve karaağaç kullanılan camide 50-60-70 santimetre eninde ve 10-15 metre uzunluğundaki kalaslar kullanılmış, bunun yanı sıra çivi dahil olmak üzere hiçbir ek madde kullanılmamıştır. Kalaslar giydirme tekniği ile birbirlerine monte edilmiş, dilme ahşap perdeler ile yığma olarak inşa edilmiş, köşeler kurtboğazı geçme tekniği ile birbirlerine bağlanmış, çatısı ise üç omuz kırma tekniğiyle kaplanmıştır. Tek katlı olan caminin çatısı alaturka kiremit ile kaplı olup daha öncesinde ahşap kiremit ya da hartama ile kaplı olduğu düşünülmektedir.

Civ5

Harim bölümü 12.60×13.70 metre ebatlarında olup kuzey cephenin ortasındaki tek kanatlı bir kapı ile girilmektedir. Harimde mihrap duvarına paralel olarak dizilen üçerli gruplar halinde iki sıra sütun yer almakta olup harim içerisine dengeli biçimde dağıtılmıştır. Bu üçerli sütunların ortasında yer alan iki sütun harim-mihrap aksı üzerine yerleştirilmiştir.

Harimde tavan bulunmamakla birlikte, çatı, harim içinde doğu-batı doğrultusunda eşit aralıklarla yerleştirilmiş ve üçer sütundan oluşan iki sütun dizisi tarafından taşınmaktadır. Mihrap-kapı ekseninde bulunan ve iki sütun tarafından desteklenen ana kirişe, doğu-batı doğrultusunda uzanan ve üçerli sütun dizisi ile taşınan diğer paralel iki kiriş bindirilmiştir. Ana kirişin üzerineyse çatının omurgasını taşıyan, orta noktada bir dikme her iki uçtaysa üst üste bindirilmiş ahşaplardan oluşan perde blok dikmeler yerleştirilmiştir. Harimin çevresini oluşturan duvarlar uçtan uca güney cephede 12.60 metreye, doğu ve batı cephelerinde ise 13.70 metreye ulaşan; genişlikleri 40 ila 70 santimetre arasında değişen yekpare ahşap perdeler ile örülmüştür. Perdeler köşelerde kurtboğazı geçme tekniği ile birbirine bağlanmış olup zıvanalı geçme tekniği ile üst üste ile bağlanmıştır.

Civ6

Doğu ve batı cephelerinde yer alan ikişer pencere ile aydınlatılan harimdeki bu pencerelerin mihrap duvarına yakın olanları diğerlerine nazaran daha küçüktür. Ayrıca mihrap duvarında altlı üstlü iki sıra halinde toplam altı havalandırma deliği bulunmakta olup yere yakın olanları demir kafesler ile kapatılmışlardır. Bu pencere ve açıklıklar yapının büyüklüğüne oranla yetersiz kalmakta, mihrap loş bir ışıkla aydınlanmaktadır.

Harimin kuzeyinde yer alan cemaat yeri 6.60 metre genişliğinde olup çatısı mekânın ortasına üçgen oluşturacak şekilde yerleştirilmiş üç sütun tarafından taşınmaktadır. Harimde olduğu gibi son cemaat yeri de üç cepheden, diğerlerine göre daha ince ahşap perdelerle yığma tarzında örülmüş duvarlar ile kuşatılmıştır. Kuzey cephedeki giriş revakının ortasından bu alana tek kanatlı bir kapı açılmakta olup aynı aks üzerine konulan ikinci bir kapı ile de son cemaat yerinden harime girilmektedir. Caminin minaresi bulunmamakla birlikte son cemaat yerinin kuzeybatı köşesinde sonradan oluşturulan imam odasının bulunduğu noktada eskiden bir minare olmuş olabileceği düşünülmektedir.

Civ7

Harim ve son cemaat yerini kuzey, doğu ve batı yönlerinde tek sıralı revaklar sarmaktadır. Toplam sekiz sütun ile oluşturulan kuzey yönündeki giriş revakını taşıyan sütunlar cephede dışbükey bir yay formu ile dizilmiş olup alışılmışın dışında bir düzen arz etmektedir. Revakın köşelerdeki genişliği 1.80 metre, orta noktadaki genişliğiyse 2.43 metredir. Doğu ve batı cephelerinde bulunan revaklar ise eşit aralıklı onar sütun üzerinde taşınmaktadır.

Süslemeler

Kök boyaları kullanılarak kalem işi ve renkli boyama şeklinde bitkisel formlar kullanılarak oluşturulan cami içerisindeki süslemeler hemen hemen her tahtada farklı motif ve kompozisyonlar ile oluşturulmuş, tekrar eden süslemelerden kaçınılmıştır. Rumiler, stilize parmetler, C ve S kıvrımlı dallar ve çiçekler dikkat çeken süslemelerden olmakla birlikte mertekler üzerindeki aşı boyası ile yapılmış yılanvari kıvrımlı dallar ve baklava dilimine benzeyen şekiller diğer süslemelere göre daha kalitesizdir. Ayrıca harim içerisindeki sütunların bazılarının başlıklarında ve konsollarda kaba ahşap oyma ve renkli boyama şeklinde süslemeler mevcuttur.

Civ8

Civ9

Süslemeler camiye göre daha yeni tarihli olup Osmanlı klasik döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir.
Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen