Çoğu insanın dilinde pelesenk olmuş ve fakat anlamını doğru olarak bilmediği bir konu olarak “ gönül” üzerinde bildiğim çerçevede kimi şeyler söylemek istiyorum..
“Gönül” kavramının sadece Kur’an’da geçtiğini söyleyebilirim. Bu nedenle İslam kültür çevrelerinde bilinen bir kavramdır. Batı kültüründe yoktur.
32/9: “ Sonra insana biçim verdi, ona kendi ruhundan üfledi ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller yarattı.”
Gönül( Fuad) insanın yaratılışında Allah’ın kendi ruhundan üflerken yarattığı çok ulvi, zati bir donanımdır. Gönül, insanın kalp dünyasının özüne konulmuş, onun özüne konulumuş ve her insan da istisnasın varolan bir nimettir.
Kalp, din alanında bedendeki ruhun merkezidir. Allah ile insanın irtibatını sağlayan kalpdir. Allah’tan gelen her ilahi bilgi kalp merkezinde ortaya çıkar ve gelen bilginin ne olduğunu akıl bilir. Akıl, kalp dengesi bu yüzden çok önemlidir.
İlahi Rahmet, Allah’ın inayeti, peygamberler vasıtasıyla insanlığa inmiştir. Çünkü peygamberler Allah’ın ilmini alacak duruma gelmişlerdir. Allah’ın inayeti zatına ait “ nur” vasıtasıyla gerçekleşir. Allah bu nurunu peygamberlere yüklemiştir. Bu nedenle her peygamber ilahi rahmeti getirenlerdir. Son peygamber ise Hz. Muhammed’dir. Ve alemlere rahmet getirmiştir. Kur’an bu rahmeti şöyle açıklar. 21/107: “ Resulüm! Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik…” denilerek, Hz. Muhammed’in bütün varoluşa yön ve destek veren ilahi nurun bütün alemler destek ve öğüt vermektedir.
5/15: “ Geçekten size Allah’tan bir nur ve apaçık bir ilim geldi.” 33/46: “ Allah’ın izniyle bir davetçi ve nur saçan kandil olarak gelmiştir.” 24735: “ Allah, göklerin ve yerin nurudur. Allah , dilediğini nuruna iletir.” ALLAH’IN DESTEĞİ NUR’DUR. Bu nuru taşıyan peygamberlerdir. Allah’ın nuru Hz. Muhammed ile tamamlanmıştır. Bu nur etkileşim ile tüm varlığa sirayet etmiş ve onlara destek olmuştur. Elbette başta insanlığa… İnsanların kalplerindeki nuru parlatmış, insanlığı ayağa kaldırmıştır. İlahi nurun insanlardaki etkisi gönül denilen kalp makamında ortaya çıkmaktadır.
45/20: “ Bu Kur’an insanların basiret nurlarını açmak ve kesin inananlar için hidayet ve rahmettir. “
50/8: “ Allah’a yönelen her kula gönül gözünü açmak için indirdik.”
39/22: “ Allah kimin gönlünü İslam’a açmışsa, o kimse Rabbibden bir nur üzeredir.”
Basiretle ve kesin olarak eşyanın hakikatini bilme “ nur “ ile mümkündür. İnsanın Allah’ı bilmesi de “ nur “ vasıtasıyla olur. Nurun yeri isse gönüldür. Allah’ın nur vermediği kimsenin gerçeği idrak etmesi mümkün değildir. En büyük nasipsizlik nurdan mahrum olmaktır.