Allah’a Emanet Ol Hanefi Hocam
Ali Satan
Hanefi Bostan, 1985-86 öğretim yılında bizim Osmanlı Paleografyası 1 dersimize geldi. Yani bize Elif’i öğreten Hocaydı. Dersler yetmez odasında da ders vermeye devam ederdi. O odada diğer asistanlar Haluk Dursun ve Vahdettin Engin idi. Asistanlar odasında Eğitim Vakfı Kitaplığı kurmuş Öğrencilere ödünç kitap verirlerdi. Öncelikleri öğrencilerle ilgilenmek idi. Araştırmayı, ilmi düşünceyi, her konunun esasını öğrenmeyi öğretiyorlardı. Bizleri kitapçılara, sahaflara, konferanslara ve elbette yeni yeni hizmete açılan Osmanlı arşivine gitmemiz için teşvik ediyorlardı. Hanefi Bostan Hocamız, yüksek lisansını Said Halim Paşa üzerine yapmış ve İslamcılık düşüncesi üzerinde çalışmaya devam etmek istiyordu. Dr tez danışmanı Yusuf Halaçoğlu Hocamız onu bu fikrinden caydırıp Karadeniz tarihine yönlendirdi. Hanefi Hocamız Osmanlı arşivine girdi ve bir daha çıkmadı. Muazzam bir doktora tezi yazdı. Ödüller alan bir çalışma; XV ve XVI. Asırlarda Trabzon sancağında sosyal ve iktisadi hayat. Hocamızın ilmi yönü yanında dikkati çeken diğer özelliği Sendikacılığı idi. 1980’li yollardan itibaren memurların sendikal haklarının alınması hususunda çalıştı. Önce Kamu Çalışanları Vakfı sonra KamuSen’in İstanbul teşkilatını kurdu. En başından beri Türk Eğitim Sendikası İstanbul Başkanı idi. Senelerce binlerce insanın kadro, atama, mobing, ve benim bilmediğim sorunları ile doğrudan ilgilendi. Hak arayışlarını sistematik hale getirdi. Yaptığı iş çok büyüktü. Sendikacılık sol ve işçiler için hep varolagelmişken Hanefi Bostan en genel tanımıyla sağcıları ve memurları sendikal mücadeleye ikna etmiş ve bir çatı aldında toplayabilmişti. Ancak Hocanın yoğun, istikrarlı, azimli sendikal faaliyetleri ilginçtir ki onu ilmi çalışmalardan koparmadı. Sempozyumlarda akademik bildiriler vermeye, ağır arşiv malzemeleri ile yoğrulmuş makaleler neşretmeye devam etti. Rize’nin Sosyal Tarihi, Harşit Vadisinin Sosyal, İdari ve İktisadi Tarihi, Arşiv Belgelerine Göre Karadeniz’de nüfus hareketleri ve nüfusun etnik yapısı, Said Halim Paşa kitapları birbiri ardına çıktı. Bütün bunların olabilmesi Hocanın çalışkanlığı ile mümkün oldu. Nitekim son zamanlarında bir ameliyat geçirmiş idi arayıp hastanede ziyaretine gidecektim. Hastaneden bir gün önce çıkmıştı ertesi gün üniversite kampüsünde idi ve orada görüştük. Geçen hafta telefonla konuştuk. Son sözü; “iyiyim tedavi görüyorum yeni çıkan kitaplarını bana bırak” oldu. Ondan duymaya alıştığımız cümle ile veda edelim; Hocam Allah’a emanet olun!