Hasan Erdem
1961 yılında Tekirdağ ili Hayrabolu ilçesi Kutlugün köyünde doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi Eskişehir’de okudu. Askerden geldikten sonra Bursa’da otomotiv sektöründe üretim yapan bir firmada 25 yıl güvenlik şefi olarak çalıştı ve 2008 yılında emekli oldu.
Bursa’da yaşıyor.
Emekli olduktan sonra çocukluk hayalini gerçekleştirmek için yıllardır okuyucusu olduğu tarihî romancılığa yöneldi. Temmuz 2009’da ilk tarihî macera romanı Şar Dağı’nın Kurtları yayınlandı. Ardından yazarımızın nefis üslubuyla yine tarihi romanları olan Argos Kalesi, Kızıl Atın Süvarisi, Balkan Şahini ve Otranto 1480 isimli romanları yayınladı.
Bir Tarihi Roman Ustası: Hasan Erdem
Çocukluğumda az buçuk ayağa kalkıp, aklım ermeye başladığında, evimizde bulunan kitapların hepsini okumak için, bir an önce okuma isteğiyle annemin yakasına yapışmıştım. Anacığım büyük bir sabırla, o kadar işinin arasında, daha beş yaşımda iken, bana okuma yazmayı öğretmişti.
Artık bütün kitaplar benimdi. Büyük bir ciddiyetle, gözüme kestirdiğim kitabı elime alıp, bir köşeye çekiliyor, anlayıp anlamadığıma bakmadan, okuyor, okuyordum.
Hz.Ali’nin Cenkleri, Hz.Hüseyin ve Kerbela, Battal Gaziler, Binbir Gece Masalları, Hz.Muhammed’in Hayatı, Peygamberler Tarihi, Kemalettin Tuğcu’nun kitapları, Mişel Zevako’nun Pardayanlar ve diğer eserleri(sizi temin ederim ki, bu on ciltlik Pardayanları en son, yaklaşık on beş yıl önce olmak üzere en azından onar sefer okumuşumdur) ve diğer tarihi romanlar.
Okur okumaz çarpıldığım Bozkurtların Ölümü, Dirilişi ve Deli Kurt; Feridun Fazıl Tülbençi, Abdullah Ziya Kozanoğlu, Murat Sertoğlu, Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu, Bekir Büyükarkın ve daha bir çok yazarın kitapları….
Aradan uzun yıllar geçti. “Bilimsel eserler”den vakit bulup da tarihi roman okuyamıyordum.
Ta ki Hasan Erdem’i tanıyıncaya kadar. İlk defa, 2013 Nisan İzmir Kitap Fuarı’nda stand komşuluğu sayesinde tanıştım ve ŞAR DAĞI’NIN KURTLARI ve KIZILATIN SÜVARİSİ kitaplarını imzalattım. Aynı gece, iki kitabı birden su içercesine okudum. Adeta çocukluğuma geri dönmüştüm. Ertesi gün kendisine hak ettiği sözleri söyleyerek, yeni kitaplarını beklediğimi özellikle vurguladım.
Nitekim 2014 Mart Bursa Kitap Fuarı’nda yeniden karşılaştığımızda, BALKAN ŞAHİNİ ve ARGOS KALESİ kitaplarını imzalayıp önüme koyduğunda, bir kere daha aynı heyecanı yaşadım ve bu iki kitabı da birkaç gün içinde, sular seller gibi yalayıp yuttum.
Bugünlerde, bazı “tarihçi yazarlar” çoğaldı. Maşallah, neredeyse haftada bir kitap yazıyorlar. “Bu nasıl iş?” demeden kendimi alamıyorum. Ben ki, Türkiye’nin en hızlı okuyan ve yazan kişilerinden birisiyim, vallahi bunların yanında, kaplumbağa bile olamam. Adamlar otomatiğe bağlamışlar….Kitaplara bakıyorum, neredeyse birbirinin kopyası. Bir şablona göre kitap yazıyorlar. Olmaz, olamaz. Her kitabın şablonu, örgüsü, işlenişi, yazılışı farklı farklı olmalıdır. Ancak böylece birer eser ismini almaya hak kazanırlar. Bunun dışındakilere verilecek tek isim vardır: SERİ İMÂLAT VE PİYASA ROMANCILIĞI…
Hasan Erdem kardeşimin kitaplarının her biri büyük bir emek sarf edilerek hazırlanmış. Belli ki, o kitaplar yazılmadan evvel birçok materyal okunmuş, gözden geçirilmiş, eser önce kafada kurgulanmış, planlanmış, sonra da büyük bir titizlikle yazılmış.
Şu lafımı sinek pislemedik bir yere not etmeyi unutmayın: Gün gelecek, o pisaya romancıları, bir bir raflardan inecek, hafızalardan silinecektir. Hasan Erdem ise her geçen gün daha güçlü bir şekilde hem beynimizdeki gerçek yerine yerleşecek, hem de kitapçı raflarında onlarca yıl sürecek yerini alacaktır.