İbrahim BAYKAN
Zamanın Kadısı bir fırının önünden geçerken; mis gibi kızarmış ördek kokusu alır.
Hemen fırına dalar ve fırından yeni çıkmış ve nar gibi kızarmış iki ördeği görür. Fırıncıya bunları hemen bizim eve yolla demiş.
Fırıncı ne yapsın karşısında koskoca Kadı var; bunların sahibi mi var diyecekti. Peki kadı efendi demiş ve ördekleri kadının evine yollamış.
Nihayet ördeklerin sahibi gelmiş. Fırıncı:“Valla senin ördekler uçtu” demiş. Adam:“Nasıl olur sen beni kandırıyorsun”demiş ve kavgaya tutuşmuşlar.
O anda fırının küreği fırında müşteri olarak bulunan bir Gayri Müslüm’ün tek gözüne isabet etmiş ve kör etmiş.
Bu karmaşada fırıncı kaçarken bir hamile kadına çarpmış ve kadın da karnındaki çocuğu kaybetmiş.
Sonuçta; fırıncı, ördeklerin sahibi, Gayri Müslüm ve çocuğu ölen kadının kocası davalık olmuşlar ve Kadı’nın karşısına çıkmışlar.
Kadı hepsini dinledikten sonra kara kaplı defteri açmış. Ördek sahibine:“Bak demiş burada ördeğin karşısında; uçan kanatlı hayvan yazıyor. Fırıncı doğru söylemiş senin ördekler uçmuş.
Gayri Müslüme: “Bak defterde Bir müslüm, Bir Gayri Müslümün gözünü çıkarırsa diğer gözünü de çıkarma hakkı doğar. Senin diğer göz de çıkarılacak” demiş.
Bunu duyan Gayri Müslüm: “Kadı efendi ben davamdan vazgeçtim” demiş.
Kadı; hamile karısından bebeğini kaybeden adama dönmüş: “Sen de karını fırıncıya ver bebeğini yerine koysun.”
Alın size hak, hukuk adalet.
Sevgi ve Saygılarımla