Hesap Yok ki Hesapta
Bir masal dünya köyü.
Alemler arası bir durak ezan ve sela arası.
Hayy’dan Hakk’a seyir yolunun HÛ sırrına erende,
Bir elif miktarında, bir vav hallince,
İki bez arası,
Beyazın sonrası yeşilin öncesine sığmış yedi renk deryasında…
Son beyazda, can, toprakta bitmeden.
Ve vakti erince cânana düşen, her iz.
Bir çentik belki de,
Ya alışa,
Ya verişe…
Hesap yok ki hesapta…
…
Sulh
Bir akşam üstü iz’i, kimsesizliğe…
Seçenek izdihamına uğramış karaborsa zamanlar…
Kalan işleri mi tamamlasam, kitap mı okusam, eve mi gitsem, anneme mi bi baksam, öylece sepsessiz oturup kendime mi kaçsam, biraz yürüyüş mü yapsam, popcast mi dinlesem, yarım kalan sesli kitapları mı dinlesem, ders videosu mu dinlesem, ders guruplarındaki yazışmaları mı okusam, aramam gereken dostları mı arasam, … … … … …
Bitmeyen üç noktalar,
Dilimdeki şarkı, “incirler olana kadar kalsaydın bari” eşliğinde
okuldan bir türlü gidemeyen ben,
Zaman ne kıymetli,
Ve andan bile sıyrılabilip ol’ana ola’mayana razı olmak,
Nereye ki bu varamayış?
Erdiğin yerde, kendine helâl değilse hakkın, ötesi hak ediş olur mu ya?
Ne ‘var’ var, ne de ‘yok’ ya!
Bile bile…
Hemşerim yolculuk nere?
Hadi kapat gözlerini, aç kalbini sana, dön kendine…
Ol’duğun kadar sonuçta, ol’an’da.
Yum gözünü seyreyle,
O zaman
Yurtta sulh, cihanda SULH.