Hizmet de Şiir Gibi Olabilir

Günlük dedikodu seviyesini aşmayan “alelâde siyâset”le tüketilen zamana yazık. Gerçekten bir işe yarar fikrimiz varsa, sesimizi duyurabiliyorsak, elbette siyaset de değerli bir saha; ama genellikle olduğu üzere, boş laflamalara dönmüşse bırakmalı!

Biz vaktimizi tüketen ama bize hiç bir fayda vermediği gibi, bütün şevk ve enerjimizi emen sahalara karşı fazla vaadkâr davranıyoruz sanki.

Bize hayrı yok da başkalarına var mı?

Keşke ferâgat ve fedâkârlıklarımızın bir gösteriye dönmediği, enâniyet yarışlarının kamuflajı yapılmadığı alanlarda kullansak enerjimizi.

O ferâgatlerden hem mahlûkat istifâde ederdi hem de verebilmenin şehâdete açılan güzergâhına ünsiyet kazanırdık…

Bendeniz zaman zaman deniz fenerlerine takılır, fotoğraflarına bakarken dalarım…

Ne ibretli sembollerdir onlar.

Ne yol gösterdiklerini tanırlar, ne en küçük bir menfaat hesabına mağlupturlar…

Var oluş sebepleri tehlikeyi haber vermek ya! O sebeple en tehlikeli sulara mahkumdurlar, her türlü fırtına ve dalgaya bağrını vermek, onların hayat biçimi…

Gün doğunca ise onları hatırlayan bile çıkmaz çok defâ…

Kapıları en ufak bir vefâ beklentisine karşı sımsıkı kapalı durur…

Muhabbetine muhabbet bekleyen beşer zaafından berîdir.

Yangını kendisine, ışığı başkalarına…

O ışıktan kimler, hangi çâresiz yolcular yararlanmıştır ilgilenmez bile…

Tehlikeli sularda deniz feneri olmak…

Bağırıp çağırmadan, feri tükenene kadar.

Buna kim itiraz edebilir! Gözü dışardan alkış aramayan, huzuruyla müstağrak ve bütün varlığını hayra adamış…

Keşke ferâgat ve fedâkârlıklarımızın bir gösteriye dönmediği, enâniyet yarışlarının kamuflajı yapılmadığı alanlarda kullansak enerjimizi. O ferâgatlerden hem mahlûkat istifâde ederdi hem de verebilmenin şehâdete açılan güzergâhına ünsiyet kazanırdık… * Bendeniz zaman zaman deniz fenerlerine takılır, fotoğraflarına bakarken dalarım… Ne ibretli sembollerdir onlar. Ne yol gösterdiklerini tanırlar, ne en küçük bir menfaat hesabına mağlupturlar… Var oluş sebepleri tehlikeyi haber vermek ya! O sebeple en tehlikeli sulara mahkumdurlar, her türlü fırtına ve dalgaya bağrını vermek, onların hayat biçimi… Gün doğunca ise onları hatırlayan bile çıkmaz çok defâ… Kapıları en ufak bir vefâ beklentisine karşı sımsıkı kapalı durur… Muhabbetine muhabbet bekleyen beşer zaafından berîdir. … Yangını kendisine, ışığı başkalarına… O ışıktan kimler, hangi çâresiz yolcular yararlanmıştır ilgilenmez bile… Tehlikeli sularda deniz feneri olmak… Bağırıp çağırmadan, feri tükenene kadar. Buna kim itiraz edebilir! Gözü dışardan alkış aramayan, huzuruyla müstağrak ve bütün varlığını hayra adamış…

Yazar
Sait BAŞER

Aralık 1957 tarihinde Isparta-Yalvaç’ın İleği köyünde doğdu. İstanbul Sağmalcılar Lisesini bitirdi. Üç yıl Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde okudu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde yüksek öğren... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen