Nuri GÜRGÜR*
Mustafa Kemal yüz yıl önce,19 Mayıs 1919’da milli mücadeleyi organize etmek maksadıyla Anadolu’ya geçmeye karar verip Samsun’a çıkmasaydı tarihin seyri nasıl olurdu?
Dünya görüşü, siyasi düşüncesi, inanç yapısı nasıl olursa olsun, Türk milletinden olma bilincine sahip akıl ve vicdan sahibi herkesin dönemin şartlarını dikkate alarak objektif bir değerlendirme yapması, bu sorunun cevabını düşünmesi gerekir
Başını Cihan savaşının galibi İngiltere ile Fransa’nın çektiği Batı emperyalizminin kıskacındaki Osmanlı direnecek durumda değildir. Başta Payitaht olmak üzere, en kritik yerler işgal altındadır. Ordusu dağılmış, ekonomisi çökmüş, savaş yorgunu ahali yoksul ve çaresizdir. Genç nüfusunun büyük bölümünü savaşlarda kaybetmiştir Padişah sarayında fiilen esirdir
İşgal tehlikesini çok yakından hisseden bölgelerdeki vatanseverler kongreler toplamakta Müdafa-ı Hukuk ve benzer adlarla örgütlenmeye, Kuvayı Milliye oluşturmaya çalışmaktadırlar Ama aralarında güçlü bir bağlantı, karar ve yönetim merkezi bulunmadığından konvansiyonel güçlere karşı uzun süre direnmeleri mümkün değildir.
Mustafa Kemal bu dağınık grupları Amasya tamiminden başlayarak toparlamaya çalıştı. Erzurum ve Sivas kongrelerinde, ardından Ankara’da toplanmasını sağladığı TBMM ‘nin çalışmalarında milletin karar ve iradesini esas alan bir strateji izledi. Böylelikle girişimlerini meşruiyetini tartışılmaz hale getirdi. Millî Mücadele’nin zafere ulaşmasının dayanağı olan toplumsal tabanını hazırladı. Değişik fikir ve görüşteki insanlardan oluşan birinci Meclis’in bağımsızlık, milli hâkimiyet ve milli kurtuluş ortak paydasında buluşmasında en büyük büyük pay O’nundur.
Milli mücadele Mustafa Kemal’in yönetiminde, bir tarafıyla muhteşem bir askeri zafer, bir tarafıyla da büyük bir diplomatik başarıdır Uluslarası dengeleri iyi okuyarak mükemmel bir politika yürüttü; hem Moskova hem de Londra ve Paris ile ilişkilerini ustaca sürdürerek, gerektiğinde aralarındaki rekabetten de yararlanarak dilediği sonuca ulaştı.
19 Mayıs 1919’dan 40 ay gibi kısa bir zamanda, 9Eylül 1922 ‘ de komuta ettiği ordumuzun İzmir’e girerek mücadeleyi zaferle taçlandırması kolay olmadı Kütahya- Gediz muharebesinin cephe komutanı İnönü’nü yanlış tercihleriyle kaybedilmesi, ordu mevcudunu yarıdan fazlasının panik halinde dağılıp kaçak durumuna girmesi üzerine komutayı bizzat üzerine alarak çok çetin bir ortamda Sakarya savaşının kazanılması, ardından hazırladığı plana göre yürütülen Büyük Taarruzun zafere ulaşması Mustafa Kemal’in ne kadar nitelikli bir asker olduğunu bütün dünyaya göstermiştir.
Türk milleti ‘nin çok zor bir döneminde Mustafa Kemal’in devreye girip Milli mücadeleyi yürütmüş olması ilahi bir lütuftur. O’nu ve bu kutlu mücadeleyi omuz omuza yürüttüğü silah arkadaşlarını, aziz şehit ve gazilerimizi bir kere daha hürmetle, rahmetle ve şükranla anıyoruz
*Türk Ocakları Eski Genel Başkanı, yazar-mütefekkir, işadamı.