Bir yücelik efsanesidir her kanat vuruşunda senden işittiğim
Tan vakitlerinde müjdelersin erdem güneşinin doğuşunu
Işığın parıldar bağışlanan demir cevherinin kızıl mayasında
Geceden sabaha sözünle uyanır berrak su ve kara toprak
Dağların doruğunda ağ bulutlar arasından yükselir tuğlar sancaklar
Ak Ana süt sağar ufuk ötesi yıldızların sağmal emceklerinden
Samanyolundan alazlar toplar cihangir oğulların yüksek alınlarına
Sonra tanık tutup senin kanadını bengü taşlara kazır künyesini
Rüzgâr eğleşir kurt kulası donlu yeğin kısrakların yelesinde
Bozkıra kokusunu verir dağ çiçekleri vadiler boyunca
Bahar toyunda nağmeler çığrışır kopuzun esrik tellerinden
Birliğin çağlarında doruklara kanatlaşın gönüllerin ülfetidir
Sen gökte uçarsın izin ak toprağı kutsar yakarışlarla
Sevgilerin izdivacıyla yeşerir kayın ağacında yaprak
Ulaklar han okuntusu götürür gün doğusundan gün batısına
Kanatların altında toplaşır ulu millet keneşi ebed-müddet üzre
Sen gölge düşürdükçe fetih ordusunun muzaffer akınlarına
Akça töreli niyetlerde çoğalır Oğuz barışının bin muştusu
Yetimler için uzak iklimlerde gülümser nevruz çiçekleri
Varıp mührünü vurur viranelerin abadlığına Devlet-i Hümayun