Beş duyulu değiliz artık.
Korona hastalarında Tad ve Koku duyusu yok oluyor. Ek olarak, virüs bulaşır diye birbirimize dokunamıyoruz da…
Yani, korona yüzünden bu üç duyumuzu kullanamıyoruz.
SANAL ÂLEMİN DUYULARI İKİ: GÖRME VE İŞİTME
Teknoloji ve sanal dünya bizi bedenlerimizden uzaklaştırdı. Beş duyumuzdan sadece ikisini kullanıyoruz: Görme ve işitme duyularını.
İnternet arkadaşlarımızı görüyor ve onları işitiyoruz. Fakat onlara dokunamıyoruz. Kokularını alamıyoruz. İkramlarının tadına varamıyoruz.
Kısaca; tad, koku ve dokunma duyularımızı artık kullanmıyoruz.
Doruk’taki evimde hastalanıp yatağa düşersem, Newyork’daki arkadaşım benimle sohbet edebilir, beni duyabilir ve görebilir ama, elimi tutup bana dokunamaz, benim için bir çay demleyemez. Kullandığım parfümümü koklayamaz. Ekranda yediğim kurabiyenin tadını bilemez.
HÂLBUKİ İNSANLARIN BEDENLERİ VAR.
Bizim bir bedenimiz var. Biz sanal değiliz ki…
Biz insanız ve beş duyulu bir varlığız. Akıl, irade, vicdan ve bilincimizle beş duyumuzun hepsini kullanmak ve onların farkına varmak istiyoruz.
ŞİMDİ NE OLDU?
Bu duyuları bize lütfeden: “Madem hakkını vererek kullanmıyorsunuz, ben de geri alıyorum” dedi ve aldı.
Böyle giderse, daha başkalarını da alır mı? Alır.
Bizler, yeryüzüne Allah tarafından özel atanan insanlar olarak bunları düşünmüyoruz.
Ne yapıyoruz? Bol bol Cuma kutluyoruz.
Aslında akletmeli değil miyiz?
Bizi insan yaratıp akıl ikram eden Rabbimiz! Aklımızı gerektiği gibi kullanmamız için bize yardım et lütfen. Biz Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz.
Hayırlar diliyorum
Doruk, 01 Ekim 2020
Prof. Dr. Orhan Arslan