İbrahim BAYKAN
BİR: Zamanın İbrahim adlı padişahı hazine boşalınca vezirlerini toplamış ve halktan nasıl bir vergi alabileceklerini sormuş.
Birinci Vezir:Efendim halkın pek çoğu İbrahimlere İbiş diyor; sizin adınızda İbrahim olduğuna göre bu resmen size hakaret sayılır. Hem İbrahimlere hem de İbrahim’e İbişdiyenlere ceza keselim. Padişah; aferin iyi fikir ama bu yetmez Bir daha bulun demiş.
İkinci vezir;efendim halkın pek çoğu ortalıkta kel, kel geziyor kellere de ceza keselim diyor. Bu fikir de Padişahın çok hoşuna gitmiş ve bir daha bulun bitsin bu iş demiş.
Üçüncü vezirde hiç altta kalır mı? Efendim Ülkemizde tavuktan çok Horoz var bunlar az olan tavukları vicdansızca taciz edip perişan ediyorlar. Horozu olanlara ceza keselim diyor. Bu fikir de İbrahim Padişah’ı çok mutlu ediyor. Tellallar davul çalıp bu fermanı duyuruyor. Şimdikinin zabıtaları ve O zamanın zaptiyeleri ceza işine koyuluyorlar.
Tellallar davul çalıp bu fermanı duyuruyor. Merkeze uzakta ve tenha bir köyde Kel İbrahim ile karısı Kezban kendi hallerinde yaşamaktadır. Kezban İbrahim’e: “İbiş ayağımdaki ayakkabı çok eskidi bu hafta pazara git de şu horozu sat bana da bir ayakkabı al” demiş. İbrahim’de tamam hanım alırım demiş. Pazar günü gelmiş İbrahim almış horozunu gitmiş pazara.
Horozu elinde Pazar yerinde müşteri beklerken zaptiyeler yanına gelmiş; fermandan haberi olmayan İbrahim’e: “Sana ceza keseceğiz horozun var”demişler makbuz için adın sormuşlar; İbrahim demiş. Bak adında İbrahim’miş sana çift ceza keseceğiz duymadın mı Padişahımızın fermanını? Zavallı İbrahim bükmüş boynunu: “Valla efendiler biz duymadık.”
Tam bu arada İbrahim’i gören bir arkadaşı: Ulan İbiş hani şu benden aldığın 10 Akçeyi bana ödemedin deyip İbrahim’in yakasına yapışmış ve silkelemiş.
Bu arada İbrahim’in takkesi yere düşmüş ve kel görünmüş. Zaptiyeler: “Haydiii senin kafan da kelmiş diyerek cezayı Üçe çıkarmışlar. Alacaklı arkadaşına da: “ Sen buna İbiş dedin al sana da bir ceza”
*******************************************
İKİ:Temel’in kahve arkadaşları Temel’e : “Temel bize şu meşhur fıkralarından rica etsek anlatır mısın?”
Temel:“Bana Bir kese altın verirseniz anlatırım”demiş. Kabul demişler aralarında Bir kese altını toplayıp vermişler. Temel anlatmış da anlatmış Ahali bu sohbetten hayli keyif almış.
Sohbet bitmiş Temel aldığı Bir kese altını geri iade etmiş ve ahali sormuş: Temel sen bizi hayli eğlendirdin ama aldığın altınları tekrar bize veriyorsun bu ne iş?
Temel: Bunun iki nedeni var Birincisi;eğer siz bu altınları bana vermeseydiniz beni adam gibi dinlemezdiniz. İkincisi ise; insan cebinde para olunca iyi konuşuyor.