Filozoflar, fikir adamları insanı tanımlarken, insanı hayvandan ayıran özellikleri ön plana çıkararak, insanı hayvanla kıyaslayarak tanımlamışlardır çoğu kez…

Mesela;

Konfüçyus “İnsan, öğrenen hayvandır.”

Thales “İnsan, araştıran hayvandır.”

Sokrates, “İnsan, sorgulayan hayvandır.” 

Platon “İnsan, toplumsal hayvandır.”

Aristo “İnsan, düşünen hayvandır.”

Heraklitos “İnsan, tartışan hayvandır.”

Yusuf Has Hacip : “İnsanı hayvandan ayıran bilgidir”

Mevlana  “İnsanoğlu ile hayvan arasındaki fark edeptir.”

Yunus Emre: “Aşksız kişi hayvan olur”

John Locke “İnsan, deneyen hayvandır.”

Kant “İnsan, eleştiren hayvandır.”

Descartes “İnsan, konuşan hayvandır.”

Dostyovoski “İnsan kendisiyle kavga etmeye mecbur bir hayvandır!”

Albert Camus “İnsan, itiraz eden hayvandır.”

Khunn “İnsan, teori kuran bir hayvandır.” 

K.Marx “İnsan Mücadeleci Bir Hayvandır.”

Nazım: “Hayvanların çoğu insan gibidir/ Hem de iyi insan gibi!..”

Atsız : “Milli Ülküsü olmayan insan hayvandan farksızdır.”

Necip Fazıl “İdealsiz insan hayvandır.”

Cemil Meriç : “İnsan sevilmek isteyen hayvandır”

Erich Fromm “İnsan, seven bir hayvandır.”

Cesare Pavese “İnsan Kıyafet Almak İçin Çalışan Tek Hayvandır”

Bergson “İnsan, araç yapan bir hayvandır.”

Diye tanımlamıştır…

Bu tanımlardan tek tek hareket ederek, etrafımızdaki insanları değerlendirirsek, insanların tamamının bu tanımlardan en az biri veya birkaçı ile uyuştuğunu görürüz… En azından herkes; kıyafet almak için çabalar, konuşur.

Ama “Bu fikir adamlarının değerlendirmelerin tamamına uyan kaç insan tanıyorsunuz?” diye sorarsak, o zaman çuvallarız… Düşünmek, tartışmak, mücadele etmek, idealizm, eleştirmek, itiraz etmek, sorgulamak, bilgi sahibi olmak, araştırmak bize o kadar yabancı ki… Hele Mevlana’nın tanımladığı insan olmanın çok uzağındayız… Namık Kemal de insanımızı tanımlarken Mevlana gibi “edeb”i öne çıkarır, edepsiz insanı köpeğe benzetir. 

“Edepsizlikte tekleriz, 

Kimi görsek etekleriz,

Haktan da yardım bekleriz,

Ne utanmaz köpekleriz…

Eğer bu düşünürlerin hepsi haklıysa, gerçek anlamda haklı olan tek düşünür Nietzsche… Çünkü o; “İnsan, düpedüz hayvandır!” diyor…

Onun değerlendirmesini biraz katı bulursanız, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun şu cümlesini bir düşünün; “İnsan hayvanların en kötüsü, en bayağısı ve en az sevimli olanıdır.”

Silah, ilaç, enerji ve uyuşturucu tröstleri yüzünden çıkan savaşları, o savaşlarda ölen yüz binleri, çevre katliamlarını, açlıktan ölen milyonları, yeni doğurduğu çocuklarını çöplüğe atan anneleri, ensest ilişkileri, çocuk tacizlerini, kadına şiddeti, çocuk gelinleri, kan davasını, yalancıları, dolandırıcıları, devlet malını talan edenleri, Allah ile aldatanları, cehaleti görüp de Yakup Kadri’nin; “İnsan hayvanların en kötüsü, en bayağısı ve en az sevimli olanıdır.” değerlendirmesine katılmamak mümkün mü?

Cinsel dürtülerine esir olan, cinsel dürtüleri için akıl almaz kötülükler yapabilen insanı, yalnızca çoğalmak için cinsel ilişkiye giren hayvanla,

Hayvanları katletmek için “av” denen kitlesel vahşeti icat eden, para ve güce ulaşmak için başka insan kitlelerini bile katledebilen insanı, yalnızca yaşamını sürdürmek için öldüren hayvanla,

En dürüstü bile yalanla iç içe yaşayan insanı, hesapsız-kitapsız dosdoğru yaşayan hayvanla,

Vefa’yı İstanbul’da bir semt sanan insanla, sahibine vefanın sadakatin en güzel örneklerini veren başta köpek ve at olmak üzere hayvanlarla,

Farklı dinden, farklı renkten, farklı dinden diye başka insanları yok eden-yok etmeye çalışan insanla, bu duygulardan çok uzak hayvanları kıyaslamak, hayvanlara haksızlık değil mi?

Ulu Yaratan da kutsal kitabımızın Ahzap Suresi 72. Ayet’inde “Biz emaneti göklere, yerküreye ve dağlara teklif ettik, ama onlar bunu yüklenmek istemediler, ondan korktular ve onu insan yüklendi. Kuşkusuz insan çok zalim, çok bilgisizdir. ” buyurarak insanın ne kadar zalim ve ne kadar cahil olduğunu vurguluyor. 

Günümüz insanının, iyi, güzel ve “eşref-i mahlûkat” olarak tanımlanan örnek insana dönüşmesi ne kadar zor…

İyi insan olmak için çabalayan, kötülükten kaçınan, iyilik yapmak için uğraşan insanlara saygıyla…