Kenan EROĞLU
Odgurmuş:Biliyoruz ki; insan olarak çeşitli sosyal gurupların içinde yer alırız. Bu bir mecburiyet midir? İnsanlarda bir yerlere mensup olma ihtiyacı neden doğar. Bir insan fikir hareketine neden katılır? Radikal gurupların içinde neden yer alır?
Ögdülmüş:İnsanlar sosyal bir varlıktır. Tanınma, bilinme, kıymet görme, takdir edilme, sevme ve sevilme gibi duygular taşır. Tek başına yaşayamazlar. Bu yüzden birçok insan bilerek veya bilmeyerek, çeşitli sebep ve saiklerle sosyal guruplarda yer alır, fikir hareketine sempati duyabilir veya sosyal hareketlere katılır. Bir insan tek başına olduğu zaman kendini ne de olsa güçsüz hisseder, Pek çok insan bu güçsüzlükten korkar. Bu yüzden insanlar bir yerlerle birlikte olma, bir yerlerin mensubu olma veya bir yerlerden olma, soy gibi sülale gibi bağlılıkları olma ihtiyacı duyarlar. Çünkü insanlar bir gurubun içinde kendilerini hem güvende hissederler, hem de o gurup içinde kendisini güçlü hissederler.
Köylerden kasabalardan büyükşehirlere gelen-göcen insanlar büyük şehirde çektikleri yalnızlığı ve güçsüzlüğü, hemşeri dernekleri ve ya hemşerilerinin gittiği kahvehanelere vs. giderek orada yalnızlığını unutmaya çalışır.
Odgurmuş:Bir insan bir fikir hareketine katılır, bunu anladık, neden orada fanatik olur veya kraldan fazla Kralcı olur. Veya aşırı aktif olarak görev alır?
Ögdülmüş:Evet; konunun nedeni ve niçini üzerinde durabiliriz. Bir insanın içinde bulunduğu durum, aileden gelen ortam, yetişme tarzı, ailenin zenginliği, fakirliği, geriliği-ileriliği, bilgisizliği-bilgisi gibi unsurların yanı sıra daha önemli bir sebep olmalı ki o kişi her şeyini bir tarafa bırakıp bir guruba ya da harekete katılsın ve gerektiğinde canını hiçe saysın..
Yukarda saydığımız sebepler etkili olmakla birlikte, Bir insanı veya insan topluluğunu aktif olarak bir harekete sokan ve o hareket içinde canla başla çalıştıran ve hatta canını dahi ortaya koyduran asıl önemli olan şey; O hareketin“gelecek hakkında uyandırdığı ümittir”.Bu durumda hareketin gücünün, güçsüzlüğünün veya çok kalabalık olmasının veya sayıca az olmasının hiçbir önemi yoktur.
İnsanın içinde bulunduğu sosyal durum ne olursa olsun, kendi geleceği hakkında çok iyimser değilse ve karşısına geleceği hakkında iyi şeyler vadeden bir fikir ve hareket çıktığında onu benimsiyor ve ona katılıyor. Bu bir dernek olabilir, tarikat olabilir, siyasi parti olabilir, yardım kuruluşu olabilir. Hiç fark etmez.
Odgurmuş:Yani kendi geleceği hakkında tatmin olmayan, endişe taşıyan insanlar ve kitleler, kolayca başka taraflara kayabiliyor.
Ögdülmüş:Evet öyle fakat bazen geleceğe ilişkin aşırı korku insanların daha da muhafazakârlaşmasına sebep olur. Geleceğinden endişe eden, yarınlarının ne olacağından emin olmayan dar gelirli insanlar ellerinde bulunan imkânları kaybetmek istemez ve bir fikir hareketine aktif olarak pek katılmazlar. Burada elinde olan şeylerin kaybedilmesi ihtimali insanları korkutur. Bu yüzden aşırı kötümserler pek sosyal hareketlere katılmazlar. Ellerindekini de kaybetmekten korkarlar.
Ayrıca üst düzey gelirli insanlar da geleceğin belirsiz olduğu zamanlarda bir fikir hareketine katılmaz ve onu desteklemezler. Çünkü bunlarda tıpkı dar gelirliler gibi ellerinde bulunan değerleri kaybetme riskine girmezler.
Karl Marks işçilere“İşçiler birleşin zincirlerinizden başka kaybedecek neyiniz var“ demiş olmasına rağmen, işçilere parlak bir gelecek ümidi verilememiş ve işçiler bir araya gelmemiş kapitalizmi yıkmamış ve Marksist devrimi desteklememiştir. Rusya’da 1917 Marksist ekim devrimini işçiler ve köylüler değil bir gurup“okumuş partizan”yapmıştır.
Bu yüzden Marksist hareketler işçi sınıfı adına hareket ettiklerini belirterek, genellikle işçi sınıfı ve orta sınıf üzerinde propaganda vs. yaparlar. Orta sınıfı etkilemeye çalışırlar.
Odgurmuş:Yani kısaca geleceğe beslenen olumlu ümit insanları fedakâr yapar, harekete geçirir.
Ögdülmüş:Evet öyle olur. Fakat buna karşılık gelecek için ümit vermeyen bir fikir hareketi, durağanlaşmaya, pasifleşmeye mahkûmdur.
Odgurmuş:Sosyal hareketlerin, fikir hareketlerinin zamanla bir birleri ile benzeşmesi gibi bir konu var, Ona ne diyeceksiniz?
Ögdülmüş:Tüm fikir hareketleri, fikir ve inanç olarak çok olmamakla birlikte birbirine benzerler. Dayandıkları temel prensipler, tezler ve iddialar çok çok farklı olabilir. Bu durumu değiştirmez.
Her sosyal hareketin hedefe ulaşmada kullandığı metotlar birbirinden farklı gibi sanılır. Ama yakınlık ve benzerlikler vardır.
Başarılı olarak kabul edilen bir siyasi hareket veya bir fikir hareketi başka bir siyasi hareket ve fikri akım tarafından taklit edilir. O siyasi partinin ve fikir hareketinin başarısına içten içe imrenilir, takdir edilir.
Dikkat etmek lazımdır ki, bu imrenme ve takdir duyguları giderek artar ve önü alınamazsa, o hareket diğer harekete benzer bu durum da kitle tarafından olumlu karşılanmaz.
Bu benzeşme, siyasi partilerde çeşitli olumsuzlukların yanı sıra rey düşmesine ve taraftarın kaybına-mutsuzluğuna sebep olur.
Siyasi partiler de geleceğe doğru verebildikleri ümit oranında başarılı olurlar veya başarısız olurlar.
Fikir hareketinin mensupları, en iyi fikirleri kendilerinin temsil ettiklerini, ancak halkın kendilerini anlamadığını ve desteklemediğini ileri sürer ve bu durumdan yakınırlar. Gelecek hakkında yeteri kadar ümit veremedik, Rakip partiyle benzeşmeden dolayı oy kaybettik diye düşünmezler. Diğer partiye benzeyerek de halkın nazarında o zaman“böyle bir partiye ne gerek var öteki partinin kuyruğuna takılıyor” diye düşünüleceğini de fazla hesaba katmazlar.
Gelecek hakkında ümit verememe bedbinliğe sebep olduğu gibi, bu benzeşme de, benzeyen hareketi daraltır. Kitle nazarında olumsuz bir durum meydana getirir. Aslında Milliyetçi Hareketler, millete özgü hareketlerdir. Başka fikir hareketlerine benzemezler, her milliyetçi hareket kendi milletinin Milliyetçiliğini yaparlar. O Milliyetçilik de ülkeden ülkeye fark gösterir. Bazı milletler için coğrafya önemli olduğu halde, bazı milletlerde dil önemlidir, bazı milletlerde tarihi birikim, bazı milletlerde ırk önemli olduğu halde bazı milletlerde de kültür önemlidir. Bu yüzden Milliyetçi fikriyatı benimseyenler, diğer fikir hareketlerine benzemezler. Benzememeleri gerekir.
Ancak; Gelecek hakkında ümit verilememesi, fikriyatın iyi işlenmemesi, taraftara fikirlerin derli toplu ve iyi aktarılamaması neticesinde başka fikir hareketlerine fikir ve hareket olarak benzeme eğilimleri kaçınılmaz olur. Kendisi olmayan insanlar bir süre sonra başkası olmaya başlarlar. Başkası gibi olan insanlar da kendi milletlerine faydalı olmazlar. Kendisi gibi olmayan fikir hareketleri de başka sosyal hareketlere benzerler onları taklit ederek yenilgiyi baştan kabul etmiş olurlar..
Sözün Özü:
“Taklit yenilgiyle başlar” İbn-i Haldun
Sözün özü:
Toplumun geleceğini düşünen insanların kendi kendine söylenmek, her şeye muhalefet etmek veya konuşmuş olmak için konuşmak yerine; fikir hareketlerinin içinde yer alması, milletin geleceğine matuf düşünce ve tavırlarını ortaya koyması ve alternatif çözümler üretmesi gerekir.
………………
Odgurmış (1):Kanaat – Akıbet- Afiyet
Ögdülmiş (2):Akıl – Ululuk
Kadim Kitabımız olan “Kutadgu bilig” de geçen iki şahsiyet: