Kur’an’da 23/17: “Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattık.” Sözü geçmektedir. İnsanın üstündeki yedi yolun varlığı ne demektir? Bu makalede bu konu üzerinde durmak istiyorum.
Hz. Ali’den naklen bir söz vardır: “ Allah ile kul arasında yetmiş bin nurdan, yetmiş bin zulmetten perde vardır.” Bu yetmişbin sayısı sabit bir sayı mıdır yoksa çokluğu ifade eden bir sayı mıdır? Bu konuda birşey söylemem mümkün değildir. İnsanın üzerinde Allah’ın yarattığı “ yedi yol”, nefs mertebeleridir. Çünkü Kur’an’da nefs mertebeleri isimleriyle birlikte yedi mertebede geçmektedir.
Kur’an , Allah’ı en olgun manada insanlara tanıtmıştır. Ve 12/108 ayette de “Allah’a basiretle davet ederim. İşte benin yolum budur. Ben ve bana uyanları.” Diye, müminleri Allah’a yaklaşmaya davet etmiştir. Bu ayette şunu gösteriyor ki, Allah’a yaklaşabilmenin yolu, bu yedi nefs mertebesini geçmek ve böylece manevi yükseklik elde etmekle mümkün olabilmektedir.
Manevi nefs mertebeleri Kur’an’da şu ayetlerde işaret edilmektedir:
12/53: “Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefs kötülüğü emredicidir.”
Emmare Nefsin ayeti budur.
75/2. “Daima kendini kınayan nefse andiçerim.”
Levvame Nefsin ayeti budur.
91/7: “Nefse ve onu biçimlendirene” ve 91/8: “Ona korunmasını ve bozukluğunu ilham edene andolsun ki” Mülhime Nefsin ayeti budur. 89/27: “Ey huzura eren nefs!” Mutmain Nefsin ayetidir. 89/28: “ Razı edici ve razı edilmiş olarak Rabbine dön!” Raziye Nefsin ayetidir. 89/29: “İyi kullarımın arasına gir” Marziye Nefsin ayetidir. 89/30: “Cennetime gir.!” Safiye Nefsin ayetidir.
İnanan ve Peygamberin davetine uyanlar bu yedi nefs mertebesinden, manevi olarak geçerek Allah’a en yakın duruma gelebilirler.. Bu mümkündür. Tasavvuf Yolunun gereği de bundan ibarettir. Tasavvuf, laf ilmi değil hal ilmidir. Tasavvuf yolunun ilmi kelamdır. Ancak kelam sadece ilim ve laf kalabalığıdır. Onun uygulanması ve yaşanması da tasaavvufdur.
Her bir nefs mertebesi aynı zamanda, akıl, bilinç mertebeleridir. Her bir nefs mertebesinin özellikleri vardır. Bu özellikler nefsin kötü huylarıdır. İnsan bu kötü huylardan arındıkça sonunda ruh haline yükselir ve hakk’a nisbet kazanır.