14 Ekim 1921 tarihinde Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin Ankara Büyükelçisi olarak görevlendiren İbrahim Abilof[i] Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa’ya güven mektubunu sunmuştu.
Mustafa Kemal, Abilof’un güven mektubunu verirken yaptığı konuşmaya verdiği cevapta; “Azerbaycan Türklerinin dertleri kendi dertlerimiz ve sevinçleri kendi sevinçlerimiz olduğu için, onların muratlarına nail olmaları, hür ve bağımsız olarak yaşamaları bizi pek ziyade sevindirir. Türk’ün saadeti ve mazlumların kurtuluşu yolunda Azerbaycan Türklerinin de kanını dökmeye hazır bulunduklarına dair olan beyanınız, istilacılara karşı Türkün ve mazlumların kuvvetini artıran pek kıymettar bir sözdür. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve hükümetinin, iki kardaş millet arasındaki bağların ve alakanın daha sağlam ve daha metin bir hale konulmasına bütün kuvvetiyle çalışacağımı, bu konuda zatıâlinize elden gelen her türlü yardımları yapacağımı temin eylerim”[ii] demişti.
Azerbaycan TBMM Hükümetini ayrı bir yönetim olarak tanıyıp büyükelçi gönderen üçüncü ülkedir. Abilof’dan önce 5 Mart 1921’de Sovyet Rusya elçisi Budi Medivani, 25 Nisan 1921 günü Afgan Elçisi Sultan Ahmet Han TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa’ya güven mektubunu sunmuştu.
Abilof kısa zamanda Mustafa Kemal Paşa’nın dostluğunu ve güvenini kazandı. Mustafa Kemal’in Sovyetler Birliğindeki Türk Cumhuriyetleri ile ilişki kurmasında İbrahim Abilof’un önemli katkıları olmuştu.
1921’den 1923’e kadar Mustafa Kemal’in yanında en fazla görülen yabancı diplomat Abilof oldu.
İbrahim Abilof; 1881 yılında Azerbaycan’ın Nahcivan Özerk Cumhuriyeti’nin, Ordubad şehrinde doğdu. Ahter Okulu’nda eğitim görürken, babasının vefatı üzerine eğitimini yarım bırakarak, ailesini geçindirmek için çalışmaya başladı. 1903 yılından itibaren Mahaçkala ve Bakü’de amelelik yaptı. Bakü’de çalışırken, devrimci harekete katılarak, Azerbaycan Sosyal-Demokrat Örgütü “Hümmet” bünyesinde faaliyet gösterdi. 1912 yılında “Bakü Hayatı” Gazetesinde editör olarak göreve başladı.
Siyasi çalışmaları yüzünden Rus Çarlığı tarafından defalarca gözaltına alınan İbrahim Abilof, 1918 yılının sonlarında Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Parlamentosu’na milletvekili olarak seçilerek, Sosyalist Fraksiyonuna başkanlık etti. 1920 yılında Bakü “İskra” Gazetesi’nin editörü oldu.
1920 yılında Azerbaycan’da Sovyet Hâkimiyeti kurulduktan sonra, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti İçişleri Bakan Yardımcısı görevine atanan Abilof daha sonra, 1921 yılında Azerbaycan’ın Türkiye Büyükelçiliği’ne atandı. Abilof 25 kişilik bir kadro ile Trabzon yolu ile Ankara’ya geldi.
Azerbaycan Büyükelçilik Heyeti, Ankara’ya gelince Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları tarafından sıcak bir ilgi ile törenle karşılanıp misafir edildiler. Azerbaycan Büyükelçilik Binasının açılış törenine Mustafa Kemal Paşa bizzat katıldı. Mustafa Kemal Paşa tarafından Azerbaycanlı Türk kardeşlerimizin destekleri ve İbrahim Abilof’un samimi katkılarından dolayı teşekkürlerini bildirdi. Ankara semalarında Türk Bayrağı yanında başka bir Türk Devletini temsil eden Azerbaycan Bayrağı da dalgalanmaktadır. Atatürk, 18 Ekim 1921 günü Azerbaycan Elçilik binasına bayrak çekme merasiminde yaptığı konuşmada şunları söyler: “Efendiler! Ankara’ya Yunanlıların, düşmanların bayrağı çekilmek isteniyordu. Bu fırsatı, hamdolsun ki, düşmanlarımız elde edemediler. Burada işte, kardaş hükümetin, kardaş milletin sancağı çekilmekle bahtiyar bulunuyoruz. Türkiya ve Azerbaycan arasındaki samimi bağların, kardaşlığın derecesini izaha lüzum görmem. Bu kardaşlık bağlarının teyit ve takviyesi için gönderilen Sefir İbrahim Abilof Bey’in seçiminde Azerbaycan Hükümeti’nin isabeti büyüktür. Çünkü İbrahim Abilof Hazretleri bu dostluk bağını ruhunda duymuş bir zattır ve bizce dahi pek mühim olan vazifesinde muvaffak olmak için lazım gelen bütün vasıflara sahip bulunuyorlar. (…..) Sefir Hazretleri! Azerbaycan sancağının Türkiye sancağının yanında, Türkiya semasında dalgalanışını görmek bütün milletimiz için büyük bir bayramdır. Bize böyle bir bayram günü yaşattığınızdan dolayı samimi teşekkürlerimi tekrar ederim.”[iii]
Azerbaycan heyetinin kalacağı ve çalışacağı bina ile Büyükelçi İbrahim Abilof’un ailesinin ikamet etmesi için bir ev Cebeci semtinde temin edilir. İbrahim Abilof’un kızı bu evde dünyaya gelir ve Mustafa Kemal Paşa, Ankara’da doğan bu balaya “Anadolu” ismini verir.
Atatürk, İbrahim Abilof ve Kızı Anadolu
İbrahim Abilof, Ankara ve Moskova Hükümetleri arasındaki ilişkilerin gelişmesi ve yürütülmesi için çok çalışmış ve Türk İstiklal Savaşına Rusya’daki Müslüman Türklerden maddi ve manevi destek sağlamak için gayret sarf etmiştir.
1922 yılı Ağustos ayında Büyük Taarruzu başlatmak üzere, Mustafa Kemal Paşa ve Karargâhı, plan gereği Akşehir’de askerler arasında düzenlenen futbol maçı bahanesi ile Ankara’dan ayrılırken; yabancı istihbarat elemanlarını atlatmak için, yerine kendisine çok benzeyen Yb. Mehmet Arif Bey’i bırakır ve Akşehir’e doğru yola çıkarken, yanında İbrahim Abilof vardır. Heyet Konya’ya uğrar ve Mevlana Türbesini ziyaret ederler. Mevlana türbesinde yaşlı bir kadın elinden tuttuğu küçük bir erkek çocukla birlikte ağlayarak dua etmektedir. “Allah’ım bizi mahcup etme, son evladımı da Mustafa Kemal’in ordusuna teslim ettim, o da ağabeyleri gibi şehit olsun da yeter ki vatanımız kurtulsun, ezanımız susmasın, bayrağımız inmesin.” İbrahim Abilof, kadının yanına yaklaşır ve elini öperek ona moral verir, asker anası beş oğlundan dördünün cephelerden dönmediğini son kalan oğlunu da vatan savunmasına gönderdiğini söyleyince İbrahim Abilof, bu kadının duasına ve konuşmasına şahit olunca, “İstiklal Harbinin kazanılacağına iman ettim ve Türk Ordusunun başarılı olacağına inandım” der.
İbrahim Abilof, zaferden sonra İzmir İktisat Kongresi’ne katılmak için İzmir’e gider ancak, 23 Şubat 1923 günü İzmir’de kaldığı otel odasında zehirlenerek öldürülür.
Abilof’un ölümü de “Faili Meçhul” cinayetler arasında yer alır. Cinayetin muhtemel iki faili vardır: 1) Türkiye’nin SSCB ve bağlı cumhuriyetlerle işbirliği yapmasını istemeyen batılı emperyalist güçler. 2) Türkiye’nin Azerbaycanla ve onun aracılığı ile de Asya’daki Türk devletleri ile işbirliğine geçmesini istemeyen Sovyet Rusya. Sovyet Rusya büyükelçisi Semyon İvanoviç Aralov anılarında Abilof’un İzmir İktisat Kongresindek konuşmasından oldukça geniş bahsetmesine karşılık, Abilof’un zehirlendiğinden bahsetmemekte yalnızca “Abilof’u kaybettik” denmekle yetinmektedir.[iv]
Hatıraları ölümünden sonra Dr. Zarife DULAYEVA tarafından “Vatanım Türkiye” adıyla Bakü’de yayınlanır.
Kızı Anadolu Abilova’nın iki erkek çocuğundan birisine Mustafa diğerine de Kemal adını vermesi aradaki bağın ne derece güçlü olduğunı göstermesi açısından çok ilginçtir.
Atatürk’ün çok yakın dostu, “İki devlet bir millet” görüşünün savunucusu Türk Kurtuluş Savaşının önemli destekçilerinde İbrahim Abilof’un anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
Ruhu şad olsun.
Taksim Anıtı’nda, Atatürk’ün arkasında iki Sovyet generali (Mihail Vasilyeviç Frunze, Mareşal Kliment Yefremoviç Voroşilov) ve Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilof’da yer alıyor.
Not: İbrahim Abilof’un “Vatanım Türkiye” isimli anılarının bugüne kadar yayımlanmamış olması Türk Yayımcılarının ayıbıdır.
14 Ekim Günü Meydana Gelen Olaylar
1092 – Büyük Selçuklu Devleti’nin Veziri Nizam-ül Mülk vefat etti.
1240 -Delhi Sultanlığı hükümdarı Radıyye Begüm vefat etti.
1808 – Nizam-ı Cedid, Sekban-ı Cedid adıyla yeniden kuruldu.
1920 – Diş Doktoru Ahmet İhsan Bey, İngilizlere casusluk suçundan Ankara’da İstiklal Mahkemesi kararıyla asılarak idam edildi.
1921 – Azerbaycan Elçisi İbrahim Abilof, Mustafa Kemal’e güven mektubunu sundu. Mustafa Kemal, Abilofun konuşmasına verdiği cevapta ” Milletimiz, Müslümanlığın kurtuluşuna, dünya ezilenlerinin refahının artmasına hizmet etmekle iftihar eder. Anadolu halkı, Azeri Türklerinin bir daha esirliğe düşmemelerini diler” dedi.
1922 – Batı Cephesi Komutanı ismet Paşa, İngilizlerle yeni bir savaş başlayabileceğinden Batı Cephesi karargâhı ve Altıncı Kolordu karargâhında bulunan İngiliz irtibat subaylarının görevlerine son verilmesini Mustafa Kemal’den istedi.
Müttefik Generalleri Harington, Charpy ve Mombelli; yayımladıklan ortak tebliğde, yarın Trakya’ya Müttefik kurulları ve arkasından birlikler gönderileceğini, bunların bölgeyi Yunanlılardan teslim alarak mümkünse aynı gün Türklere teslim edeceğini, Türk idaresinin tamamen kurulmasından sonra Müttefik birliklerin Trakya’ dan çekileceğini bildirdiler
[i] Bazı kaynaklarda Abilov, bazı kaynaklarda da Ebilov olarak da geçmektedir.
[ii] Hâkimiyeti Milliye, 15 Ekim 1921’den aktaran; Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.12, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2003, s.36
[iii] Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.12, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2003, s.36.
[iv] Semyon İvanoviç Aralov Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları, Türkiye İş Bankası Yayınları XI. Basım Ağustos 2013 Sayfa 226, 227
Kaynakça:
Mustafa Kemal’in Dostu İbrahim Ebilov/ Ebülfez Amanoğlu Guliyev, Akif Ahundov
Türkiye Azerbaycan İlişkileri ve İbrahim Ebilov, Betül Aslan Kaynak Yayınları