İki Cihan Âresinde
Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu
Yazar: Cemal Kafadar
Çeviren: Ceren Çıkın
Yayına Hazırlayan: Mehmet Öz
ISBN: 978-9944-722-93-3
Yayınevi: Birleşik Yayınevi
Basım Yılı: 2010
Sayfa Sayısı: 298
Hazırlayan: Mehmet MEMİŞ, (E) Öğretmen
İki Cihan Âresinde, küçücük bir uç beyliğinin, kendisini dünya Müslümanlarının lideri ve Doğu Roma İmparatorluğu’nun vârisi olarak gören, merkezîleşmiş bir imparatorluk hâline dönüşmesinin izlerini takip ederek, Osmanlı İmparatorluğu’nun doğuşu meselesine yeni ve oldukça orijinal bir bakış açısı sunar. Cemal Kafadar, hem Orta Çağ hem de modern tarih yazıcılığını titiz bir şekilde analiz ederek, Anadolu ve Balkanlardaki iktidar mücadelesi içerisinde, etnik, kabilevî, dilbilimsel, dinsel ve siyasi ilişkilerin nasıl karıştığını ve yeniden düzenlendiğini gösterir.
“Osmanlı’nın kökenleri meselesi hakkında son elli yılda yapılmış ilk büyük yeniden inceleme..”
Cornell Fleischer, Chicago Üniversitesi
“Kafadar, Osmanlı İmparatorluğu’nun doğuşuna dair anlatıları ve insanları ustaca ortaya koymuştur.… Ayrıca, konu hakkındaki tarihçiliğin durumu hakkındaki açılamasını, yeni birincil kaynaklarla ve iyi bilinen kaynaklara getirdiği yepyeni yorumlarla tamamlıyor.”
John E. Woods, Chicago Üniversitesi
(Kitap açıklamasından)
******
Çalabım bir şâr yaratmış, iki cihân âresinde
Bakıcak didâr görinür, ol şârın kenâresinde
Nâgehan ol şâra vardum, anı ben yapılur gördüm
Ben dahi bile yapıldum, taş u toprak âresinde
Hacı Bayram-ı Veli
On üçüncü yüzyılın sonlarında İslâm ve Bizans dünyası arasında ”İki cihan âresinde” doğup serpilip gelişen sonunda bir beş yüz sene sürecek bir cihan imparatorluğu olan Osmanlı Devleti’nin doğuşu Harvard Üniversitesi profesörü Cemal Kafadar tarafından uzun yıllar sonra yeniden ele alınıyor. 19.yüz yılın başlarında başta Fuat Köprülü olmak üzere başka yabancı bilim adamları tarafından ele alınan kuruluş tarihine; arşivlerin büyük ölçüde açılması, değişen tarih anlayışı sebebiyle yeniden dönmek gerektiğini düşünen Cemal Kafadar İki Cihan Âresinde, Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu kitabını yazıyor. Orijinali İngilizce olan kitabın önsözünde yazar, kitabı yazış amacının Osmanlı Devleti’nin 13. Yüzyılın sonlarından 1453 kadar olan tarihini yeniden değerlendirmek olduğunu belirtirken görüşlerini eleştirdiği bilim adamlarına saygısın ve minnettarlığını da sunmayı ihmal etmiyor.
Kitabın giriş bölümünde Osmanlıların Romalılarla karşılaştırılması yapılırken bu yeni imparatorluğun kendine haslığı belirtiliyor. Osmanlı Devleti’nin ortaya çıkışı yıllarında Orta Doğu ve Küçük Asya’daki siyasi, sosyal ve kültürel ortama değiniliyor. Tarih yazıcılığı ve tarih anlayışındaki değişikliler ele alınıyor.
Birinci bölümde Cemal Kafadar Osmanlı Devleti’nin doğuşu konusunda kitap tez geliştiren Gibbons, Köprülü, Wittek’i ele alarak onların tezlerini eleştirmiştir. Gibbons tezinde bir oryantalist olarak Osmanlıların Bizans’ın devamı olduğunu öne sürer. Köprülü ve Wittek’in görüşleri birbirine yakındır. Onlara göre kuruluştaki motivasyon gâzâ fikridir. Ayrıldıkları nokta: Wittek gâzâya katılan unsurların Türklerden başka diğer etnik ve dinî guruplardan oluştuğunu ileri sürerken, Fuat Köprülü milliyetçi bakış açısıyla gâzâya katılanların Türkmenlerden meydana geldiğini söylemesidir.
İkinci ve sonraki bölümlerde,Osmanlı Devletinin kuruluşu ile ilgili yok denecek kadar az yazılı belgeyi irdeler. Bunlar Bursa’da Orhan Gazi ile ilgili bir kitabe ve Bizans kroniklerinde geçen birkaç satırdan ibarettir. Kuruluşla ilgili ilk yazılı belgeler kuruluştan iki yüz sene sonra yazılmış çoğu efsanelere ve rivayetlere dayalı tevârihler ve gâzânamelerdir. Kafadar bütün bu yazılı belgeleri inceleyerek ve karşılaştırarak ayrıca kendisinden önce bu konuyu ele alan tarihçilerin eserlerinden de yararlanarak kuruluşu yeniden yazmıştır. Bu tarihte, Yunus Emre, Nasreddin Hoca; Ahi Evren, Mevlânâ ve Hacı Bektaş Veli’nin kuruluştaki manevî önderler olduğu anlatılıyor.
Yazarımız, kuruluş sürecinde, bir tarafta merkezi otoriteyi oluşturan yeni kurumlar ve onlardan taraf olan Osmanlı hanedanı, diğer tarafta ise Türkmen aristokrasisinin oluşturduğu gazi aileleri arasındaki gerilimi anlatıyor.
Kitapta dipnot ve açıklamaları ile birinci dereceden kaynaklar değerlendirilmiş ve küçük alıntılar, şiirler ve nüktelerle zenginleştirilmiştir. Sohbet tadında yazılmış olan bu akademik eseri, çok tartışılan Osmanlı Kuruluş Tarihi’ni anlamak isteyenlerin okumaları tavsiye olunur.
Kitaptan bir nükte
Kanuni Sultan Süleyman Habsburglarla bir barış anlaşması akdettiğinde ve bu anlaşmaya sadık kalmak istediğinde , Mihaloğlu’ na Habsburg topraklarına akınlar yapmaktan kaçınması emredildi. Bu emrin Mihaloğlu için ifade ettiği anlam, sık sık İstanbul’un bu kısmındaki meyhanelere gitmesine sebep olan şarap düşkünlüğü yüzünden Galatalı Cafer olarak bilinen bir kadı ve şair Nihali nükteli bir benzetmeye sıkıştırmıştır : ” Mihaloğlı’na uçda sancak virüp uç işletme diyü yasak itmek, bana Galata ‘ yı [Galata kadılığı ] virüp şarab içme dimeğe benzer.”