“Birinci Misak-ı Milli’nin 16 Ocak 1920’de ilk taslağı Mustafa Kemal tarafından yazılmıştır. Sonradan Misak-ı Milli Meclisi Mebusan tarafından 17 şubat 1920’de kabul edilmiştir. Türk toplumu şunu anlamalıdır ki; Misak-ı Milliyi hazırlayan, hazırlatan ve ilk taslağını bizzat yazan Mustafa Kemal Atatürk’tür”
****
Başbuğ, burada gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. İlker Başbuğ, “Son günlerde özellikle Misak-ı Milli yani Ulusal Ant, Lozan ve bu arada Musul nasıl kaybedildi konusu Türkiye’nin gündemini işgal ediyor. Tabi bu geçmişte yaşanan tarihi olayları anlatırken bütün yaşananları hep beraber, birlikte topluma anlatmak lazım. Bu açıdan bakılırsa bu konuların tartışılmasında ben biraz eksiklikler görüyorum. Bunları şöylece ifade etmek isterim; Birinci Misak-ı Milli’nin 16 Ocak 1920’de ilk taslağı Mustafa Kemal tarafından yazılmıştır. Sonradan Misak-ı Milli Meclisi Mebusan tarafından 17 şubat 1920’de kabul edilmiştir. Türk toplumu şunu anlamalıdır ki; Misak-ı Milliyi hazırlayan, hazırlatan ve ilk taslağını bizzat yazan Mustafa Kemal Atatürk’tür” dedi.
“İNGİLİZLER HAKSIZ BİR ŞEKİLDE MUSUL’U İŞGAL ETMİŞLERDİR”
İkinci önemli noktanın Mondros Mütarekesi olduğunu vurgulayan Başbuğ, “Mondros Mütarekesi 30 Ekim 1928’de imzalandı. Ve bu antlaşmasının 7. maddesi sorunluydu. Buna itiraz eden yine Mustafa Kemal karşımıza çıkıyor. Bu 7. madde sorunlu olduğu için itiraz etmiştir. 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalanır. Neredeyse bir hafta sonra yani 8 Kasım’dan sonra İngilizler Musul’u işgal ederler. Peki Musul İngilizler tarafından işgal edilirken, Osmanlı hükûmeti ne yaptı, İstanbul’da bulunan padişah Vahdettin’in bu Musul işgaline karşı ne tepkisi oldu. Yine burada da bir tepki koyan Mustafa Kemal Atatürk’ü görüyoruz. Mondros Mütarekesinin 7. maddesine dayandırmış İngilizler, haksız bir şekilde Musul’u işgal etmişlerdir” dedi.
“ŞEYH SAİT İSYANI ÇIKMASAYDI BELKİ BUGÜN… “
Başbuğ açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Üçüncü ve önemli noktaya gelirsek, Kurtuluş Savaşının zaferle neticelenmesinden sonra Lozan Konferansı toplanacaktır. Konferanstan sonraki Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923’te imzalanacaktır. Ancak Musul konusu Lozan Konferansına gelmiştir. Fakat Musul konusu Lozan konferansında çözülememiştir. Bunu iyi anlamak lazım. Musul’un kaybedilmesiyle Lozan konferansı ve Lozan anlaşmasının ilgisi yoktur. Anlaşma imzalandıktan sonra Türkiye ile İngiltere arasında Musul konusundaki görüşmeler başlar. Konu daha sonra 20 Eylül 1924’te Milletler Cemiyeti’ne intikal eder. Burası önemli. Konunun Milletler Cemiyetine intikal etmesinin hemen akabinde 13 şubat 1925’te Şeyh Sait isyanı başlar. Şeyh Sait isyanı ile içeride ilgilenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti tabi ki zorluklarla karşı karşıya kalacaktır. 5 Haziran 1926’da imzalanan Ankara anlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti Musul ve Kerkük bölgesinden vazgeçecektir. Daha doğrusu buraları bırakacaktır. Bunları anlatanlar bu soruyu sorsunlar; ’Bu Şeyh Sait isyanı neden çıktı, kimler çıkarttı?’ Şimdi baktığımız zaman Türk tarihi açısından çok değerli eserleri olan Bernard Lewis der ki; Şeyh Sait isyanının çıkartılmasının arkasındaki ana neden, Atatürk Devrimleri ne Cumhuriyet devrimlerine karşı din elden gidiyor diye devlete ayaklanmayı başlatan Şeyh Sait ve Şeyh Sait’in yanında bu isyana katılanlardır. Şu soru çok haklı bir sorudur. 13 Şubat 1925’te Şeyh Sait isyanı çıkartılmasaydı, belki bu gün farklı bir coğrafya ile Türkiye Cumhuriyetinin sınırları farklı sınırlarla karşı karşıya kalabilir idik. Bu konuları unutmamak lazım”
“BÜTÜN GERÇEKLERİ NET OLARAK İFADE ETMEK LAZIM”
İlker Başbuğ, altını çizmek istediği iki nokta olduğunu vurgulayarak; “Mondros Mütarekesi imzalandıktan bir hafta sonra bu Musul işgal edilirken, ne İstanbul’daki Hükümet ne de İstanbul’daki padişah buna hiç bir tepki göstermemiştir. Esas Kurtuluş savaşından sonra Lozan görüşmeleri ile Musul’un hiç bir ilgisi yoktur. Bazıları Lozan’la bağ kurmaya çalışıyorlar ki yanlıştır. Daha sonra İngiltere ve Türkiye arasında Lozan’dan sonra yapılan görüşmelerde bizim Musul’u kaybetmemizin arkasında yatan ana neden Atatürk devrimlerine, Cumhuriyet devrimlerine karşı din elden gidiyor diyerek halkı kandıran dini kullanan ve devlete isyan yapan Şeyh Sait ve arkadaşlarıdır. Bu faktör üzerinde niçin durulmuyor. Tekrar şunu ifade ediyorum. 13 Şubat 1925’te yaşanan Şeyh Sait İsyanı olmasa idi, belki Musul ve Kerkük konusu Türkiye açısından farklı sonuçlanabilirdi. Tarihi olayları anlatırken bütün gerçekleri net olarak ifade etmek lazım.” şeklinde konuştu.
————————————————————–
22.10.2016
http://www.hurriyet.com.tr/ilker-basbug-bu-faktor-uzerinde-nicin-durulmuyor-40256325