Hasan Fevzi BATIREL
Aklınıza Vahşi Batı’daki kelle avcıları geliyor olabilir. Veya bir dönem para koparmak için ünlü ve zengin kişilerin cesetlerini çalanlar olmuştu.
Bahsedeceğim konu tamamen farklı…
Yaklaşık 1 ay önce özel bir şirket kapalı göğüs cerrahisi ameliyatları için bir kurs düzenlemek istediğini ve bunun için ellerinde 5 taze kadavra olacağını iletti. Taze kadavra kişinin ölümünden hemen sonra dondurularak -80 derecede korunması demek. Böylece ceset aylar sonra çözüldüğünde dahi, sanki yeni ölmüş bir kişinin vücut dokusu gibi korunmuş oluyor.
Bu cesetlerde önce bariatrik cerrahlar çalışacaklarmış. Yani ilk gün obezite ameliyatları, ertesi gün ise kapalı akciğer ameliyatları planlanmış.
Daha önce tıp fakültesinde kadavra dersimiz olurdu ve ilk iki yıl özellikle anatomik yapıları öğrenmek için önemli bir aşama idi. Fakat o formol kokusu ve cesetlerin kurumuş hallerini hala hatırlarım. Dersin stresini azaltmak için bazı kadavralara isim dahi verilirdi. Dokular sertleşmiş ve kahverengileşmiş olur ve canlı insan dokusundan başka her şeye benzerdi. İleride plastik cerrah olacak arkadaşım taze kadavraları takip eder, yeni bir kadavra geldiğinde anatomik yapıları öğrenmek için hemen anatomi laboratuvarının yolunu tutardı.
…
Taze kadavrada yapılacak kapalı akciğer ameliyatı eğitimi için hazırlıklar tamamlanmıştı. Katılacaklar asistanlarda belirlenmişti. Üç erkek, iki kadın kadavra vardı ve ölüm tarihlerinden, ölüm sebeplerine kadar hepsi belliydi. Virüslerden, bakterilere kadar hepsi için ayrı ayrı testleri yapılmıştı.
Odaya girdiğimde her masada bütünlüklü bir insan vücudu beklerken, kafası olmayan, dizlerinin üstünden bacakları kesilmiş gövdelerle karşılaştım.
Disseksiyon, yani cerrahi aletleri kullanarak dokuları birbirinden ayırmak, cerrahi eğitimin en temel aşamalarından biridir. Asistanlar için çok iyi bir eğitim oldu.
Kursun sonuna doğru taze kadavra sürecinin ayrıntılarını öğrendik.
Kadavraların hepsi ABD’den gelmişti ve gövdelerin her birinin fiyatı 4500 Euro idi. Daha önceden beyin cerrahlarının benzer kurslarına şahit olduğum için, kafaların her birinin fiyatı da yaklaşık 5000 Euro oluyordu. Dizlerde artroskopik cerrahi eğitimi için kullanıldığından, dizlerin her birinin fiyatı da en az 2500 Euro’dur. Yani bir Amerikan vatandaşının cesedi dahi yaklaşık 15000 Euro etmekteydi!
Bu kişilerin çoğunun cenaze masraflarını karşılayamayacak kadar fakir, evsiz/kimsesiz oldukları, ya da durumu iyi olmayan ailelerin gelir elde etmek için ölülerini bilimin hizmetine verdikleri anlaşılıyordu.
Bu kadavralar işlemleri bittikten sonra kimsesizler mezarlığına gömülüyorlarmış.
…
Canlı bir insanda zor bir ameliyatı yapmadan önce hayvanlar (domuz, koyun veya köpek) üzerinde çalışmak, çok uzun zamandır uygulanan bir eğitim yöntemidir. Taze kadavra üzerinde çalışmak ise, bu eğitimin bir sonraki aşamasıdır.
Mesela kafa tabanı vücuttaki en karışık bölgedir ve bu bölgenin anatomisini öğrenebilmek gerçekten çok zordur. Bu bölgenin anatomisini hakkıyla öğrenebilmek için taze kadavra çok değerlidir.
Hologram ve simülasyonların ortaya çıkması ile kadavra eğitimi belki de ortadan kalkacak. Robotlar artık doku gerginliğini yansıtacak şekilde üretilecek… Ama bir insan başka bir insanın vücuduna müdahale ettiği sürece (yani klasik manada cerrahi yapıldığı sürece) dokuların gerginliğini ve anatomiyi hakkıyla öğrenmenin başka bir yolu yok gibi duruyor. Ülkemizde kadavra bağışı neredeyse hiç olmadığı için, kadavraların çoğu yurt dışından parayla ithal ediliyor.
Acıklı olan kadavraların cerrahi eğitimin bir parçası olması değil, bunun bir ticarete dönüşmesidir. Modern insan cesedi dahi paraya dönüştürmenin yolunu bulmuş durumda!
Bir an için o kişilerin birer et parçası değil, yaşanmış hayatları olan insanlar oldukları aklıma geldi…
Tıp fakültesinin ilk yıllarındaki gibi uykularım kaçıverdi!
İstanbul’da da sergi açan Alman anatomist Gunther von Hagens, ölü insanların veya hayvanların vücutlarını özel bir süreçten geçirerek heykellerini yapıyor… Öldükten sonra bu halde sergilenmek için sıraya girmiş kişiler var. Bazıları için tam bir anatomi şovu, bazıları için ise korku filmlerinden çıkmış gibi!