IŞİD’in Irak’taki ‘alan hâkimiyeti’ esaslı mücadele stratejisi 2017 sonrasında hücre yapılanmalarını aktif kullandığı ‘sürpriz saldırı’ stratejisine dönüşmüştür. Güvenlik güçlerine ait askeri üs ve karakollara ani baskınlar, keskin nişancı saldırıları, pusular ve adam kaçırmalar IŞİD’in bu strateji kapsamında sık sık başvurduğu saldırı yöntemleri olmuştur. Bu saldırıların yoğun yaşandığı yerlerin başında ise tartışmalı bölgeler kapsamına giren vilayetler gelmektedir. Öte yandan yalnızca güvenlik güçlerine değil, roket, el yapımı patlayıcılar ve silahlı saldırılarla doğrudan sivil yerleşim yerleri de IŞİD tarafından hedef alınmaktadır. Kerkük’e bağlı Dakuk ile Diyala’ya bağlı Hanekin ilçeleri son dönemde IŞİD’in hem güvenlik güçlerine hem de sivillere yönelik saldırılarını arttırdığı bölgelerin başında gelmektedir.
*****
Sercan ÇALIŞKAN
Irak merkezi hükümeti ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasında tartışmalı bölgeler olarak nitelendirilen Musul, Kerkük, Diyala ve Selahattin vilayetlerinin ilçelerinden oluşan bölgelerde terör örgütü IŞİD tehdidi son dönemde hızla artış göstermektedir. Örgüt her ne kadar Irak ve koalisyon güçleri tarafından düzenlenen operasyonlar neticesinde Irak’ın genelinde toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da hücre yapılanmalarıyla Irak güvenlik güçlerine ve sivillere çok sayıda saldırı gerçekleştirebilmektedir.
Günümüzde IŞİD Irak ve Suriye’de halen 18.000 militana sahip ve bu militanları özellikle Irak’ta gayrinizami harp stratejileri kapsamında aktif kullanmaktadır. Irak güvenlik güçlerine ait askeri üs ve karakollara yapılan ani baskınlar, keskin nişancı saldırıları, pusular ve adam kaçırmalar terör örgütünün Irak’ta başvurduğu saldırı yöntemleri olarak son dönemde kendini göstermektedir. Bölgede alan hakimiyetini tekrar kazanmaları çok güç gözükse de bu durum örgütün tekrar güçlenmesinin ve Irak’ın istikrarını bozacak terör saldırıları düzenlemesinin önünde bir engel oluşturmamaktadır. Nitekim bugün tartışmalı bölgeler arasında yer alan Kerkük, Diyala ve Selahattin vilayetlerine bakıldığında Irak güvenlik güçlerine karşı IŞİD’in ne kadar önemli bir tehlike yarattığı, hücre yapılanmaları karşısında ordu ve federal polisin zaman zaman ne kadar çaresiz kaldığı görülebilmektedir. Diğer yandan IŞİD’in bölgede tekrar güç kazanması siyasi anlamda en üst makamlar tarafından da dillendirilmektedir. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 20 Ağustos’ta yaptığı açıklamada “IŞİD’le mücadele çok karmaşık bir konu. Bugün IŞİD bazı bölgelerde 3-4 yıl öncesine göre çok daha güçlü” ifadelerini kullanmıştır.
Diyala ve Kerkük’teki IŞİD Saldırıları
IŞİD Irak’ta toprak hakimiyetini kaybetmesinin ardından hücre yapılanmalarını güçlendirme yoluna gitmiştir. Örgüt çatısı altında halifelik yönetimi ilan ettiği yılların aksine toprak kontrolünden ziyade düşük yoğunluklu, ani saldırıları hedef alan ve sonu gelmeyen bir çatışma sarmalını yaratmayı hedeflemiştir. 2019 itibariyle özellikle Kerkük’ün Dakuk ve Diyala’nın Hanekin ilçelerinde bu strateji çerçevesinde Irak ordusu ve federal polis güçlerine çok sayıda saldırı gerçekleştirilmiştir. Birliklerin geçiş güzergâhına, askeri üslere, karakollara ve güvenlik kontrol noktalarına silahlı, bombalı veya keskin nişancılar ile yapılan bu saldırılar konvansiyonel savaşın ötesinde gerilla savaşı stratejilerini ihtiva etmektedir. IŞİD, Irak’ta benimsediği yeni savaş stratejisi kapsamında kırsal alanda ‘ani saldırıları’ öncelemiştir. Hafif silahlarla daha az zayiat vereceği, daha az finansal kaynak harcayacağı ve saldırı sonrası en hızlı şekilde geri çekilebileceği bir stratejiyle Irak’ta varlık göstermeye çalışmaktadır. Bu durum, Irak ordusu ve federal polisin konvansiyonel doktrinler çerçevesinde cevap vermekte zorlandığı bir mücadeleyi beraberinde getirmektedir. Geçtiğimiz ay içerisinde yalnızca Kerkük ve Diyala’da toplam 60 terör saldırısı gerçekleşmiş, bu saldırılarda 55 kişi hayatını kaybederken 65 kişi de yaralanmıştır. Saldırılarda hayatını kaybedenlerden 17’si Irak güvenlik güçlerinden, 28’i ise Haşdi Şaabi kuvvetlerindendir. Saldırıların 30’u silahlı saldırı şeklinde gerçekleşirken 17’si el yapımı patlayıcılar, 9’u ise havan saldırısı şeklinde düzenlenmiştir.
Kerkük’te IŞİD saldırılarının son dönemde yoğunlaştığı bölgelerin başında Kerkük’e bağlı Dakuk ilçesi gelmektedir. Son dönemdeki saldırılar ilçede yalnızca Irak güvenlik güçlerinin değil sivillerin de hedef olarak seçildiğini göstermiştir. Nitekim Dakuk’a bağlı Zeynelabidin, Tobvaza ve Haftagar gibi köylerde sivillere çok sayıda saldırı gerçekleştirilmiş, bu saldırıların çoğu havan saldırısı şeklinde olmuştur. 24 Ağustos’ta Zeynelabidin köyüne yapılan havan saldırısında 6 Türkmen hayatını kaybetmiştir. Dakuk ilçesinde oluşturulmaya çalışılan tüm bu istikrarsızlık girişimlerine karşı Kerküklü Türkmen ve Arap siyasiler merkezi hükümetten bölgedeki askeri birliklerin sayısını arttırmasını talep etmişlerdir.
IŞİD’i Ayakta Tutan Finans Kaynakları
IŞİD Irak’ta finansal kaynağının önemli bir bölümünü muhafaza edebilmiştir. Bu durum örgütün halen Irak coğrafyasında varlık gösterebilmesinin altında yatan en ciddi sebeplerden biri olmuştur. Örgüt her ne kadar toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da finansal kaynaklarını belli oranlarda korumayı başararak çeşitli kaynaklardan para akışına sahip olmaya devam etmiştir. 2019 yılının başları itibariyle IŞİD’in 400 milyon doları geçkin varlığa sahip olduğu ifade edilmiştir. Günümüzde örgütün Irak’ta gayrimenkul satışı, otel işletmeciliği, araç ticareti ve balık yetiştiriciliği gibi birçok yatırımdan milyonlarca dolar gelir elde ettiği ve IŞİD’e nakit akışı sağlayan tüm bu yatırımların toplam değerinin 280 milyon dolar olduğu öne sürülmektedir. Öte yandan örgütün Irak’ta hâkimiyet kazanmaya başladığı yıllardan bugüne bölgedeki önemli gelir kaynaklarından biri uyuşturucu ticareti olmuştur. Örgüt Hint keneviri yetiştiriciliği ile 2017 sonrasında da önemli gelir sağlamıştır.
IŞİD son dönemde yatırımlarından ve uyuşturucu ticaretinden kazandığı paranın yanı sıra geçmiş yıllardan sağladığı geliri de önemli ölçüde kasasında tutmaktadır. Örgüt Irak’ta gücünün zirvesinde olduğu yıllarda ülkenin kuzey ve batısında bulunan bankalara el koyarak 500 milyon doların üzerinde bir maddi varlık elde etmiştir. Ayrıca örgüt toprak kontrolünü kaybetmiş olsa da 2017 sonlarına kadar belli bölgelerde kontrol ettikleri petrol tesislerinden senelik 36 milyon dolar ile 120 milyon dolar arasında değişen bir gelire sahip olmuştur. IŞİD’in sahip olduğu bu para akışı, örgütün Irak’ta gücünü belli oranlarda muhafaza edebilmesini ve Musul, Kerkük, Diyala ve Selahattin vilayetlerinde terör saldırılarıyla varlık gösterebilmelerini sağlamıştır. Bu anlamda Irak hükümetinin tartışmalı bölgelerde IŞİD varlığını tamamen ortadan kaldırabilmesi örgütün finansal kaynaklarının yok edilmesi ile de doğrudan ilişkili bir durumdur. Aksi durumda militan, silah ve mühimmat teminini yenileme fırsatı bulacak olan örgüt, finansal akışın önüne geçilememesi durumunda saldırı kapasitesini de arttırma yoluna gidecektir.
IŞİD Saldırılarının Politik Söylemler İçin Kullanımı
İç ve dış aktörlerin Irak üzerinde birbirinden farklı ajandalara sahip olması IŞİD ile mücadeleye de etki etmektedir. Amerikan yönetimi Irak’ta artış gösteren saldırıları İran ile ilişkili milislerin Irak’taki faaliyetleri ile ilişkilendirirken iç aktör konumunda bulunan IKBY ise merkezi hükümete bağlı federal polis ve Irak ordusu güçlerinin IŞİD ile mücadelede yetersiz kaldığını savunmaktadır. IŞİD’in Kerkük’te, Musul’da veya Diyala’da gerçekleştirdiği saldırıların akabinde söz konusu taraflar bu saldırıları argümanlarını destekleyici birer örnek olarak kullanmaktadırlar. Özellikle IKBY’ye bağlı Kürt siyasiler, IŞİD’in bölgede etkisiz hale getirilmesini peşmergenin tekrar tartışmalı bölgelerde aktif güvenlik gücü olabilmesine bağlamaktadırlar. Irak’taki Kürt siyasetinin önemli isimlerinden olan eski Kerkük valisi Necmettin Kerim, söz konusu politikanın uluslararası kamuoyundaki önemli savunucularından biri konumundadır. Özellikle ABD’deki Kürt lobisi içerisinde kayda değer bağlantıları olan Kerim, basına verdiği demeçlerde IŞİD’in Kerkük’teki saldırılarını işaret ederek, örgütün Kerkük’ten temizlenmesinin 2014 öncesi döneme dönüş ile sağlanabileceğini savunmaktadır.
Sonuç
IŞİD’in Irak’taki ‘alan hâkimiyeti’ esaslı mücadele stratejisi 2017 sonrasında hücre yapılanmalarını aktif kullandığı ‘sürpriz saldırı’ stratejisine dönüşmüştür. Güvenlik güçlerine ait askeri üs ve karakollara ani baskınlar, keskin nişancı saldırıları, pusular ve adam kaçırmalar IŞİD’in bu strateji kapsamında sık sık başvurduğu saldırı yöntemleri olmuştur. Bu saldırıların yoğun yaşandığı yerlerin başında ise tartışmalı bölgeler kapsamına giren vilayetler gelmektedir. Öte yandan yalnızca güvenlik güçlerine değil, roket, el yapımı patlayıcılar ve silahlı saldırılarla doğrudan sivil yerleşim yerleri de IŞİD tarafından hedef alınmaktadır. Kerkük’e bağlı Dakuk ile Diyala’ya bağlı Hanekin ilçeleri son dönemde IŞİD’in hem güvenlik güçlerine hem de sivillere yönelik saldırılarını arttırdığı bölgelerin başında gelmektedir.
Tüm bu saldırılara karşı Irak güvenlik güçlerinin Musul, Kerkük, Diyala ve Selahattin vilayetlerindeki IŞİD hücrelerine yönelik gerçekleştirdiği terör operasyonları son derece önem arz etmektedir. Bu bağlamda Irak Savunma Bakanlığı Irak Ordusu, Federal Polis ve Haşdi Şaabi’nin de katılımıyla ‘Zafer İradesi’ isimli geniş çaplı IŞİD karşıtı operasyonlarına devam etmektedir.
Diğer yandan Irak ve özellikle Irak’ın güvenliği açısından önem arz eden diğer bir konu Bağdat merkezli gerçekleşen hükümet karşıtı protesto gösterileridir. Söz konusu gösteriler neticesinde bilhassa ülkenin kuzeyinde doğacak güvenlik boşlukları IŞİD’in saldırılarını yoğunlaştırmak için gerekli zemini de beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla gösterilerin kontrol altına alınamaması neticesinde oluşacak Bağdat merkezli bir güvenlik anlayışının Kerkük ve Musul gibi Irak’ın kuzeyindeki vilayetlerde ciddi güvenlik zafiyetlerine kapı aralaması sürpriz olmayacaktır.
Operasyonların ve bu kapsamda edinilen istihbaratın IŞİD hücrelerinin ortadan kaldırılmasına yönelik başarısının yanı sıra IŞİD’in finansal kaynağını kesebilmek de örgütün Irak’taki varlığına tam anlamıyla son verebilmek adına oldukça önemli bir yere sahiptir. IŞİD’in Irak’taki gayrimenkul satışı, balıkçılık, araç satışı gibi ticari faaliyetlerden halen önemli miktarlarda gelir elde edebiliyor oluşu, ülkedeki mevcut yolsuzluklardan örgütün de faydalandığı değerlendirmelerine sebep olmaktadır. Irak siyasetindeki yolsuzlukların ulaştığı boyut ve örgütün elde ettiği gelirin büyüklüğü göz önüne alındığında bu değerlendirmeleri ciddiye almak gerekmektedir.
——————————————-
Kaynak:
https://www.orsam.org.tr/tr/iraktaki-tartismali-bolgelerde-yeniden-guc-kazanan-isid-varligi/