Nesrin Erbil, o bir Türk, o bir Iraklı, o bir şair. Onun yazdığı bir şiir ABD’de yapılan bir yarışmada birinci seçilmiş ve hatta ABD’de bir plak şirketi bir şiirini satın alarak plak yapmıştır.
Biz bu yazımızda kadın şairimiz Nesrin Erbil hakkında bilgiler vereceğiz.
Türk Kültürü Dergisinin 1963 yılında yayınlanan 4. Sayısında İzzettin Kerkük yazısından alıntılar yapacağız.
Yazıda da görüleceği gibi şiirler içli ve çok hüzünlü olmasının yanında anlatılmak istenen şey ne ise o açıkça anlatılmış görünüyor.
Bizim amacımız ise unutulmaya yüz tutmuş kendi değerlerimizi bir kez daha hatırlamak ve hatırlatmaktır. Sadece sosyal medya bilgileri ile yetinmek yerine geçmişte yaşamış değerlerimizi de anmak ve hatırlamak elbette bize bir görev olmalıdır.
Şimdi İzzettin Kerküklü’ nün Nesrin Erbil hakkındaki değerlendirmesini birlikte okuyalım:
“Irak Türklüğünün yetiştirdiği ve onunla iftihar ettiği kıymetlerden biri, hiç şüphe yok ki, genç hanım şair Nesrin Erbil’dir. Bugün Irak’ta herkes ondan bahsetmektedir. Iraklı Türkler, onun güzel bir Türkçe ile yazdığı İçli ve duygulu şiirlerini terennüm etmektedirler. Şiirlerinden birçoğu Arapçaya bile tercüme edilmiştir.
Üstün kabiliyetleri ile herkesi hayran bırakan Nesrin Erbil, 1934 yılında Irak’ın Erbil şehrinde doğdu, babası Erbil eşrafından ve aynı zamanda şair olan Ataullah Ağa’dır. İlkokula ancak birkaç yıl gidebilmişti. Geçirdiği bir rahatsızlık sebebiyle okuldan ayrıldıktan sonra, babası onunla meşgul oldu. Evlerindeki zengin kütüphanenin, onun yetişmesinde büyük rolü olmuştu. Türk şair ve edipleriyle ilk teması burada oldu. Ondaki kabiliyetleri gören babası ile ağabeyleri, onu teşvik ederek, bu kabiliyetlerini geliştirmesi için ellerinden geleni yaptılar. Çok geçmeden şiir yazmağa başladı Irak’ta hele Erbil’de Türkçe tedrisat yapan bir okulun bulunmadığı göz önünde tutulursa bu diyarlarda genç bir kızın Türkçe şiir yazmasının ne demek olduğu daha kolay anlaşılır. Türkçe olarak yazdığı ilk şiir, “Yoğurtçu Kadın”dı. 1948 yılında ailesi ile birlikte İstanbul’a yaptığı seyahati, onun üzerinde bıraktığı tesir çok büyüktü. “Deniz Rüyası” adlı şiirinde, bu tesir, kendini açıkça gösterir. Türk basınında ilk şiiri, 1957 yılında yayınlanmıştı. “Gurup” adlı bu şiiri, o zaman İstanbul’da çıkan “Fuzuli” dergisinde neşrolunmuştu. Bir yandan Türkçe şiirler yazarken, öte yandan İngilizce ve Arapça da öğrenmekte idi. İngilizce öğrenmek için Bağdat’a gitti ve orada İngiliz Kültür Enstitüsüne devam ederek buradan belge aldı.
1956 yılında bir gün, Amerikan gazetelerinde gözüne bir şiir müsabakasına dair çıkan bir ilan ilişti. Müsabaka, meşhur Amerikan “Music City” müessesesi tarafından amatörler için tertiplenmişti. Nesrin Erbil, bununla ilgilendi ve İngilizce olarak yazdığı “All for love” isimli şiirle bu yarışmaya katıldı. 3.000 Sterlinlik birincilik mükâfatını kazandığı zaman o da şaşırmıştı. Bu başarıdan hemen sonra California’daki “Nordie” plak şirketi, bu şiiri besteleyip, plağını çıkarmak üzere satın aldı. Bundan sonra aynı şirket, Nesrin’in “Lonely” ve “Come Back To Me” adlı şiirini daha satın aldı.
Nesrin Erbil’i Türkçe, İngilizce ve Arapça ile yetinmeyerek şimdi Almanca öğrenmek için Bağdat’taki Alman Kültür Merkezine devam etmektedir. Öte yandan lise diploması almak için mektupla İngiltere’de bir enstitünün derslerini takip etmektedir. En büyük gayesi, lise diploması aldıktan sonra Ankara veya İstanbul’da edebiyat tahsili yapmaktır.
Nesrin Erbil, aynı zamanda güzel resim de yapmaktadır. Onun yağlıboya ile tabloları, Kerkük ve Erbil’deki akraba ve ahbaplarının evlerini süslemektedir.”
Genç şairimiz, anne tarafından Kerküklüdür. Bu sebeple o Kerkük’e adeta âşıktır. Bu şehir için duyduklarını şöyle dile getirmektedir:
YANAN ŞEHİR
Ey akşamları yanan Kerkük
Sana
Ve sinende yaşattıklarına,
Koşmak istiyorum.
Kalbimde eksiltmediğim
Duygular,
Aksın gözlerimden,
Hür olsun ruhum.
Benliğimde can,
Dizimde derman,
Kalmadı.
Eriştim sandım,
Artık serap görmekten usandım.
Kerkük ve Erbil için de başka bir şiirinde şöyle diyor:
İKİ ŞEHİR
İki şehir bilirim
Candan bağlı
Yürekten dağlı
Bir altın köprü ile
Kalpleri bağlı
Biri mavilikler içinde
Öbürünün yanar ufukları
Geceler onları boğmazsa
Güneşli günlere varacaklar
Görecekler ümitli ışıkların
Doğduğunu
Şafakla beraber
Silinecek acılar
Kurtulacak iki şehir
Serap ümitlerine koşmaktan.
Bekir Sıtkı Erdoğan’ın meşhur “Hancı” şiirine nazire olarak Nesrin Erbil şu mısraları yazmıştır:
HANCI İLE HASBIHAL
Ne gurbette gezdim ne de yoruldum
Ne derdim söyledim ne de soruldum
Sırrımı verecek tek seni buldum
Ben kendi yurdumda garibim hancı.
Sana anlatacak dertler çok bende
Güllerim derildi taze gülşende
Artık karanlıktan bahsetme sen de
Ezelden bu zulmet nasibim hancı.
Sana öz yurdumdan kopup koşmuşum
Sil gözyaşlarını ben de coşmuşum
Kadehi kaldırma zaten sarhoşum
Ben hicran meyini içmişim hancı.
Yalnız gurbet gezen değildir dertli
Garipler sılaya varmakla ümitli
Bana her ümidin kapısı kilitli
Kader elbisemi biçmişim hancı.
Ne kadar anlatsam yine ruhum boş
Vazgeç benden hancı, gariplere koş
Teselli yok bana bırak başıboş
Ben kendi yolumu seçmişim hancı.
DENİZ RÜYASI
Bir şehir vardı,
Gümüşümsü sularında yıkanırdı güneş.
Mevsimler, taze renkler,
İnsanlar, ince zevkler,
Kuşlar yeni nağmelerle gelirdi.
Denizi,
Mavilerin en mavisi,
İnsanlar haşır neşir…
Suların dibine inip,
Balıkların masallarını dinlerdim.
Günler,
Dörtnala atlar getirirdi bana
Öylesine ani geçti ki o mevsim,
Nefes nefese kaldım.
Bahçeler soldu teker teker,
Artık herkes kendi düşüncesinde,
Herkes yalnız.
Denizler mavi değil,
Kuşlar dertli…
Ve ben
Uzak bir deniz hülyasında,
Ben garip,
Ben, acı hakikatler rüyasında.
…
Kenan EROĞLU
***
İzzettin Kerkük, “Nesrin; Iraklı Bir Türk Kadın Şairi”, Türk Kültürü Dergisi, Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü yayını, Ayyıldız Matbaası Ankara Şubat 1963, Sayı:4 s:49-52
Eserleri: Şiir: Deniz Rüyası (Ankara 1969), İki Şehir (İstanbul, 1998), Geleceğim Erbil (2004)