Ergün MAMEDOV
2020’li yıllar, İran İslam Cumhuriyeti açısından iç buhranlarla dolu dört yılı beraberinde getirmiştir. Ülkedeki iç karışıklıklar, Batı’nın baskıcı politikaları ve ambargolar, Cumhurbaşkanı Reisi’nin ani helikopter kazası sonucu ölümü ve seçimlerde beklenmedik bir ismin öne çıkması, uluslararası kamuoyunun dikkatini yeniden İran üzerine çekmiştir.
2024 yılının haziran ve temmuz aylarında yapılan birinci ve ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından “İlkeci-Reformcu” Cumhurbaşkanı Adayı Mesut Pezeşkiyan’ın galibiyeti, İran’da olası değişikliklerin önünü açıp açmayacağı ve bölgesel dengeleri nasıl etkileyeceğine dair merak uyandırmıştır.
Pezeşkiyan döneminde Batı’yla ilişkilerin yeniden değerlendirilmesi beklenmektedir. Ancak bu durumun AB merkezli Batı üzerinden değil, aşırı sağcı yükselişin olduğu hükûmetlerce olacağı öngörülmektedir. Esasen İran-İsrail ilişkilerindeki gerginlikten taviz vermeyeceği beklenilen İran’ın tutumu, İsrail karşıtı tutum sergileyen AB üyesi ülkelerce daha mümkün olacağı belirtilebilir.
İran Dinî Lideri Ayetullah Ali Hamaney, 28 Temmuz 2024 Pazar günü Mesut Pezeşkiyan’ı resmen cumhurbaşkanı olarak onaylamıştır.[1] Bu süreçten itibaren İran’da yeni bir dönemin başladığı söylenebilir. İran’ın izleyeceği politika, son dönemlerde bölge devletlerinin de yöneldiği “denge” politikasına işaret etmektedir. Ülke içerisindeki istikrarsızlık ve toplumun hoşnutsuzluğunun temelinde kalıcı ekonomik kriz ile kadın ve azınlıkların haklarının bastırılması, olası bir yumuşama dönemini beraberinde getirebilir. Batı’nın ambargolarının merkezinde olan ülkenin ciddi sorunlarla iç içe olduğu düşünüldüğünde AB-İran ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılacağı ve bu durumun İran’ın Doğu ile Batı’yı ve Kuzey ile Güney’i birleştiren jeopolitik konumu sayesinde olacağı öngörülebilir.
İran’ın bölgesel politikalarına evvela Güney Kafkasya üzerinden bakılması gerekmektedir. Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz dönemlerde Azerbaycan’da gözaltına alınan ve tutuklanan İranlı istihbarat ajanları kamuoyu ve Azerbaycan hükûmetinin gündeminde sert bir şekilde karşılanmıştır. Bu olaylar, Azerbaycan-İran ilişkilerine oldukça olumsuz etkilemiştir. Nitekim İran’daki dinamiklerin hassaslığı dikkate alındığında Güney Kafkasya’da artan Azerbaycan etkisinin İran içindeki meseleleri yeniden tetikleyebilme ihtimali ortaya çıkmıştır.
Pezeşkiyan’ın bölgesel politikalarda Güney Kafkasya’yla ilişkilerde Azerbaycan’la olan gerginliğin azaltılması yönünde hamlelerde bulunacağı öngörülürken, Ermenistan’la yakın işbirliği ve ilişkilerin de devam edeceği ileri sürülebilir. Bu bağlamda Zengezur Koridoru’yla ilgili karar verme sürecinde yönetimde bazı ihtilaflar olabilir. Pezeşkiyan’ın bölgesel durumunu değerlendirirken tamamen kendi inisiyatifiyle hareket edemeyeceği ve İran’ın ulusal çıkarlarına bağlı kalacağı rahatlıkla söylenebilir.
Pezeşkiyan’ın Batı’yla ilişkilerine gelindiğinde, bazı dış basın organları İran için yepyeni bir dönemin başlayacağını belirtmektedir. Bu dönem, Batı’yla iyi ilişkiler yürüten bir İran’ın varlığından söz edilmektedir. Ancak, yukarıda bahsedildiği üzere İran’ın dış politikada radikal bir değişikliğe gitmesi beklenmemektedir. Dengeli bir politika anlayışı ile hem Doğu hem de Batı arasında bir konumda yer almayı hedefleyen İran’ın Pezeşkiyan döneminde de bu politikalarını sürdüreceği söylenebilir. Bu, Çin’le ilişkileri de önemseyen İran Dışişleri Bakanı Ali Bagheri’nin, 2024 yılının Temmuz ayında Çin’in Tahran Büyükelçisi Cong Peiwu ile düzenlediği toplantıda, ikili ilişkilerdeki son gelişmeleri ve bölgesel ve uluslararası işbirliği alanlarıyla ilgili en önemli konuları görüştükleri toplantıdan anlaşılmaktadır.[2]
İran’ın Batı’yla ilişkilerinin düzenlenmesi konusunun tamamen Kıta Avrupası’yla sınırlı kalacağı belirtilebilir. Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde ikinci tura gidilirken Pezeşkiyan, İran’ın sıkıntıdaki ekonomisini canlandırmak amacıyla yaptırımların kaldırılması için ABD’yle birlikte çalışmak istediğini ve 2015 Nükleer Antlaşması’na geri dönmeye açık olduğunu söylemiş[3] olsa da Çin’le yakın stratejik ortaklığı ve Hamaney’in İsrail’e karşı sert tutumuyla birleşince bu durumun uzun bir süre mümkün olmayacağı ileri sürülebilir.
Hatırlanacağı üzere İran Dini Lideri, Tahran’da Hamas’ın lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesinin ardından İsrail’e atıfta bulunarak yapılanın “cezasız kalmayacağını” söylemiştir.[4] Batı’yla ilişkilerde ise Avrupa’da aşırı sağcı merkezli birçok hükûmetin İsrail karşısında tutum sergileyeceği bariz ortadadır. Çünkü Çin’in Batı’ya açılan alternatif koridorları, Avrupa pazarının içinde bulunduğu kriz dönemleri adına adeta bir “can simidi” olacaktır. Esasen de İsrail-Filistin hususunda Filistin’in yanında yer alan aşırı sağcı bazı Avrupalı hükûmetlerin, İran’la işbirliğine açık olacağı ve bu sayede mevcut buhranlı ekonomik durumdan bir nebze de olsa nefes alma girişimlerinde bulunacakları öngörülmektedir.
[1] “Reformist formally takes over as Iran’s president after supreme leader offers endorsement”, VOA, https://www.voanews.com/a/reformist-formally-takes-over-as-iran-s-president-after-supreme-leader-offers-endorsement-/7715851.html, (Erişim Tarihi: 31.07.2024).
[2] “Iran acting FM China envoy meet discuss ties intl. Developments”, Islamic Respublic of Iran Ministry of Foreign Affairs, https://en.mfa.ir/portal/newsview/750375, (Erişim Tarihi: 31.07.2024).
[3] Philip Loft, “What might Iran’s new president mean for foreign policy?”, UK Parliament, https://commonslibrary.parliament.uk/what-might-irans-new-president-mean-for-foreign-policy/, (Erişim Tarihi: 31.07.2024).
[4] “Live: Hezbollah confirms killing of top commander in Israeli strike on Beirut”, France24, https://www.france24.com/en/middle-east/20240731-%F0%9F%94%B4-live-hamas-political-leader-ismail-haniyeh-assassinated-in-iran-in-israeli-airstrike, (Erişim Tarihi: 31.07.2024).
—————————————————
Kaynak;