İsimsizler Dizisi Üzerine

Hilal Süyümbike MARAŞ

“Biz, şanın, şöhretin, ismin değil kimsesiz mezarların talibiyiz!”
“Biz, ‘Yarınlara ya isminiz kalacak, ya vatan!’ denildiğinde vatanı seçenlerdeniz…”
“Biz, bir hilâl uğruna isminden vazgeçenleriz!”

Biz başkalarına benzemeyiz. Bizim destan diye anlattıklarımız uydurma masallar değil, gerçektir; tarihtir! Bizim tarihimizi ise, vatan toprağını yastık bilenler, al bayrağı için isminden, kendinden vazgeçenler yazar. Unutma! İsmini andığımızda kalbimizi titretenler, sadece tarihin tozlu sayfalarında kalmadı. Tanımasak da, “dayanamamak” korkusuyla gözlerimizi, kulaklarımızı kapatsak da ismini bilmediğimiz nice kahraman yiğit, bu topraklara her gün, her an yürekleriyle, bedenleriyle siper olmakta. Şimdi, anaların yüreklerini bıraktığı yerlerde yüz binlerce destan yazılıyor. Yeni başlayan “İsimsizler” dizisi, işte bu destanları tüm gerçekliğiyle ekrana taşımayı başarmış. Anlatmış ki bilinsin; istemiş ki, İsimsizler’in yazdığı destansı tarihi herkes izlesin!

İsimsizler,  Şehit Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk’ü hatırlatarak başladı. Mardin’in Derik ilçesinde kaymakamlık yaparken PKK’nın hain saldırısı sonucu şehit edilmişti Kaymakam Safitürk. Dizideyse, Virankaya Kaymakamı Orhan Yağız, tıpkı Kaymakam Safitürk gibi şehit ediliyor ve genç bir diplomat olan Fatih Keskin, görev için İsviçre’ye gidecekken şehit kaymakamın makamına talip oluyor. Kaymakam Fatih, daha Virankaya’ya giderken yolda çıkan bir çatışmanın ortasında buluyor kendini ve bu çatışma ona “İsimsizler” ekibini kazandırıyor. Lakabı “Dayı” olan Özel Harekât Polisi Hasan, Özel Kuvvetler’den Yüzbaşı Olcay, Terörle Mücadele Polisi Ahmet, İstihbaratçı Kürşad, Özel Harekât Polisi Murat, hem şehit kaymakam suikastini çözmeye, hem de memleketin her karış toprağında teröristlerin izini sürmeye dair söz veriyorlar.

Yıllardır, Türk’ün vatanından bir parça toprak koparacağını sanan teröristler, aç kalmış sırtlanlar gibi bekleyen, bilmem kaç ikiyüzlü devletin maşasıdır. PKK belasını başımıza saranlar, yüzümüze dost görünüp arkamızdan kuyumuzu kazanlardır. İsimsizler, Türkiye karşısında hem bu ikiyüzlü düşmanların planlarının, hem de maşaların alçaklıklarının nasıl işbirliği içinde olduğunu açıkça göstermiş: “Dünyanın gözü bu coğrafyada Fatih. Sözde müttefikimiz diye geçinenler örgütle dirsek teması halindeler. Örgütün karargâhları yol geçen hanına dönmüş, kim giriyor kim çıkıyor belli değil. Haçlı ittifakı gibi bir ortaklık kurmuşlar. Bölgedeki haritaları çoktan değiştirmeye başladılar. Yangın Fas’tan Hazar havzasına, Irak’tan Suriye’den Ukrayna’ya kadar her yere yayıldı.” Dizinin ilerleyen dakikalarında bu ateş çemberine parçalayacak cümle Özel Harekât Polisi Murat’tan geliyor: “Âlemde şer tükenmezse, Oğuz’da da er tükenmez!”

Yaşanan savaşın Türk-Kürt Savaşı olduğunu zanneden ahmaklara da, ilk bölümden cevabını vermiş İsimsizler. İleride Kaymakam Fatih’in makam şoförü olacak Virankayalı Derman, “Ne olduğunu biz biliyoruz burada” diyor ve devam ediyor: “Kim dosttur kim düşmandır hepsini biz biliyoruz. Devlet kimdir abi? Devlet benim, devlet sensin, devlet benim babamdır, devlet benim dedemdir, devlet biziz… Ama bunlar istiyor ki, hemen birbirimizi vuralım, çekelim silahları, birbirimizi öldürelim. Devlet buraya fabrika yapıyor, bunlar makineleri yakıyorlar, öğretmen gönderiyor okulu yıkıyorlar, okul yapıyor öğretmeni vuruyorlar…” Kaymakam Fatih ise “Bu topraklarda yaşayanlar Türkiye Cumhuriyeti’nin merhamet ve sevgisine mazhar olacaktır. Ancak ve ancak bir olursak Türkiye oluruz.” diyerek bu konuya noktayı koyuyor.

İsimsizler, terörle mücadelede yaşanan gerçek olaylara yer vermeye özen göstermiş. Geçmiş yıllarda, bir şehidimizin cenazesi sırasında çalınan cenaze marşı, arkadaşları tarafından tekbirlerle kesilmiş ve omuzlarda taşınmıştı. Dizinin ilk dakikalarında çıkan çatışmada şehit düşen özel harekât polisi Ersan Birgül’ün annesine yazdığı mektubun okunmasından sonra, özel harekât polislerinin, ne yüreğimizden ne de dilimizden olan “cenaze marşı”nı tekbirlerle keserek, şehidi omuzlarına aldıkları sahne, bize bizi hatırlatmış.

En az oğulları kadar yiğit annelerimizi de izliyoruz İsimsizler’de. Kaymakam Fatih’in annesi oğlunun Virankaya’ya tayin istediğini öğrenince kahroluyor fakat bir yandan da diyor ki, “Binlerce ananın evlâdı var orada, onların yüreği nasıl dayanırsa benimki de öyle dayanır.” Şehit polisin mektubunu okuyan annesi de mektup bitince dimdik doğruluyor, gözlerini dahi yere indirmiyor. Sadece “Vatan sağ olsun” cümlesi dökülüyor dudaklarından.

İsimsiz kahramanlarımızın hepsini tanımayız belki, ama varlıklarını biliriz, eminiz! Çünkü yüreklerimiz onlarla birlikte atar. Her düşman pususunda, milletimizin duaları onlara yetişir. Filmin bir sahnesinde Özel Harekât Polisi Hasan’ın söylediği gibi:

 “Hepimiz onun için sıradayız. Vatan uğruna şehit olup Hakk’a yürüme yolundayız. Burada birinci kural, yaşayacaksın! Hiçbirimiz Rambo değiliz, Ahmet’iz, Mehmet’iz, Fatih’iz; gerçeğiz! O şerefsizlerin de bir namlusu var, sizin de bir namlunuz var. Ama her zaman onlardan üstünsünüz. Çünkü analarınız sizi buraya dualarla gönderdi. Ananız yoksa her namazında sizin için dua eden bir millet var arkanızda. Vatan aşkınız var, imanınız var, inancınız var! Kur’an’da hükmü var. İnandın mı sen tetiğe basarsın hedefi Allah vurur!”

İsimsizler, bayrağımızı, milletimizi ve askerimizi özümüzden, içimizden döken, Türkiye’nin düşmanlarını, üzerimize oynanan oyunları bu kadar net anlatan senaryosuyla, sözleriyle kalplerimizi fethetmeyi başardı.  Senaryosunun yanında, oyuncular, rollerini resmen yaşamış ve seyirciye de başarılı bir şekilde yaşatmış. Müziklerin Türk Dünyası’ndan seçilmesi, ayrıca Plevne Marşı’na yer verilmesi her birimizin yüreğini titretti. İki şarkının da hem mahiyeti hem de anlamı, dizinin amacına uygun olmuş.  Başta Mustafa Burak Doğu ağabeyimiz olmak üzere tüm senaristlere, sonra oyunculara ve tüm emek verenlere böyle bir dizi için minnettarız. Allah onlardan razı olsun.

Biz de sözlerimizi Kaymakam Fatih’in annesinin duasıyla bitirelim, bitirelim ki bu yazıyı okuyanlarla birlikte hepimiz bu duaya “âmin” diyelim:

Yusuf’u kuyuda, Yunus’u balığın karnında, Peygamberimizi mağarada koruyan Allah’ım! Sen bizim Mehmetçiklerimizi, polislerimizi görünen ve de görünmeyen belalardan muhafaza et ya Rabbi! Bu milletin bilcümle evladını ezadan, kazadan, cefadan koru ya Rabbim! Sen arkasız yiğitlerin arkasısın. Sen kimsesizlerin kimsesisin. Sana sığındım Allah’ım. Sen bizim Mehmetçiklerimize, polislerimize, bu milletin evlâtlarına sığınak ol… Âmin…

 

 

Yazar
Hilal Süyümbike MARAŞ

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen