Üç sözden fazla değil bütün ömrüm, üç söz: Hamdım, piştim, yandım.
Hz. Mevlâna
B- PİŞTİM 3
7.
Bir okudum bir dinledim çağrına uyup geldim
Bozkırın ortasına getirdiğin baharla yeşert beni
Sen oldum eşiğine yüz sürdüm kapının önündeyim
Telaşımdı bir muhip heyecanı ile kalbimdeki cezbe
Yoksulluk bildim sensizliği kuraklık ve çaresizlik
Çiçekler açmalı bin bir çeşit esirgeyen ve bağışlayan izniyle
Kıyamdaki müminler duruluğunda çiçekler açmalı
Aşk geldi bin gönül çerağı aydınlattı yüzümü
8.
Dün sabah işrak vakti alınca muştulu ilhamları
Iğrandı ulu dağlar zikirdeki dervişler gibi aşk ü niyaz ile
Benim gönül künyemde evrad yazılıydı nakışı anlımda şavklı
Gezdim demir asa demir çarık kaldı mı hilâlin doğmadığı yer
Üç müritle beraber içindeki gökyüzüne Zühre’yi getirdim
Henüz bitmedi seferim yarın yeni bir ülkede olacağım
Yalnız da gidebilirim kanatlarım kaç kere sınandı
Ardımdan kimse ağlamasın boynuma aldım azık torbasını
Düşün nasıl da aldanmıştı Barsisâ yağlı urgan boynunda iken
9.
Deniz köpürmüştü ve kendini ıslatmıştı bütün gün yas tuttum
Şârihler solgun yüzüme bakıp ölümümü yorumladılar
Musalla taşına koydular beni behişt hazzını duydum bir ara
Melekler aldı deste gülü sırtımdan gülümseyerek
Tennuremin üstüne attılar toprağı toprak ağladı
Sultan Velet miydi rebap çalan destarı gözüme ilişti
Zülfikâr oldum açınca kolumu ve kitleyince ayağımı
Göğe ağdım yere yağdım rahmetler saçıldı âlemlere
Hirâ’nın üç güvercini ile uçtum görenler gördü kanatlandığımızı
***
Ahmet URFALI (Eğitimci, Eğitim Yöneticisi)