Üç sözden fazla değil bütün ömrüm, üç söz: Hamdım, piştim, yandım.
Hz. Mevlâna
C- YANDIM 3
7.
Müzmin bir hicranın göğsünden sızarken hüzün ağlama sakın
Rüyada gibi senin ilhamını yapraklarına yazdım güllerin,
Bir can yitiğiydi aradığım efsunlu gönüllerde kalbine sığınan
Gerçeğin içindeki hayâli aramaktı tercihim bunu defalarca söyledim
Suskunluğun sınırından geçerek bir barınak yaptı dilsizlere
Issız köşenin sâkini yorgun bir muhip sözü dile getirdi
Eşya anlamını buldu sessizce bakıp dururken ve anlamsızca
Görünmeyen göründü bilinmeyen bilindi yabancı dost oldu
Cevabını buldu en çetin sual malum olsun lafazan meczuba
Yoksul şehirlerin zengin mâzisi için sefere çıktı Surre Alayı
8.
Muallaka şairlerinden değildim Suku Ukâz panayırına hiç katılmadım
Yürük bir küheylanım olmadı ahu peşinde koşturduğum
Kara çadırın içinde sızıp kalmadım gün ortasında
Yeldirmedim kuru bir hevesin ardı sıra gazeller okuyup bedenimi
Gecenin bir vaktinde mazhar olduğum müjdeli bağış bende kalsın
Aslında en büyük caize değil miydi söz hazinesinin bahşedilen hikmeti
Lakin kıskanmadım Züheyr’i duyuşumuz ayrı olsa da
Aynıdır terkibi gözyaşımızın sebebiyle birlikte çağlayışları
Ulu divana durunca muhâl bir hevesti terk edilen vehim
9.
Bir yeni çağın hazırlanışının habercisiydi bozkırın göğermesi
Sevginin müjdesini getirmişti alnı ışıklı ulular
Çiçeklenmesi ve aydınlanması Anadolu yaylasının gönül uygarlığına
Bezenmesi de bu yüzdendir azat edilmiş kelimelerin
Ve tutuklu kalplerden müphem kibirlerin silinmesi
Harap edilmiş şehirlere yıldızlar indi dün gece
Telaşlı bir yarasa şaşkınlığıyla birlikte terk etti bu diyarı
Mahzun gözlü yetimler gün yenisine çevirdi yüzlerini
Aşkın önsözüydü kuşandıkları cevşen İnşirah Suresinden
Andı çağrısındaydı ve her konuştuğunda sabah olurdu vakit
Ahmet URFALI
(Eğitimci, yazar, Eğitim Yöneticisi)