Türk Milleti olarak, yine yüreklerimiz yandı, ciğerimiz dağlandı. Yine, ruhsuz, imansız, insanlığını kaybetmiş yaratıkların düzenlediği hâin bir saldırıda, ciğerpârelerimizi kaybettik. Türkiye, mübârek Ramazan ayının ikinci gününe, elim bir saldırı haberi ile başladı. İstanbul Vezneciler’de, emniyet görevlilerimizi taşıyan bir araca uzaktan kumandalı bombayla saldırı düzenlenmesi sonucunda, 7 polis evlâdımızı ve 5 sivil vatandaşımızı şehit verdik.

Artık, daha fazla acı yaşamak istemiyoruz.

Artık, tedhişin ve tedhişçilerin belinin kırılmasını istiyoruz.

Artık, “eşkıyaya anlayışla yaklaşma” siyasetinin bırakılmasını istiyoruz.

Artık, eşkıya ile anladığı dilden konuşulmasını istiyoruz.

Artık, demokrasi, hukuk, hoşgörü gibi kavramların arkasına sığınarak, bütün bu değerlerin azılı düşmanı olan katillere arka çıkanların sesinin hukuk dairesinde kısılmasını istiyoruz.

Tedhiş, bir insanlık suçudur.

Amacına ulaşmak için bu yola başvuranlar ve onları koruyup kollayanlar, hiç bir şekilde, ama hiç bir şekilde muhatap alınmamalıdır.

Ülkemizin sokaklarında, çarşı ve pazarlarında huzur ve güven içinde yürüyebileceğimiz saadet günlerinin geri gelmesi için, hukûk nizâmı ve demokratik teamüller çerçevesinde, son eşkıya da cehennemi boylayıncaya kadar, son destekçileri de bu zalimâne davranıştan vazgeçinceye kadar, tedhişle mücadelenin etkili ve kesintisiz bir biçimde yürütülmesini istiyoruz.

Aziz Türk Milletinin başı sağolsun.

Şehitlerimizin yakınlarına, sevenlerine ayrıca başsağlığı diliyoruz.

Yaralı kardeşlerimiz için Yüce Allah’tan âcil şifâ niyaz ediyor, tez zamanda sağlıklarına kavuşmalarını temenni ediyoruz.

Allah, Yüce Türk Milletini Korusun ve Daha da Yüceltsin.