Anne olmak.
Bakıcı olmak.
Evlat yetiştiren kadın, ikisinden birini tercih etmek değil,
ikisini aynı anda yürütmek zorunda…
Minimum anlamda bakıcıdan beklenen, fiziksel manada bir zarara uğramasına fırsat vermeden, temel ihtiyaçları gözetip gidererek bir çocuğa göz kulak olmasıdır. Bunu başarması beklenti ve ihtiyaca karşılık verebiliyor kanaati için yeterlidir.
Anne olmak; çok çok daha kompleks bir bütünlüğü bozmadan, hem çocuğa, hem eşe, hem işe, hem çevreye, hem kendine karşı bir sistemi kurmak, yürütmek ve yönetmeyi gerektirir.
Kadın kendi kimliğini önce kendisi belirlemeli, seçmeli, kabullenmeli ve gereğini hali, tavrı, kararları, tercihleri ve duruşuyla kabul ettirmelidir.
Bakıcı kimliği, annelik kimliğinin önüne geçmiş, eğitim, terbiye ve talimden geçemeden, milli eğitim tedrisatına emanet edilen çocukların toplumda oluşturduğu yaraların bedelini yine hepimiz ödüyoruz.
Aynı zamanda kadınlığı ve anneliği bakıcı ve eş olmaktan ibaret bırakılan kadınların, kapasitelerinin altında kalıyor olmalarının bedelini de, depresyon vakalarının artışıyla bozulan aile temellerinde yine biz çekiyoruz.
Kadın ve Aile…
Bir dergi adından ibaret olamayacak kadar derin bir mevzuudur.
2023 hedeflerinin ilkleri arasında değerlendirilmelidir.
Yoksa dibe vuruşumuz, hergün yeniden yenidenolamamış, yetişememiş insan görünümlü varlıkların yaşattığı acıları yaşamamız tek ve mecburi yönümüz olacaktır.
Gidişat belli.
Bağıra bağıra geliyor.
Geliyor da
Bizim güzel kadınlarımız bir an önce uyutulan güzeller olma rolünden sıyrılmalıdır. Toplumun hangi uzvunda olursa olsun görevi,
Silkinmeli, rol ve sorumluluğunu fark etmelidir. Başta analık gibi en kutsal vazifesini.
YENİ NESİL,
YENİ ANNELERİN TOPUK SESLERİYLE
KENDİNE GELECEKTİR…
Bugün de buradan söyletti dert işte.
Demeden duramadım efendim.
Affınızla…
Söz tamam olmadan bu başlık eteğinde Kadın Ana hitabını da paylaşmak isterim. Kırşehir Mucur ilçesinde görev yaptığımız yıllarda cânım komşumun anneciği vardı. Bilge görmüş geçirmiş. Hayatı hakkı ile alıp vererek yaşamış. O seksenli yaşlarında o vakitler, ben otuzlu. O kadar birlikte birlikle sürdük ki komşuluk birliğimizi. Yirmi yıl geçmesine rağmen üzerinden bakışı, görüşü, gözlerinin ışığı hâlâ canımdadır teyzeciğimin. Ve beni her görüşünde “nörüyon gadın anam” deyişi.
Kadın Anam
Kadın Ana.
Meğer kitap saklıymış bu iki kelimede de,
O vakitler sökememişim alfabesini,