Kerkük’te Nüfus Sayımı: Demografik Operasyon mu?

Tam boy görmek için tıklayın.

Selçuk BACALAN 

Kerkük’te 37 yılın ardından yapılan nüfus sayımları, Kerkük bileşenleri arasındaki çekişmelerin şiddetlenmesine yol açmıştır. Sayım öncesinde Kerkük’ün demografik yapısının dönüştürülmesi için uygulanan politikalar ve sayım esnasındaki usulsüzlükler Kerkük’teki nüfus sayımının Türkmenler aleyhine demografik operasyon olduğunu akla getirmektedir. 1957 sonrası gerçekleştirilen nüfus sayımlarının güvenilirliği konusundaki tartışmalarının Kerkük’te devam ettiği gözlemlenmektedir. Bu bağlamda sayım günü Kerkük’teki Türkmen mahallelerinde yaşanan usulsüzlükler, Türkmenlerin tepkisine yol açmış ve nüfus sayımının güvenirliğine gölge düşürmüştür.

Kerkük’te Araplaştırma ve Kürtleştirme Politikaları

Kerkük’te gerçekleştirilen nüfus sayımı, kentteki aktörler arasında tartışmalara yol açmış ve bu durum geçmişte Baas Partisi ve Saddam Hüseyin tarafından Kerkük’te uygulanan Araplaştırma politikaları sonucunda meydana gelen demografik değişimle ilişkilendirilmiştir. 2003 yılı sonrasında da Kürtleştirme politikaları uygulanmıştır. Bununla birlikte ABD’nin teşvikiyle Iraklılık kimliği yerine etnik ve mezhepsel kimlikler ön plana çıkmıştır. Etnik ve mezhepsel kimliklerin öne çıktığı süreçte Kerkük’e, Erbil ve Süleymaniye’den göç yaşanmıştır. Hatta Kerkük, Irak’ın dışından da göç almıştır. Kerkük’te yaşanan etnik ve siyasi gerilimlerin temelinde Araplaştırma ve Kürtleştirme politikalarının neden olduğu demografik değişiklikler yatmaktadır.

Irak genelinde 1987 yılından beri siyasi nedenlerle yapılamayan “genel nüfus sayımı”  20-21 Kasım 2024’te yapılmıştır. Nüfus sayımının değiştirilen Kerkük demografisinin tescil edilmesi gibi bir siyasi amaçla yapılacağını düşünen Türkmenler, Irak Başbakanına 31 Ekim 2024 tarihinde sayımın ertelenmesi çağrısında bulunmuştur. Buna rağmen 2022 yılında Irak Başbakanı olarak görevine başlayan Muhammed Şiya es-Sudani, hükûmet programında yer alan nüfus sayımını gerçekleştirmiştir. Irak Planlama Bakanlığı, sayımlar ile elde edilecek verilerin Irak’ın kalkınmasına yönelik projelerde kullanılacağını ifade etmiştir. Irak’ın minyatürü olarak ifade edilen Kerkük’teki sayım kaynaklı tartışmalar bir kez daha vilayeti, Kerküklü aktörler arasındaki gerilimlerden dolayı olası etnik anlaşmazlıkların merkezine yerleşmiştir.

Geçmiş Nüfus Sayımları Tecrübesi

Irak’ta kraliyet rejiminden itibaren her 10 yılda bir nüfus sayımları yapılmıştır. 1958 yılında cumhuriyet sistemine geçildikten sonra sadece 1977, 1987 ve 1997 yıllarında sayım yapılmıştır. Ancak farklı zaman dilimlerinde yapılan sayımların kendi içinde kısıtlılıkları olmuştur. Örneğin, Irak genelindeki 1987 sayımında savaş ve çatışma gibi güvenlik sorunları sebebi ile güvenilir sonuçlar elde edilememiştir. 1997 yılında yapılan nüfus sayımı, günümüzde Irak Kürt Bölgesel Yönetimini (IKBY) oluşturan vilayetlerin dışında kalan 15 vilayette uygulanmış olması nedeniyle ülkenin genel demografik yapısını yansıtmaktan uzak kalmıştır.

Irak’ta yapılan nüfus sayımlarının güvenilirliği 1987 ve 1997 örneklerinde görüldüğü gibi Araplaştırma politikaları çerçevesinde sürekli tartışma konusu olmuştur. Sayımlardan elde edilen istatistikten yola çıkılarak ülkenin kalkınmasına bir vizyon belirlemesinden ziyade bölgedeki yoğunluklu etnik grupların baskılanması için kullanılmıştır.

Kerkük’te Nüfus Sayım Usulsüzlük İddiaları

Irak genelinde nüfus sayımının yapılmasından kısa bir süre önce özellikle Irak için hassas bir vilayet olan Kerkük’e IKBY’den yoğun bir nüfus hareketliliği yaşanmıştır. Bu durum bölgede yaşayan Türkmenlerin ve Arapların tepkisine neden olmuştur. Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, nüfus sayımı öncesinde kimliği belirsiz kişilerin Mahmur Kampı’ndan Kerkük’e yerleştirildiğine dair açıklamada bulunmuştur. Salihi, nüfus sayımındaki usulsüzlüklerin engellenmesi için Sudani’ye “Irak’ta 1957 yılında yapılan nüfus sayımı esas alınmalı” diye seslenmiştir.

Salihi’nin çağrısının ardından Irak Bakanlar Kurulu, 5 Kasım 2024’te toplanarak Kerkük nüfusu için 1957 yılında yapılan nüfus sayımının temel alınmasına karar vermiştir. Karar ile nüfus sayımında vatandaşların ikamet adresi yerine doğum yerine göre kaydedilmesi istenmiştir. Dolayısıyla vilayete sonradan yerleşen kişilerin vilayet nüfusuna kaydedilmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca Irak Bakanlar Kurulu, “tartışmalı bölgelerde” nüfus sayımı sonuçlarının yayımlanmaması kararı almıştır. Buna göre “tartışmalı bölgelerdeki” nüfus sayımı sonuçları kurulacak komisyon tarafından 1957 yılındaki nüfus sayımıyla karşılaştırıldıktan sonra açıklanacaktır. 1957 sayımlarının esas alınmasının başlıca nedeni; Araplaştırma ve Kürtleştirme politikalarından önce yapılmış olmasıdır. Dolayısıyla 1957 ile 2024 sayımlarının karşılaştırılması vilayet kütüklerine sonradan dâhil edilen ailelerin Kerküklü statüsünü kaybetmesine neden olacaktır.

Kerkük’te nüfus sayımının başlamasından bir gün önce Erbil ve Süleymaniye’yi Kerkük’e bağlayan kontrol noktalarında çalışan yaklaşık 300 güvenlik personeli “kaçakçılara yardım etmek ve yolsuzluk” gerekçesiyle Irak İçişleri Bakanlığına ait özel güç tarafından sorgulanmak üzere Bağdat’a götürülmüştür. Bunun ardından sayımın yapılmasına saatler kala IKBY’den Kerkük’e 71 bin 97 araç girişi yapılmıştır. Kerkük Polis Müdürlüğü Kontrol Noktaları Şubesinden yapılan açıklamaya göre araçların 42.762’si KYB kontrolünde olan Süleymaniye’yi Kerkük’e bağlayan Çimen kontrol noktasından gelmiştir. KDP’nin etkisindeki Erbil’den ise 28.335 aracın Daraman ve Altunköprü kontrol noktasından giriş yaptığı açıklanmıştır. İçişleri Bakanlığının kontrol noktalarına yönelik girişimi, bu nüfus hareketliliğini kolaylaştırmıştır.

ITC Başkanı Hasan Turan durumla ilgili “sayım öncesinde dışarıdan 260 bin kişi getirilerek Kerkük nüfus kütüğüne yazdırıldı” açıklamasını yapmıştır. Turan’ın ardından Kerkük’te Arap Koalisyonu da sayımın durdurulmasına yönelik Sudani’ye çağrıda bulunmuştur.

KDP Kerkük sorumlusu Muhammed Kemal, ITC ve bazı Arap partilerinin iddialarını reddederek nüfus sayımı öncesi Kerkük’e giren Kürtlerin, vilayetin asli sakinleri olduğunu vurgulamıştır. Kemal’in ITC’ye ve Arap Koalisyonuna gösterdiği tepki aynı zamanda Kerkük Vilayet Meclisinde müttefik olan ITC, KDP ve bazı Arap partilerin ittifakını da zedeleyebilir.  Bu bağlamda Kürtlerin siyasi olarak ayrışmalarına rağmen Kerkük meselesinde ulusal bir çıkar etrafında birleştiği söylenebilir.

Ayrıca anayasanın 140. maddesi, uygulanmasının zorluğuna rağmen Kerkük’ün IKBY’ye dâhil edilmesi gibi bir siyasi amaçla Kürtler tarafından gündemde tutulmaktadır. Bu madde başta Kerkük olmak üzere tartışmalı bölgelerde önce normalleşmenin sağlanmasını ardından nüfus sayımının gerçekleştirilmesini ve nihai olarak referandum yoluyla bu bölgelerin yönetiminin Erbil veya Bağdat yönetimine devredilmesini öngörmektedir. Kemal’in açıklaması, IKBY tarafından 140. maddedeki sayım aşamasının tamamlanması olarak değerlendirilebilir. Bu değerlendirmenin yapılması sonucunda IKBY, Bağdat’a referandum yapılması yönünde baskı yapabilir. Bağdat, 140. maddenin uygulanmasında somut bir adım atmasa bile bu madde Kürtler açısından Bağdat ile ilişkilerin dinamiklerini şekillendirmek için bir araç olarak kullanılabilir.

Sayımlar Neyi Değiştirecek?

Kerkük’te nüfus sayımı ile başlayan nüfus hareketliliği 2025 yılında yapılması planlanan Irak parlamento seçimlerinde Kerkük özelinde büyük etki yaratabilir. Zira vilayetlerin sahip olduğu sandalye sayısı vilayetin nüfusu ile bağlantılıdır. Dolayısıyla nüfus sayımı sonucunda Araplaştırma ve Kürtleştirme politikaları çerçevesinde Kerkük kütüklerine, bu politikalar kapsamında Kerkük’e yerleştirilen aileler ile sayım gününde dışarıdan gelen kişiler kaydedilirse vilayetin nüfusu olağan dışı şekilde artış gösterecektir. Bu artış ise vilayetin milletvekili sayısının artmasına neden olacaktır. Çünkü seçim yasasına göre her 100 bin Iraklı seçmen bir milletvekili ile temsil edilmektedir. Buna rağmen nüfus sayımı yapılmadığı için milletvekili sayısı 329 ile sabit tutularak vilayet nüfus yoğunluklarına göre sandalyeler dağıtılmıştır.

Nüfus sayımında etnik kökene dair veri toplanmamış olsa da yoğun nüfus hareketliliği Iraklı Türkmenleri ve Arapları endişeye sevk etmiştir. Zira mahalle ve bölge bazında kimin hangi milliyete ve mezhebe ait olduğunun ölçülmesi mümkündür. Örneğin Havice ilçesinin tamamı Arap, Tazehurmatu nahiyesinin tamamı Türkmen, Karaincir’in ise tamamı Kürtlerden oluşmaktadır.

Sayımların ilk yansıması ise vilayet bütçelerinde görülecektir. Çünkü Irak bütçesi, vilayetlerin nüfusuna göre dağıtılmaktadır. Irak vilayetler yasasına göre de bu bütçeler geniş yetkiye sahip valilikler tarafından kullanılmaktadır. Dolayısıyla nüfusu artan vilayetlerin bütçe payı da artmaktadır. Ancak mevcut Kerkük yönetiminde Türkmenlerin yer almaması ve nihai olmayan nüfus sayımı sonuçlarından hareketle Kerkük’ün artacak vilayet bütçesinden Türkmen bölgelerinin diğer bölgelere oranla daha az faydalanacağı öngörülebilir.

Ortadoğu’daki çatışma ortamının Irak’a baskısıyla birlikte 2025 yılında yapılması planlanan parlamento seçimlerinin Kerkük gibi hassas dengelere sahip vilayetleri etkileyeceği söylenebilir. Olası etnik çatışmalar ve yeni gerginlikler, Irak’ın Sudani döneminde elde ettiği kısmi ilerleme ve istikrarı akamete uğratabilir ve ülkeyi yeniden kaotik bir ortama sürükleyebilir.

——————————————-

Kaynak:

https://orsam.org.tr/tr/kerkukte-nufus-sayimi-demografik-operasyon-mu/

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen