Metehan KAYGI
“Orada bir köy var uzakta,o köy bizim köyümüzdür”ü çocukluk çağlarında duymayan kişi yok gibidir.Peki bu cümle bize neyi anlatır?Gitmediğimiz,görmediğimiz yerler bizi neden ilgilendir-mektedir?Bu sorunun cevabı aziz milletimizin şanlı tarihinde yatmaktadır.Milletimiz tarihsel süreç boyunca kendi öz damgasını Dünya’nın dört bir tarafına nakış nakış işlemiştir.Bu eserler sadece birer mimarlık eseri değil bulundukları coğrafyada milli kimliğimizin apaçık kanıtıdır.
Konuya bir de bugünün gözünden bakıldığında bu eserlere,daha doğrusu milli kimliğe ne kadar sahip çıkıldığı düşündürücüdür.Başlıktaki Hansarayı örneğini güncel olması nedeniyle seçtim.Çünkü yakın zamanda o muhteşem sanat eseri,Türklüğün Kafkasya’daki nişanesi res-tarasyon adıyla silinmek istenmektedir.Sivas’taki Ulu Cami ne ise Bursa Yıldırım Darrüşifası ne ise Hansarayı da o derece ecdadımızın damgasını vurduğu bir eserdir.
Bir milletin meydana getirdiği eserler o milletin kimliğidir.Bir kişi nasıl tüm resmi işlerinde kullandığı kimliğini özenerek korursa millet de meydana getirdiği eserlere sahip çıkmak duru-mundadır.Yoksa bu eserler silindikçe kendi adı da o coğrafyalardan silinecektir.
Öte yandan bu eserler gönül coğrafyamızda yaşayanlar için de motivasyon kaynağıdır.Biz nasıl hergün işyerlerine,okullara giderken gönderinde nazlı nazlı dalgalanan şanlı bayrağımızı gördükçe içimiz kıpır kıpır ediyorsa,bu eserler de orada yaşayanlar için kim olduğunu ve nere-den geldiğini hatırlamak için vesiledir.
Hansarayı örneği gibi yüzlerce eser bugün gönül coğrafyamızda milli kimliğimizin bekçiliğini yapmaktadır.
Peki başlıkta da adı geçen Hansarayı nerededir,tarihi önemi nedir?
Hansarayı bugünkü Bahçesaray şehrinin sınırları içerisinde yer almaktadır.Saray 1530-1783 tarihleri arası Kırım hanlarına ev sahipliği yapmıştır.Güneydoğu Avrupa’da Türk-İslam kültürü-nün en ihtişamlı eseri olarak dikkat çekmektedir.
Hansarayı’ndaki süsleme ve motifler Topkapı Sarayı’ndakileri andırmaktadır.Bunun nedeni Kırım hanlarının İstanbul ziyaretlerinde Topkapı Sarayı’nın ihtişamından etkilenmiş olmasıdır.
Hansaray ilk defa 1736’da General Münnich,1737’de General Lassi ve 1771’de Knez Dolgoru-kov’un ordularınca tahrip edilmişse de asıl büyük darbeyi 1783’te Kırım’ın Rus Çarlığı işgali sonrasında almıştır.Bilhassa Kırım Harbi sırasında 1854-1855 arasında hastane olarak kullanı-lan Hansaray büyük hasar görmüştür.
Bugün de resterasyon çalışmalarıyla milli ve tarihi dokusu ağır zarar görmektedir.
Milli kültür bilincimizin şevketli günlere geri dönmesi dileği ile….