Kişi – Kolluk – Adalet

Polis soruyor:
“-Çok sayın şüpheli beyefendi, acaba şu saatte, şu semtte A.’nın boğazına yapışmış mıydınız? Lütfedip söyleyebilir miydiniz acaba, zahmet olmazsa? ”
Adam karakolda neredeyse polisin masasına ayağını koyacak. Yılışık yılışık cevap veriyor:
“-Ne diyorsun sen? Koçum! Kendine gel, yerler seni! Çoluğun çocuğun var senin değil mi?”
Polis sakin, pek sakin:
“-Sorumun cevabı bu değil.”
“-Sevgilimle vakit geçiriyordum o saatte diye sırıtıyor adam, Demokrasi var arkadaş!”
“-Çok sayın şüpheli beyefendi diye sızlanıyor polis, sakin, çok sakin. Ama kamera kayıtları öyle demiyor? A. İsimli bu insan oğlu insan zat-ı Âliniz tarafından boynu sıkılıp kırılınca nefessiz kalıp mevta olmuş görüntülere göre.”
Adam bağırmaya başlıyor:
“- İftira! Külliyen iftira! Polis efendi! Kendine gel! Çamur atmaya utanmıyor musun? O kayıtlar montaj! Öldün sen öldün! Benim kim olduğumu biliyor musun ha??? Laaaan! Benim kimlerle, kimlerle boy boy fotolarım var!”
La havle çeken polis gerekli evrakı hazırlayıp işi savcıya havale ediyor. Savcı aynı şeyleri sorunca çok ama çok zat- ı muhterem baş şüpheli yılışarak diyor ki:
“-Memlekette demokrasi var! Kanunlar var! Susma hakkımı kullanıyorum!”
Aziz Dostlar,
Bir soru:
Hapishane nedir sizce?
Otel mi?
Kurum yemeğinin yanında kantinde her türlü yiyece satın alınıyorsa;
Haftalık ziyaretler açık ya da kapalı olarak ( bol ve elbette hem de çok bolca) yapılıyorsa;
Mahkûm veya zanlının adamları vasıtasıyla hapishanede bu gökten zembille inmelere (!!!) her türlü rahat sağlanıyorsa,
Haftalık görüşmeler sırasında mahkûm veya zanlı adamları aracılığı ile istediğini sosyal medyada söyleyip çarşaf çarşaf dile getiriyorsa;
Dışarıdaki bağlantıları ile yargıyı dahi etkileme cüretini gösteriyorsa;
Bunun sonucunda siyasilerin ve üst düzey kamu görevlilerinin yerinden edildiği iddiaları kamuda çok büyük oranda kabul görüyorsa!
Kamu görevlileri bu yüzden açığa alınıp haklarında soruşturma başlatılıyorsa;
Gece yarısı tahliyeler olup zanlı soluğu yurt dışında alınca bu tahliyelere savcılıkça itiraz ediliyorsa;
Ve…. Küçücük bir köy küçücük bir kızın canice işlenen cinayeti dolayısıyla devlete kafa tutar hale gelmişse…
Bir milletvekili hukuka ve delil toplamaya karşı aba altından sopa gösterip bildikleri olduğunu ama susmayı tercih ettiğini açıkça söylüyorsa, bu pek çok kıymetli efendiye yasal hiçbir şey yapılamıyorsa,
Şimdi;
Sevgili Türkiye’miz hukuk devleti mi? Yargıya ve siyasete güvenebilir miyiz?
Ve…
Adalet gerçekten tecelli ediyor mu ya da edecek mi???
Yazar
Suzan ÇATALOLUK

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen