Prof. Dr. Celalettin YAVUZ[i]
İsrail-HAMAS çatışması üç buçuk aya ulaşırken, HAMAS’ı hala dize getiremeyen İsrail tarafında işler istedikleri gibi gitmiyor. ABD de dâhil, İsrail’i destekleyen Batılı ülke hükümetleri, başkentlerinde hafta sonları giderek büyüyen protestolardan oldukça rahatsızlar.
İsrail-HAMAS Çatışması Bölgesel Savaşa mı Dönüşüyor?
İsrail-HAMAS çatışmaları üzerine İsrail’e en sert tepki Yemen’deki Şii Husilerden geldi. İsrail’e karşı ateşledikleri İran tedarikli füzeler Demir Kubbe ve Kızıldeniz’deki ABD muharip unsurları tarafından önlenmişse de bölgeyi germeye yettiler. Husilerin arkasında İran doğrudan var mı yok mu kati olarak belli değilse de, geçen hafta, sorumluluk sahasında Ortadoğu’da da bulunan ABD Merkezi Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), deniz yoluyla Husilere gönderildiğini iddia ettiği İran menşeili silahların ele geçirildiğini duyurdu.
Husiler, Hint Okyanusu-Süveyş Kanalı arasında (Aden Körfezi ağırlıklı) rotada seyreden, sahibi (donatanı) Yahudi olan denizcilik şirketlerine ait veya İsrail bayrağı taşıyan ticaret gemilerine saldırıda bulunacağını açıkladı ve bunu gerçekleştiriyor. Başlangıçta Kızıldeniz’e kaydırılan ABD yüzer unsurlarınca önlenen saldırılar bir süre sonra daha tehlikeli hal alınca ABD’nin teklifiyle Kızıldeniz’de 9 ülkenin katılımıyla “Refah Muhafızları Operasyonu” adlı bir grup oluşturuldu. Yani İsrail-HAMAS çatışması Kızıldeniz’e doğru genişledi denilebilir. ABD ve İngiltere’ye ait uçaklar 18 Ocak 2024’te Yemen’de Husilerin egemen olduğu Sa’ada, Zimmar, Hudeyde, Taiz ve Beyda kentlerini vurmasıyla çatışma karaya da sıçradı. Bu olaydan önce petrol taşıyan tanker şirketlerinin önemli bir kısmı Aden Körfezi-Kızıldeniz-Süveyş Kanalı-Doğu Akdeniz rotası yerine Avrupa ve ABD’ye ulaşmak için Afrika’nın güneyindeki Ümit Burnu’nu dönerek 6000 mil ve üç hafta daha uzun rotayı göze aldılar. MAERSK gibi bazı konteyner taşıyıcı firmalar da benzer yolu seçmişlerdi. Artık gemi sigortası şirketleri Kızıldeniz rotasını işleyen gemilerin sigorta ücretini yükseltmeye başladılar.
Aslında çatışmanın en erken sıçraması beklenen Lübnan’da ise beklenen gerçekleşmedi. Sınır boyunca İsrail kuvvetleri ile Hizbullah arasında karşılıklı füze ve top atışları yapıldı. Buna ilaveten İsrail uçakları Beyrut’ta HAMAS’ın üst düzey bir liderini katlederken, zaman zaman Suriye semalarında uçarak Şam ve Halep’e de bomba yağdırdı. Ama bunlar karşılık bulamadı.
Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün, Irak ve Körfez Ülkeleri de İsrail’e karşı söylem dışında bir tepki vermeyince 1967 ve 1973 Arap-İsrail savaşlarının benzerinin yaşanması riski doğmadı.
İran’ın Irak ve Pakistan Saldırıları – Pakistan’dan Bir Gün Sonra Misilleme
Her ne kadar Husiler ve Hizbullah’a destek verdiği bilinse de İran, İsrail-HAMAS çatışmasına doğrudan katılmadı. Ancak Irak’ta 15/16 Ocak 2024 gecesi Kürt Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’e İran Devrim Muhafızları tarafından fırlatılan balistik füzelerle 4 sivil öldü, 6 kişi yaralandı. Irak Başbakanı Sudani, Irak’taki yerleşim bölgesini hedef alan bu füze saldırısını “açık ve düşmanca bir saldırı” olarak niteleyerek, saldırıyı “kesinlikle Irak ile İran arasındaki güçlü ilişkiyi baltalayan tehlikeli bir gelişme!” şeklinde açıkladı.
Bu olayla “1300 km’lik füzeleriyle ABD ve İsrail’e gözdağı verdi!” diye düşünülen İran, bir gün sonra “Pakistan’daki Belucistan rejim muhalifi Ceyşu’l Adl örgütünün iki üssüne düzenlediği füze ve İHA saldırısında iki karargâhı imha etti.” Olay üzerine Pakistan, “Pakistan’ın kendi seçtiği yer ve zamanda karşılık verme hakkını saklı tuttuğunu!” şeklinde açıklamada bulundu. Bir gün sonra da Pakistan’ın, İran’ın Sistan-Beluçistan eyaletindeki “teröristlere” gerçekleştirdiği özel hedefli askeri saldırısı sonucunda 3 kadın ve 4 çocuk öldü. Pakistan “dost ve kardeş ülke İran” dese de İki ülke arasında bir şeylerin iyi gitmediği kesin.
Çin, her iki ülkeye de sağduyu telkin etse de İsrail-HAMAS çatışması sırasında yaşanan İran-Irak ve İran-Pakistan arasındaki gerilim ister istemez savaşın bölgesel boyuta doğru tırmanabileceğini gösterdi. Başkan adaylarının belirlendiği süreçte bu gelişme ABD’nin tercihi olamaz. İsrail’e uyacağı kesin. Acaba başka hangi ülkeler ellerini ovuşturuyordur dersiniz?
——————————————–
Kaynak:
[i] Güvenlik Politikaları Uzmanı