Odgurmuş: Bazı insanlar kendileri dışında herkesi akılsız, sadece kendilerini akıllı sanırlar.
Ögdülmüş: Evet haklısınız, birtakım insanlar ya da önünü sonunu inceleyip düşünmeden eleştiri getirenler genellikle böyle davranırlar. “Konuyu iyi değerlendirmek lazım”, “Konunun hedefi nedir bilmek lazım”, “Konuyu detaylı bir şekilde ele almak lazım.” Bu ve bunun gibi cümleler kuranlar sadece kendilerini akıllı sanırlar. Devlet adamlarına akıl verip tavsiyede bulunurlar. “Şöyle olmalı böyle olmalı, iyi düşünülmeli vs.” derler. Bu durumda akıl verdikleri kimseler, ya da hem günümüzde hem de geçmişte yaşamış buluna devlet adamlarımızın yaptığı büyük işleri görmeden yol gösterir, akıl verirler. Sanki onlar akılsızdır, fikirsizdir. Hiçbir konuyu detaylı bir şekilde bilmemektedirler.
Odgurmuş: Peki, bu insanlar neden böyle davranırlar?
Ögdülmüş: Bütün insanlar için bu genellemeyi elbette yapmak bizi yanlışa götürür. Toplumda bulunan ve birlikte bazı kimseler; özellikle kendilerinin de içinde olmadığı, karar sahibi bulunmadığı, eleştirdikleri ve akıl verdikleri makama kendileri gelemediği gibi konularda hep böyle davranırlar.
Onlar şimdi “şöyle olmalı, böyle olmalı, mesele iyi düşünülmeli vs.” derlerken siz onlara deseniz ki; “Haydi, siz konuyu iyi bir değerlendirmeye tabi tutunuz da bakalım” dediğiniz de ise, kem küm ederek başka konulara geçerler.
“Bu konunun, bizim bilmediğimiz bir hedefi varsa, siz bu hedefleri biliyorsanız bize bir açıklayınız bakalım“ dersiniz. Yeterli bir açıklama alamazsınız.
“Siz konuyu detaylı bir şekilde ele alın, tüm alternatifleri değerlendirin, sizin bilginizi, görgünüzü, tecrübenizi, görüp biz de faydalanalım, zekânızı görelim“ derseniz yine yuvarlak cümlelerle geçiştirilirsiniz.
Bu tipler kendileri önemli konular biliyormuş esrarengiz bilgilere sahip biri havasında, “Böyle olmaz, yanlış yapıyorlar vs.” derler. Böyle olmazın, “nasıl olur”u, “nedir” inin, “nasıldır”ının ve olması gerekenin cevabı da pek yoktur.
“Bu böyle olmaz“, “konuyu iyi değerlendirmek lazım“ aslında karşılığı olmayan bir nitelemedir.
“Böyle olmaz” diyenler, her şeyi eleştirenlerdir. Karşı olduğu fikirler ileri sürülüyorsa veya karşı olduğu kişiler bir takım fikirler ileri sürüyorlarsa; “böyle olmaz” diyerek söze girerler.
Ayrıca kendini bilgili, kültürlü ve ufku geniş olarak görenler de her oluşuma, her söylenene “böyle olmaz, bu ne biçim uygulama, konuyu daha iyi değerlendirmek, detaylı bir şekilde ele almak lazım” diyerek sanki kendilerinin çok farklı fikirleri ve bakış açıları varmış gibi bir intiba vermeye çalışırlar.
Aslında ileri sürülen ve söylenen şeylerin pek cevabı yoktur, “bunun böyle olmayacağını siz de bilirsiniz, şimdi uzun uzun bunu mu açıklayayım” diyerek açıklama yapmaktan kurtulurlar.
Odgurmuş: Yanılmıyorsam bir de siyasetçiler var. Onlar da her konuda konuşurlar.
Ögdülmüş: Evet, Siyasetçileri ayrı bir konu olarak değerlendirmek hem mümkün hem mümkün değil. Çünkü gördüğümüz kadarıyla toplumun tamamı sanki siyasetçi olmuş. Partilere, idarede bulunanlara, Dinimize, Diyanetimize, tarihimize, kültürümüze ayar vermekten geri kalmazlar. İş yapan icraat yapan hayırlı bir işe girişen herkes bunların hedefidir. Bunlar rakiplerin her işi ile ilgili konu açıldığında “olmaz kardeşim, böyle olmaz, çok yanlış, baştan hata, böyle devlet idaresi mi olur, böyle muhalefet mi olur şunun söylediğine bak” gibi cümleleri her zaman hazırdır. Karşıda bulunanların olumlu bir icraatları dahi olsa bu cümleler yine de kurulur. Nede olsa karşıda bulunan siyasi bir rakiptir ve o rakibin hiçbir icraatı iyi değildir. Her zaman da eleştiriye açıktır.
Burada önemli olan bir işin öyle olup olmaması değildir. Bazı insanların beğenmedikleri diğer bazı insanların fikir, düşünce ve icraatlarını toptan reddetmeye hazır olma durumudur.
Aklıselimle düşünmek lazımdır, karşıda bulunan kişinin her söylediği her yaptığı icraat yanlış olamaz, bozuk bir saat bile günde iki kere doğru zamanı gösterir.
Parti taassubundan kurtulmak, ideolojik gözlükleri çıkarmak ve çıplak gözle olaylara bakmak gerekiyor, İdeolojik gözlüklerle bakılınca halkımızın bulunduğu yeri ve milletimizin ferasetini de göremiyoruz.
Konuyu bir cümle ile özetleyecek olursak müzmin istemezükçülerin ve birbirine siyaseten muhalif olanların durumu bu: Derin görünmek için suyu bulandırmak da kabiliyet (!) ister.
Kenan EROĞLU