Küreselleşen dünya ve teknoloji, her zaman daha fazla hammadde arayışına yol açmıştır. Bu yüzdendir ki, devletlerin yolları hep kesişmiş, karşı karşıya gelmişlerdir. Bunun yanı sıra savaşlara sebep olarak devletlerin çıkar politikası da eklenebilir. Devletler her zaman birbirleri içinde bir rekabet ortamı içerisinde olmuşlardır. Her millet kendini üstün tutmak, devletinin büyümesini ister. Örnek olarak 1. Dünya Savaşı devletlerin birbirleriyle olan rekabetinden ve kesişen çıkarlar neticesinde olmuştur. Devletlerin birbirleriyle olan ortak çıkarları gruplaşmalara yol açmış, kanlı bir savaş meydana gelmiştir. Bu savaşı ateşleyen ise çok küçük bir kıvılcım olmuştur.
Büyük savaşların hiçbiri aniden ortaya çıkmaz ya da aniden karar verilmez. Bunun olması uzun bir süreç ve olaylar silsilesi neticesinde gerçekleşir. Sonuç olarak devletler savaş alanında birbirleriyle uzun bir sürecin ve büyük sorunların hesabını görürler.
Dünyada savaşların engellenmesi ve ortamı yatıştırmak için hep arayış içinde olunmuştur. Lakin emperyalist güçlerin aç gözlülüğü ve buna dayalı dış politikaları, her zaman insan ölümlerine ve savaşlara sebep olmuştur. Örneğin günümüze bakacak olursak, geçmiş yüzyılın senaryosunu rahatlıkla görebiliriz. ABD’nin Ortadoğu politikası ve petrol arayışları, Rusya ve diğer devletlerle yolunun kesişmesine sebep olmuştur. Büyüyüp yayılmak isteyen, hammadde arayışı içinde olan AB ülkeleri ve kabına sığmayan, topraklarını genişletmek isteyen, dünya siyasetinde söz sahibi olmak isteyen İsrail’i de yollar Ortadoğu’ya itmiştir.
Bugün Ortadoğu’da yaşananlar, bir dünya savaşının lokal cepheleridir. Ortadoğu’da büyük mezhep kavgaları çıkmış, bunun olması ABD ‘nin bölgeye yerleşmesine büyük ölçüde katkı sağlamıştır. Hem ABD’nin hemde Rusya’nın silah, mühimmat ve cephane yığması, ortada büyük bir rekabetin en bariz göstergesidir. Öte yandan devletlerin ortak çıkarlar doğrultusunda birleşmesi guruplaşmalara yol açmış suları iyice ısıtmıştır.
Geçen aylarda Rusya’nın hava sahamızı ihlal etmesi ardından uçağın düşürülmesi, suları kaynama noktasına getirmiş, ardından yapılan açıklamalar, ABD’nin ve NATO’nun Türkiye’yi haklı bulup destek vermesi bunun yanı sıra Rusya yanlısı olup Türkiye’den özür bekleyenler kutuplaşmanın en iyi örneğini teşkil ederler.
Olası bir savaşta Türkiye, diğer devletlerin baskısı altında kalmamalı, kendi hür iradesi ile hareket etmelidir. Her duruma hazırlıklı olmalı büyük bir şok yaşamamak için tüm askeri tedbirler alınmalıdır. En başında içimizdeki kavgayı bitirmeli, dışarıya karşı tek yumruk olarak hareket etmeli, siyaset ve politikamızı ona göre belirlemeliyiz. Olası bir saldırıda kendi içimizde bölünmek veya enerji kaynaklarımızı kendi içimizde harcamak büyük bir felakete yol açar.